- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Ali Fuat Başgil

ali fuat başgilAli Fuat Başgil, hukuk, edebiyat ve felsefe lisansı, hukuk doktorası yapmış, dönüşte memlekette “Teşkilât-ı Esasiye” (Anayasa) hocası olarak dersler vermiştir. Ali Fuat Başgil, hukukî konulardaki düşüncelerinin yanında, din, milliyet, milliyetçilik, laiklik, demokrasi, devlet, hürriyet, felsefe materyalizm, spritualizm, ruh, madde gibi pek çok konuda değişik fikirler beyan etmiştir. Ayrıca Türkçenin fakirleştirilmesine karşı da mücadele vermiş, bu konuda yaşadıklarını “Türkçemiz” adlı risalede anlatmıştır.

Ali Fuat Başgil, “Din ve Laiklik” kitabında, din ve devlet işlerinin ayrı olmasını savunmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Batı’daki gibi muhtar bir kurum haline getirilmesini istemiş, vakıfların gelirlerinin Diyanet’e verilerek devlet bütçesinden para almamasını, siyasetçilerin baskısından kurtarılmasını istemiştir. O, ısrarla laikliğin Anayasa’ya tanım olarak girmesi gerektiğini savunmuş, böylece yanlış yorumlamalardan ve yanlış uygulamalardan kurtulmanın mümkün olacağını savunmuştur.

Ali Fuat Başgil, demokrasiyi, hak ve hürriyetlerin kalesi olarak niteler. O, vatandaşın hürriyeti; hükûmetin düzen ve otoriteyi temsil ettiğini düşünür. Hürriyetçi ve “vatandaşın insanlık hakkı” vatandaşın maddî ve manevî varlığına ve benliğine sahip çıkması, şahsının efendisi, fikir ve kanaatlerinin maliki kalıp endişesizce hareket etmesi ve nefes alması hakkı olduğunu belirtir. Onun düşüncesinde hak ve hürriyetlerin teminatı, Anayasası’dır. Çünkü Anayasa, “bir memleketin hükûmet gidişini ve idare usulünü tayin ve tesis eden temel kanundur.

Ali Fuat Başgil, inkılâplar hakkında da fikirler ileri sürmüştür. O, inkılâbı “bir halden başka bir hale geçmek, millet hayatında bir devri kapayıp yeni bir devir açmak” olarak anlıyor. Geçişinin genişliğine ve derinliğine göre inkılâp ikiye ayrılır: Kadro inkılâbı, strüktür inkılâbı. Ona göre, Meşrutiyet inkılâbı, Cumhuriyet inkılâplarını hazırlayan bir kadro inkılâbı idi. Cumhuriyet inkılâbı ise Fransız ve Sovyet inkılâpları gibi, bütün varsayımı taşıyan bir “strüktür inkılâbı”dir (yapı inkılâbı).



Ali Fuat Başgil, sosyal hayatta tarihî ve sosyolojik determinizme inanır. Bunun için, inkılapların ve ihtilallerin olmasında plân-programın yanında tarihi ve toplumsal şartlar da rol oynar; ortam lazım, heyecan lazım. İşte o zaman inkılâp, “adeta suyun yamaçtan aktığı gibi, mevcut ve hadiselerin sürükleyip getirdiği bir emperalifin (emrin) bir tarihî ve sosyolojik zaruretin cevabı olarak zuhur eder.” İnkılâbın ontolojisini kendinden önceki ve mevcut şartlarla izah eden Ali Fuat Başgil, inkılâpların Türk milletine yeni ve medenî bir hayat yolu açtığı inancındadır. Bu sayede “Dün kendinden utanan Türk vatandaşı, bugün gönlünde Türklüğün gururunu ve alnında şerefini taşımaktadır.

Ali Fuat Başgil, milliyetin unsurları ve milliyetçilik hakkında da fikirlerini beyan etmiştir. O, bu konuda şöyle düşünür: “Milliyetçiliğin, damarlarında asıl kanını taşıdığını ve nimetleriyle beslenip büyüdüğünü, Türk milletini, onun tarihini dilini, eser ve abidelerini, ecdat mirasını canım gibi severim. Onun civanmertliğine, ölmezliğine, emsalsiz kabiliyetlerine ve yüksek seviyesine inanırım.” “Onun maddî ve manevî ızdıraplarını, tıpkı kendi ızdırabımmış gibi, içimde duyar, dertlerimi kendime dert edinmeyi bir vazife bilirim.” “Nazarımda millettaşını sevmek, milletini sevmektir. Milletini sevmek de insanlığı sevmektir. Çünkü fert, milletin bir parçasıdır. Parçayı sevmeyen, bütünü sevemez.” “Milletini menfaat için sevmek, sevgilerin en sefilidir.” “Milletine yalnız menfaatıyla bağlanan, vatanını da sevemez.

Ali Fuat Başgil, milliyetçiliği bir sevgi, bir şuur işi olarak ele alarak milletin oluşumunu, ontolojik (varlıksal) teşekkülünü de, metot olarak içten dışa doğru, gönülden tarihe doğru bir yükselişle izah eder: Çünkü der: “Vatan sevgisi millet sevgisidir” öyleyse vatan nedir? “Vatan, millet sevgisidir, vatanı müdafaa etmek hakikatta millet bütünlüğünü müdafaa etmektir.” Milletin unsurları nelerdir? Vatan toprak parçasından ibaret olmadığı gibi, millet de ırk demek değildir. “Irk, ferdin iradesi dışında kalan hakiki ve mefruz (varsayılmış) biyolojik bir bağ değildir.” Öyleyse millet, “tarihin yapıp yoğurduğu bir gönül bağıdır.” Millî birliği kuran ve milleti yaşatan kuvvet “müşterek dildir, dindir, tarihtir, hulâsa ecdat yadigârıdır.”

Ali Fuat Başgil, maddecilere de tenkit yöneltir: Onlar nazarında milliyetçilik gericiliktir. Halbuki milliyetçilik en tabi ve en meşru bir histir, insiyaktır (içgüdücü). “Maddecilik, tembelliğin ve egoizmanın tıpkı cilt üstünde görülen çıban başıdır” “Zamanımız maddecisi, ta iliklerine kadar egoist, tembel ve faydacıdır”. Ali Fuat Başgil, kendisinin yalnız bir milliyetçi değil, aynı zamanda manevîyatçıyım, yani spritualistim diyor. Dolayısıyla kendi fikirleri arasında maddeciliğin ve kozmopolitliğin yeri olmadığını belirtiyor.

Kim Kimdir? sayfasına dön! «|