Hayvanların Aklı Var mıdır?
Tarih: 6 Ağustos 2012 | Bölüm: Felsefe | Yorumlar: 40 Yorum var.
Bugün derste değerli bir hocamız, biraz felsefe yaptı. (: Gündelik bilgi ile bilimsel bilgi arasındaki farklılıklara değinirken, nereden geldiyse konu “hayvanlarda akıl” konusuna geldi. Biraz düşünüp şaşırtıcı örneklerle hayvanların akıl taşıdıklarını düşününce, konuyu biraz daha irdelemek istedik.
Bugüne kadar yapılan bazı araştırmalarla, hayvanların aklı olmadığını ortaya koyan sonuçlara ulaşılmış. Bazı bilim adamları bunu kabul ediyor, bazıları kabul etmiyor. Ben, sadece aklıma takılan birkaç soruyu sizlerle paylaşıp, sonuca beraberce ulaşmayı umuyorum. Şimdi, basitçe düşünecek olursak, hayvanlarda aklın olduğunu kabul edebilmek için, akıl olmadan yapılamayacak bazı davranışları hayvanlarda görmek gerekiyor.
Öncelikle “öğrenme” ile başlayalım. “Öğrenme nedir?” diye düşündüğümüzde, en yalın tanımıyla “İnsan davranışları üzerinde meydana gelen kalıcı izli davranış değişiklikleridir.” deriz. Öğrenmenin akılla yapıldığı tartışılamaz bir gerçektir. Yani kişi, öğrenmelerin gerektirdiği yaptırımları, aklını kullanarak yapar ve tam bir öğrenme gerçekleştirir. Peki, “Hayvanlar öğrenebiliyor mu?” diye düşünelim. Bence öğreniyor. Çünkü öğrenme olmadan gerçekleşmesi imkansız örnekler görüyoruz.
Dil ve Düşünce İlişkisi
Tarih: 27 Ağustos 2011 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 6 Yorum var.
İnsanları diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri de düşünme yetisine sahip olmalarıdır. Bilinçli olarak gerçekleştirilen fikir uğraşısı olan düşünce dille ifade edilir. Dil böylece düşüncenin aktarıcısıdır. Düşünce aktarımı dil dışında başka araçlarla da gerçekleşir: resim, müzik, heykel, davranış vb. Ancak dil, bunlar arasında en işlevsel olanı, insan zihnine en fazla hareket alanı bırakanıdır. Dil dışında hiçbir ifade biçimi insana karmaşık ve soyut düşüncelerini dil kadar ayrıntılı olarak ifade etme fırsatı vermez.
Dil-düşünce ilişkisi bilim adamlarının ilgisini çekmiştir. Dil, o dili konuşanların dünya görüşünü ve algılayışını da belirler. Dilin düşünceyi belirlediği yolundaki iddia antropolog dilbilimci Edvvard Sapir ve öğrencisi Lee Whorf’a dayanır. Sapir-Whorf hipotezine göre diller düşünce biçimini de belirler ve buna bağlı olarak bir dilde mevcut olan ayrım başka bir dilde bulunamaz. Tabiatı, ancak dilimizin bize tanıdığı imkanlar ölçüsünde gösterebiliriz. Bu görüşe göre diller farklılaştıkça düşünme biçimleri de farklılaşmaktadır. Dilleri farklı olan her toplumun farklı bir düşünme sistemi vardır. Örnek olarak bir Kuzey Amerika Kızılderili dili olan Hopi’de masa’ytaka kuşun yanısıra uçabilen böcek, uçak, pilot vb. gibi her şeyi göstermek için kullanılır ki bu Türkçe konuşan biri için yadsınacak bir durumdur. Sapir-Whorf-hipotezinden hareketle, toplumların, dillerinin izin verdiği ölçüde dünyayı algıladıkları, dolayısıyla dilleriyle düşünce ve kültürlerini biçimlendirdikleri sonucuna varılabilir.