Atatürk’ün Çocukluk Anıları
“Çocukluğuma ait ilk hatırladığım şey mektebe gitmek meselesine dairdir. Bundan dolayı annemle babam arasında şiddetli bir mücadele vardı. Annem, ilahilerle mektebe başlamamı ve mahalle mektebine gitmemi istiyordu. Gümrük İdaresi’nde memur olan babam, o zaman yeni açılan Şemsi Efendi’nin mektebine devam etmemi ve yeni usul üzere okumama taraftardı. Nihayet babam işi mahirane bir surette halletti. Evvela alışılmış törenler ile annemin gönlü yapılmış oldu. Birkaç gün sonra da mahalle mektebinden çıktım. Şemsi Efendi’nin mektebine kaydedildim.”
İşte Atatürk, kendi çocukluğunu yukarıdaki sözlerle böyle anlatıyor. Atatürk’ün çocukluk yıllarına dair anıları pek bilinmese de onun çocukluk arkadaşı Asaf İlbay’ın anlatımıyla bir anısını bulduk. Sokakta birdirbir oynayan Asaf İlbay 11-12 yaşlarında ki Mustafa Kemal’in kendilerine hiç katılmadığını ama oyunu izlemeyi çok sevdiğini söyledi.
Hele birde aramızdan biri düşerse keyfine diyecek yoktu. Bu oyunda biri eğilir ve başını öne eğer diğerleri ise onun üzerinden atlardı. Bir gün Asaf İlbay ve arkadaşları Atatürk’ü oyuna katmak için yaka paça yakaladılar. Atatürk eğilme sırası kendine geldiğinde ben eğilmem dedi ve dimdik durdu. Atlarsanız böyle atlayın dedi. Arkadaşları ve Asaf İlbay ne kadar ısrar etse de Atatürk yinede eğilmedi.
Atatürk’ün çocukluk anılarından bir diğeri de şöyledir; Şemsi Paşa mektebinde eğitim gören Atatürk Beden Eğitimi dersinde koşu yarışına katıldı. Bu yarışta birinci gelecek kişi okullar arası yapılacak koşu yarışmasında mektebi temsil edecekti. Öğretmen okulun etrafında iki tur atıp buraya ilk gelen birinci olacak dedi.
Daha sonra yarışın başlamasıyla Atatürk ilk turu birinci bitirdi ve ikinci turun sonlarına kadar güçlü adımlarla koştu. Ancak gözü birden yanında uçmaya çalışan küçük kuşa takıldı. Onun bir kedi tarafından yenilebileceğini düşünen Mustafa Kemal yarışı bırakarak kuşu minik avuçlarına aldı. Yarışı yürüyerek ve sonuncu bitiren Mustafa Kemal kuşu kurtarmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu.
Derken yarışmayı birinci bitiren çocuk: “Öğretmenim Mustafa kuşu almak için durdu ve yarışı bıraktı. O benden çok hızlı koşar bizim okulumuzu daha iyi temsil eder demesiyle öğretmen bu yarışın birincisi Mustafa Kemal’dir.” Bu sözü duyan Mustafa Kemal Atatürk ikinci bir sevinç yaşadı. Katıldığı okullar arası yarışmada birinci olan Mustafa Kemal Selanik Kupası’nı kazandı.
|» “M. Kemal Atatürk“ sayfasına dön! «|
BENZER KONULAR
Bu Yazıya 42 Kişi Yorum Yazmış!
Yorum Yaz! | Görüş Bildir!
- Yazının Bağlantısı: Atatürk’ün Çocukluk Anıları
- Yazının Bölümü: Atatürk
- Diğer kaynaklarda arayın:
- Etiketler: Atatürk, Atatürk Açıklamalar, Atatürk Bilgileri, Atatürk Biyogarafisi, Atatürk Hakkında Bilgiler, Atatürk Hayatı, Atatürk Okul Anıları, Atatürk Yaşamı, Atatürkün Ayrıntılı Yaşamı, Atatürkün Çocukluğu Anılar, Atatürkün Çocukluk Anıları, Atatürkün Eğitim Anısı, Atatürkün Hayatı, Atatürkün Kısa Çocukluk Anısı, Atatürkün Kısa Okul Anısı, Başkomutan, Çocukluk, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kemal Atatürk, Mustafa Kemal, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa Kemal Atatürkün Hayatı, Okul, Ulu Önder
- Rastgele 10 Yazı:
Abi süper olmuş bu sayfa.
