- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

12 Hayvanlı Türk Takviminin Özellikleri

on iki hayvanlı Türk takvimi özellikleriOn iki hayvanlı Türk takvimi, Güneş yılını esas almaktadır. Yani zamanı Güneş’in tam tur hareketlerine ve Ay’ın hilâl olmasına göre gün, ay ve yıl şeklinde tanımlamışlardır. Bir gün 12 + 12 şeklinde iki bölüme ayrılmış ve bugünkü gibi 24 saat olarak değerlendirilmiştir. Bu takvimde hafta kavramı yoktur, Türklerde İslamiyet’ten sonra hafta kavramı oluşmuştur. Bir yıl 354 ile 384 gün aralığında sürmektedir. Ay’ın hilâl şeklini almasına göre aylar oluşur ve bir yıl tamamlanır. Bir ay bazı aylarda 29 gün, bazı aylarda 30 gün sürmektedir. Ay isimleri birinci ay, ikinci ay diye sıralanmıştır ve on ikinci ay ile son bulmaktadır.

Bu takvimde her yıl bir hayvan ismi ile adlandırılmaktadır. Sırasıyla “fare, sığır, pars, tavşan, balık, yılan, at, koyun, maymun, kavuk, köpek, domuz” yılları bulunmaktadır. Domuz yılından sonra tekrar fare yılına dönülmektedir. Yani bulunduğumuz yıl hangi hayvanın adıyla anılıyorsa, on iki yıl sonra yine aynı hayvan yılı yaşanmaktadır. Balık yılı, Çinlilerin etkisiyle bazı Türk toplulukları tarafından “ejder yılı” olarak kabul edilmiştir. Her yılın kendine göre özellikleri vardır. Hangi yılda yaşıyorsak, o yılın özelliklerine göre bolluk, kıtlık, savaş… vb. şeylerle karşılaşılacağına toplum tarafından inanılmaktadır.

Kaşgarlı Mahmud‘un anlattığına göre Türkler bir yılı dört mevsime ayırmışlardır. İlkbahar için “oğlak ay” demişlerdir. Yaz “uluğ oğlak ay“, sonbahar “uluğ ay” ve kış “ay” olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca 12 yıllık dönem 5 kez tekrarlandığında bir çağ atlanmış olmaktadır. Yani 60 yıllık bir süre “çağ” olarak nitelendirilmiştir. Bu takvimde yılbaşı, bugün Nevruz (yenigün) olarak bildiğimiz 21 Mart‘tır. Çünkü Türk mitolojisinde gece ile gündüzün kavuşmak için hep birbirini kovaladığı düşüncesi vardır. 21 Mart’ta gece ile gündüz eşitlendiği için bugün Türk takviminde yılbaşı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Ergenekon Destanı’nda Türklerin demir dağı eritip özgürlüklerine kavuştukları ve yeniden doğdukları gün de 21 Mart’a denk gelmektedir. Bunun için Türk takviminde yılbaşı Nevruz günüdür, ki bu da Güneş‘in kova burcuna girmesiyle oluşan ilk hilâle denk gelmektedir.



12 hayvanlı Türk takviminde Türklerin Göktanrı inancı ve şamanist kültürü de etkili olmuştur. Şaman kültüründe fal ve büyü de bulunmakta olduğu için, geleceğe dair yapılan kestirmeler Türk takviminin şekillenmesinde mâkul bir iz bırakmıştır. Takvim sistemine ait bazı bilgiler Türk kültürüne işlemiş ve sözlü gelenek ile günümüze kadar aktarılmıştır. Anadolu’da “at yılı bereketli geçer, öküz yılı sulak olur” gibi inanışlar vardır ki bu hâlâ bazı illerdeki yaşlılar arasında söylenmektedir. Hatta Sivas’taki Gökmedrese’nin kapısında 12 hayvanlı Türk takvimine ait işaretler ve süslemeler bulunmaktadır. Bunların hesaplamasını yapan aksakallılar, hangi yılın hangi hayvana denk geldiğini belirlermiş ve o hayvanın karakterine göre o yılın nasıl geçeceği hakkında rivayetler dolanırmış. Bugün hâlâ Azerbaycan, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi Türk dünyasının muhtelif yerlerinde bu takvim geleneksel olarak bilinmektedir.

Türk takvimi bize ulusun bilgeliğini ve içinde bulundukları zamana hükmetme ve onu sistematik bir şekilde belirleme çabasını göstermektedir. Türkmenlerin “yıl övürmek“, Kırgız Türklerinin “cıl sürüü” (yıl sürmek) diye adlandırdığı bu takvim, Türk medeniyetinin tarihin çok eski dönemlerinde bile ne kadar geliştiğini göstermektedir. Ayrıca Türklerin zaman kavramına yaklaşımı, sadece “süre” olarak değil; aynı zamanda mistik, felsefik ve mitolojik boyutlardadır. Tıpkı Çin kökenli olan ve bugün birçok kişinin çocuğunun cinsiyetini belirlemek için kullandığı Zodyak sistemindeki aylık devirlere bağlı burçlar gibi, 12 hayvanlı Türk takviminde de kişilerin doğdukları yılın, onların kişilik özelliklerini etkilediğine inanılır.

On iki hayvanlı Türk takvimi Göktürkler, Asya ve Avrupa Hunları, Tabgaçlar, Ogurlar, Sabarlar… tarafından kullanılmıştır ve yazılı tarihin gitmediği karanlık dönemlere kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Bu takvim Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra yavaş yavaş terk edilmiş, çok uzun yıllar müslüman olmayan Türkler tarafından kullanılmış, İslamiyet’i benimseyen Türkler arasında ise ancak halk kültürü boyutunda yaşamaya devam etmiştir. Geleneksel bir şekilde bugüne kadar kavuşmuştur ve bugün hâlâ Orta Asya‘da yılların hangi hayvan yılına denk geldiğini hesaplayan ve ona göre yaşayan küçük topluluklar bulunmaktadır.

12 Hayvanlı Türk takviminin kısaca özelliklerini sıralayalım:

– Türkler tarafından ortaya çıkarıldığı düşünülmektedir.
– Her yıla bir hayvan ismi verilir, toplamda 12 hayvan vardır.
– Bir yıl dört mevsimden, on iki aydan oluşmaktadır.
– Yılın bazı ayları 29, bazı ayları 30 gündür.
– Yılbaşı, Nevruz bayramının kutlandığı 21 Mart gününe denk gelmektedir.
– Bir gün 12 gündüz ve 12 gece olmak üzere 24 saattir.
– Güneş yılını esas alan bir takvimdir.
– 12 yılda bir başa, yani fare yılına, dönmektedir.
– Derin bir astronomi bilgisine ve gözlemlerine dayanmaktadır.
– Göktürklerden binlerce yıl önce de Türk devletleri tarafından kullanılmıştır.
– Türk kültüründen ve mitolojisinden izler taşımaktadır.
– İslamiyet’in kabulünden sonra unutulmaya başlanmıştır.
– Anadolu’da hâlâ izleri görülmektedir.
– Her yılın karakteristik özellikleri vardır.
– Şamanların fal ve büyü işlerinde de kullanılmıştır.
– Kişinin doğduğu yılın, onun bahtını etkilediğine inanılır.
– Bugün hâlâ Orta Asya’da bazı Türk toplulukları tarafından kullanılmaktadır.
– Türk ve yabancı birçok Türkolog tarafından üzerinde incelemeler yapılmıştır.

Orkun KUTLU

Orkun Kutlu

12 Hayvanlı Türk Takvimi sayfasına dön! «|