- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Büyük Selçuklularda Kümbetler

kümbetlerKazvin ve Hemedan arasında ve Tahran’ın batısında Harekân (Karağan) denilen bölgede Selçuklulardan kalma iki şahane kümbet keşfedilmiştir. Bunlar, birbirinden 29 m. aralıkla düz bir alanda yükselen kümbetlerdir. Yükseklikleri 13 m., çapları 11 m. olup sekizgen biçiminde ve tamamıyla tuğladandırlar.

Kümbetlerin üstü çift kubbe ile örtülüdür. Dış kubbelerin yıkılan yerleri altından iç kubbeler görünmektedir. Köşelerde, aynı biçim ve çaptaki silindirik kulelerden birinci kümbette iki, ikinci kümbette bir kulenin içinde merdivenler vardır. Bunlar diğerlerinden daha geniştir. Diğer kuleler masiftir. Bunlar, takviye kuleleri olup dış kulelerin sekiz kaburgası halinde devam etmektedir. Her iki kümbet kitabeli ve çok zengin çeşitli tuğla süslemelerle kaplıdır. Fakat bu süslemeler, mimarî unsurları başarı ile ve ölçülü bir ifade ile belirtmektedir.

Doğuda kalan birinci kümbetin kûfî kitabesi giriş cephesinin üst kısmında ve dış kubbede değişik bir düzende kûfî olarak yazılmıştır. Buna göre, kümbet, 1067-8 tarihli olup Alp Arslan zamanında ve Malazgirt Muharebesi’nden önce yapılmıştır. Mimarın adı Zincanlı Muhammed bin Mekkî olarak yazılır. Merdivenli kuleler giriş cephesinin solundaki ikinci cepheyi çevrelemektedir. Tuğla süslemeler hep cephede değişmekte ve inanılmaz bir zenginlik göstermektedir.

İki kule yüksek rölyefli olup kitabelerin üstündeki frizde Özkent türbelerinden başlayarak, gerek mimarîde gerek çinilerde Anadolu Selçuklularına kadar Türk sanatında sık sık görülen iç içe geçmiş altıgenlerden meydana gelen süslemeler göze çarpar. Kümbetin içi de sekizgendir. Sivri kemerli nişler en belirsiz şekilde kubbeye geçişi sağlar. Burada aynı zamanda Selçuklulardan kalma en eski kalem işleri iç duvarları kaplamaktadır. Kubbenin içi de kalem işleri ile süslenmişti, fakat sıvalarla birlikte bunlar dökülmüştür.



Sekiz duvar yüzünden her birinde alttan yükseltilmiş, kırık sivri bir kemerin tepesinden aşağıya zincirle asılı bir kandil resmedilmiştir. Kandiller üzerinde X. yüzyıl kûfîsiyle “Berekeli sahibini” yazılıdır. Kandiller bej bir zemin üzerine siyah, kahverengi konturla çizilmiştir. Kandillerin üstünde cephe, bir sivri kemerle nihayetleniyor. Bunların ortasındaki daire madalyonlar içinde tavus kuşları, yıldızlar gibi süslemeler görülür. Bunların renkleri mavi, açık yeşil, pembe, kahverengi ve koyu siyahtır. Kubbenin alt kenarında da çiçekli kûfî kitabelerden kalıntılar görülür.

Bu kadar erken bir tarihte Selçukluların, böylesine abidevî ve zengin bir mezar anıtı meydana getirmeleri ancak Türklerde, kökleri çok derin mezar anıtı fikrinin parlak bir gelişmesi olarak görülebilir. Bu daha sonra Isfahan Mescid-i Cuması’nda, Kümbed-i Haki’de görülen eşsiz mimarî olgunluğun, kümbet olarak bir habercisidir. Yarım yüzyıl içinde basit kuleler şeklindeki çok sade kümbetlerden başlayarak

Selçuklular zamanında gelişmenin nereye vardığı Harekân Kümbeti’nde açıkça belirmektedir. İkinci kümbetin kûfî tarih kitabesi beş satır halinde kapının üzerindedir. Bundan kümbetin 1093 tarihinde, Nasırûddin Mahmud zamanında Zincanlı Ebül Meali bin Mekki adında bir mimar tarafından Ebi Mansur Bek Elsi bin Tekin için yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğerlerinden 26 yıl sonra yapılan bu kümbetin mimarının adından, iki kümbet mimarlarının kardeş ve baba oğul oldukları kabul edilebilir.

Bu kümbet daha az haraptır. Cephelerdeki tuğla süslemeler aynı zenginlik ve değişikliktedir. Tuğlalar daha kabaca, fakat sağlam olarak dizilmiştir. Birinci kümbetten diğer bir farkı içeren duvarların çıplak tuğla halinde sıvasız bırakılması ve kıble cephesinde yonca kemerli tuğla süslemeli yarım kalmış bir mihrabın bulunmasıdır. Bunun dışında kümbetin içi tamamen düz tuğla duvarıdır. Dış yüzde tuğlaların değişik dizilmesiyle süsleme geleneğinin en başarılı eserlerindendir. Birinci kümbette yirmiden fazla burada ise elliden fazla değişik süsleme görülmektedir.

Bunlara benzer bir üslûp gösteren üçüncü bir kümbet Demavent’te olup, köşeleri yuvarlak payelerle takviye edilmiş, 4.85 m. çapında, 9.90 m. yüksekliğinde sekizgen bir kule şeklinde olup üstü piramit çatı örtülüdür. Kapı, tamir esnasında yeni yapılmış, bunun üzerinde yanyana iki mihrap nişi, daha yukarıda dört yıl dız ve bunları bağlayan haç şekilleriyle iki bölüm yer almıştır. Diğer kenarlar da üçer bölüme ayrılarak birbirinden farklı zengin tuğla süslemelerle kaplanmış, tuğla hem malzeme hem de süsleme olarak kullanılmıştır.

İçi, silindirik ve kubbeli olup, kubbede tuğlalar balık sırtı dizilmiştir. Kümbetin kitabesi yoktur. Halk bunu, Devament Valisi Şeph Şibli’ye mal ederse de, kendisi 945’de ölmüş ve Bağdat’ta gömülmüştür. Üslûp bakımından XI. yüzyılın üçüncü çeyreğine girer ve Selçuklu kümbet mimarîsinin yaratıcı kuvvetini gösteren diğer iki kümbetle aynı grupta yer alır. Sekizgen kümbetler tuğla süslemelerin çeşitli zenginliği bakımından daha geniş imkânlar sağlar.

İlk Müslüman Türklerde Kültür ve Sanat «|