Çok güzel olmuş, ben çok beğendim.
Bence diğerlerine göre kısa çok güzel.
Bu anılar güzel ama uzun geldiler bana.
Çok güzel kızımın buna benzer anısı olmuştu.
Güzel de uzun olmuş sanki.
Çok güzel tebrik ederim.
ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ANILARI
KUYU
Langaza’da dayımın çiftliğinde kalırken komşu çiftliğin yakınından geçerdim. Bir gün çiftlikten sesler geldi. Koştum. Kuyunun başında üç çocuk kız kardeşlerinin kuyuya düştüğünü söylüyor ve yardım istiyorlardı. Oralarda kalın bir ip buldum. İpi ağaca bağlayıp kuyuya indim. Tahminen altı yaşlarında bir kız beline kadar su içinde duruyordu. İpi kızın beline bağladım ve ağabeylerine yukarı çekmesi için, seslendim. Ağabeyleri kızı yukarı çektiler. Daha sonra ipi aşağı sarkıttılar. İpi belime bağladım, ellerimle tuttum ve beni çekiniz diye bağırdım. Çeken olmayınca ipten tırmanarak kendi çabamla yukarı çıktım. Kimseler yoktu. Demek ki kardeşlerini kurtarınca ağabeyleri beni kurtarmaya lüzum görmemişti.
ALMAN KOMŞUMUZ
Arabanın icat edildiği yıllardı. Selanik’te zengin bir Alman komşumuz vardı. O komşumuz bir araba almıştı. Yollarda arabayla giderken, görenler şaşırmıştı. Bu araba atsız, öküzsüz nasıl gidiyor diye. Komşumuz bir akşam evine dönerken, farları yakmış. Araba gürültülü çalıştığı için, canavar geliyor diyerek insanlar kaçışmış. Hatırladığım kadarıyla bir gün aşırı hız yaptığı için, polis ceza kesmiş. Komşumuz o sıra 20 km hızla gidiyormuş.
AKREP OLAYI
Makbule dört beş yaşlarındaydı. Bir gün çiftliğin duvarında akrep görmüş ve çok korkmuş. Mustafa abi, koş, duvarda aprek var, diye bağırıyordu. Ben koşarak Makbule’nin yanına vardım. Parmağıyla işaret ettiği yerde bir akrep duruyordu. Yerden taş alarak akrebi ezdim. Makbule’nin elinden tutarak annemin yanına götürdüm. Annem, ne olduğunu sordu. Ben de olanları anlattım. Annem çok korktuğu için, Makbule’ye su içirdi. Daha sonra yatağına yatan Makbule derin bir uykuya daldı.
KOYUN SÜRÜSÜ
Kız kardeşim Naciye çok konuşkandı ve hatırı sayılır derecede önemli olaylardan bahsederdi. Bir gün öyle bir hikaye anlatmıştı ve ben hayretler içinde kalmıştım. Çobanın biri, dağda koyun otlatıyormuş. Koyunlar da çokmuş, sürüde en azından beş yüz koyun varmış ve bir ucu ilerdeki uçurumun kenarına kadar varıyormuş. Derken bir koyun uçurumdan aşağı atlamış. Bunu gören diğer koyunlar da uçurumdan aşağı atlamaya başlamış. Bereket ki çoban durumu fark etmiş ve sürünün yarısını kurtarmış. Bıraksa koyunların hepsi uçurumdan atlayacakmış.
YARALI GÜVERCİN
Bir gün evimizin bahçesinde kanadı kırık, yaralı bir güvercin buldum. Eve götürdüm. Anneme ve kardeşlerime gösterdim. Güvercini veterinere götürdük. Kanadını sardı, iyileşir, dedi. Üç gün güzelce besledim. Dördüncü günün sabahında kafeste cansız yatarken buldum. Çok üzüldüm. Gözyaşları içinde güvercini bahçenin bir köşesine gömdüm. Seni hiç unutmayacağım, güvercin, dedim. Aradan yıllar geçti ama ben o güvercini unutmadım.
Bazıları çok uzun.
Bazıları çok uzun olmuş daha kısa bir şey yokmu?
Güzel de çok uzunlar ya uzun olmasaydı daha güzel olurdu.
Çok güzel olmuş ben çok beğendim vallahi.
Cok güzel, kısa ve öz yapmamışsın.