- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Atatürk’ün Samsuna Çıkışı

atatürkün samsuna çıkışıDevletin ve milletin kurtuluşu yönündeki ciddi düşünce ve girişimlerin sonuçsuz bırakıldığı, Ermeni Tehciri’nden sorumlu oldukları iddia edilen ittihatçılardan hesap sorulması yolundaki baskılarla, parlamentoya dayanmayan bir siyasi yönetimin hakim kılındığı bugünlerde siyasal eğilimler arasındaki cepheleşmeler de gerginleştirilmişti.

Yine aynı günlerde Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının özellikle Ahmet Tevfik Paşa Hükûmeti’nin akim bırakılması ve parlamentonun mutlak surette çalışmasını sürdürmesi yolundaki planlarının sonuçsuz bırakılmasından sonra muhalif taraf şeklinde adlandırabileceğimiz kesimin harekete geçtiğini görüyoruz. Bu hareketin yönü, askerî başarıları ve devlet adamlığı nitelikleriyle kamuoyuna mâl olmuş Mustafa Kemal Paşa ve yakın çevresinin yıpratılmasına odaklanmış, ancak o, böylesi hallerde duyarlı davranarak gerek kendisinin, gerekse ordunun onurunun korunmasına büyük özen göstermiştir.

Sonuçta her geçen gün gelişen ve yaşanan olaylar dönemin ulusçu subaylarından bir kaçı olan Mustafa Kemal Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey’in Anadolu’da bir şeyler yapılabileceği düşüncelerini haklı çıkarıyordu. Zira geçen sürede gelişen ve yaşanan olaylar düşmanın gerçek amacını ortaya koymakta, Saray ve çevresinde de işbirlikçi bir politikadan başka bir şey beklenemeyeceğini göstermekteydi. Mustafa Kemal Paşa’nın tarihi kararını verip uygun bir zamanda Anadolu’ya geçmeyi tasarladığı günlerde meydana gelen olaylar bu fırsatı yaratmakta gecikmedi.

Gerçek durum tersine olmakla beraber, İtilâf Devletleri Samsun ve yöresinde Türklerin Hıristiyanlara saldırdıklarını iddia ederek hükümetin bunu önlemesini, aksi takdirde duruma kendilerinin el koyacaklarını bildirmişlerdi. Bunun üzerine bölgeye yüksek rütbeli bir subayın gönderilmesi gerekmiş işbaşındaki Damat Ferit Hükûmeti de her yeni hükûmet projesinde adı geçen Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’dan uzaklaştırmak istediğinden, kendisi için bu göreve atanmak zor olmamıştı. IX. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal Paşa’nın görevleri bir talimatname ile saptanmıştı.

Yeni görevinin Padişah tarafından da tasdikiyle Anadolu’ya gitmekle görevlendirilmiş olan Mustafa Kemal Paşa, aynı gün Harbiye Nezareti’ne yazdığı yazıda kimlerle birlikte yola çıkmak istediği hususundaki görüşünü arz eder. Mustafa Kemal Paşa’nın yazılı müracaatı üzerine Harbiye Nezareti, Sadaret Makamı’na aynı gün bir yazı yazarak; “Mustafa Kemal Paşa tarafından yapılacak her türlü tebligatın emri altında bulunacak olan vilayet mülkî memurlarının icra etmelerinin tamim edilmesini” ister.

Samsun’a hareket etmek üzere gerekli bütün yazışma ve hazırlıkları tamamlayan Mustafa Kemal Paşa, Bekirağa Bölüğü’nde tutuklu bulunan Ali Fethi Bey’in yanısıra bir protokol gereği olarak Sadrazam dahil olmak üzere vedâ ziyaretlerinde bulundu. Bu arada İzmir’in işgal edildiğini öğrendi. İstanbul’dan 16 Mayıs günü ayrılmadan önce sonkez Padişah’a vedâ ziyaretinde bulunarak onunla başbaşa görüştü ve saat 16.00’da Bandırma Vapuru ile yanında Miralay Refet Bey’le maiyyeti olduğu halde Samsun’a hareket etti.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa karargâhını o zaman Mıntıka Palas Oteli adıyla bilinen yerde kurmuştu. Ancak İngilizlerin, teşebbüsünden çok geçmeden haberdar olduğundan Havza’ya geçerek 28 Mayıs 1919’da tarihe “Havza Genelgesi” olarak geçen genelgeyi yayınlayarak “İzmir, Manisa ve Aydın’ın Yunanlılarca işgali nedeniyle büyük ve heyecanlı mitingler yapılmasını, milli gösterilerin bütün kasaba ve köylere kadar genişletilmesini, büyük devletlerin temsilcilerine ve hükûmete uyarı telgraflarının çekilmesini” bildirmişti.



Mustafa Kemal Paşa’nın bu genelgesi hemen aynı gün etkisini gösterdiğinden, General Milnein de baskısıyle Harbiye Nazırı, Mustafa Kemal Paşa’yı geri dönmesi hususunda uyarır. Mustafa Kemal Paşa “İstanbul’a davet sebebini sorduğunda Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa’dan aldığı cevapta İngilizlerin kendisinin İstanbul’a geri getirilmesi yönündeki baskı ve taleplerinin olduğu” anlaşılır.

Bu arada Mustafa Kemal Paşa ile Harbiye Nezareti arasında kendisinin geri dönmesi noktasında haberleşmeleri sürdürüldüğü sırada, Ankara’da buluşan Rauf Bey ile Ali Fuat Paşa, Mustafa Kemal Paşa ile muhaberede bulunduktan sonra 19 Haziran’da Amasya’da buluşurlar.

Burada buluşan Mustafa Kemal ve Ali Fuat Paşalar ile Rauf Bey ve son gün gelebilen Refet Bey, tarihe “Amasya Tamimi” olarak geçen genelgeyi hazırlayarak 22 Haziran 1919’da mülki ve askeri makamlara şimdilik milli bir sır olmak kaydıyla yayınladılar. “Vatanın tamamiyeti ve milletin istiklali tehlikededir. Merkezi hükümet İtilaf Devletlerinin tesir ve müdahalesi altında bulunduğundan üstüne aldığı sorumluluğun gereğini yapamamaktadır. Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin hal ve vaziyetini düşünüp haklı sesini cihana işittirmek için her türlü tesir ve murakabeden uzak bir milli heyetin vücudu elzemdir…” şeklinde hükümleri içeren tamim, ulusal direniş ve mücadele ilkelerinin bir protokol haline getirilmesi açısından tarihi bir dönüm noktasıdır.

Amasya’da “İstiklal-i Tamme” doğrultusunda kararlar alınırken, İstanbul’da Mustafa Kemal Paşa’nın azli meselesi gündeme gelmiştir. Amiral Caltrope’un talebi üzerine Mustafa Kemal’in azli meselesi “Vükelâ Meclisi’nde ele alınmış ve Paşa azledilerek hiçbir resmi sıfatı kalmamış olduğundan tebligat ve işarlarının resmi mahiyeti haiz olmadığının icap eden vilayetlere tebliğinin Dahiliye Nezareti’ne bildirilmesi” kararı alınır.

Mustafa Kemal Paşa’nın azli meselesinde Harbiye Nazır’ı Şevket Turgut Paşa ile Dahiliye Nazırı Ali Kemal arasında tartışmaların olduğu anlaşılıyor. Zira kabine toplantısından sonra Şevket Turgut Paşa hemen istifa etmiş, müteakiben de Ali Kemal istifa edecektir. Bu gelişmelerden sonra artık sıra Samsun ve civarındaki asayişi sağlama görevinden azledilen Mustafa Kemal Paşa’nın müfettişlik görevinden de alınmasına gelmiştir. Yeni Harbiye Nazırı 5 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yı Padişah adına İstanbul’a çağırır. Mustafa Kemal Paşa ertesi gün bu çağrıya uymayacağını belirten cevabî bir telgraf çeker.

Mustafa Kemal Paşa 8 Temmuz 1919’da Vükelâ Meclisi’nin kendisinin “ordu müfettişliğinden alınması hususundaki karar tutanağı” üzerine aynı akşam Saray’la telgraf muhaberesinde bulunur. Bu muhabere sonucunda resmi görevine son verildiği kendisine iletilir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa gece saat 22.50’de Harbiye Nezareti’ne 23.00’ten sonra da Padişah’a resmi göreviyle birlikte askerlikten de istifa ettiğine dair bir telgraf çeker.

Mustafa Kemal Paşa’nın görevinden ayrıldığı gün Harbiye Nezareti Ordu Müfettişlerine ve Kolordulara bir tamim yayınlayarak “hangi nâm ile olursa olsun hususi birtakım teşkilat kurulmasına ve halktan bu yolda mali ve bedeni istekte bulunulmasına askeri ve mülki makamlarca asla fırsat verilmemesi” istenerek milli hareket, İtilaf Devletleri ile İstanbul Hükûmeti ittifakıyla boğulmaya çalışıldı.

Ancak oluşan milli heyecan, bu istekleri yerine getirmekten çok, ülkenin o günkü şartlarında her türlü fedakarlığı göze alarak vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali için milli teşkilatları kurmaya ve bu teşkilatların çabalarıyla alınan ortak karar doğrultusunda harekete geçmeye çalışmaktaydı.

M. Kemal Atatürk sayfasına dön! «|