Harezm Türkçesi ve Edebiyatı
Tarih: 7 Ağustos 2012 | Bölüm: Edebiyat | Yorumlar: 11 Yorum var.
Bugün “Orta Türkçe” derside, Harezm Türkçesi ve edebiyatı ile ilgili bir araştırma yapmam ve bilgilerimi arkadaşlara sunmam gerekiyordu. Bu konu ile ilgili bilgi alabilmek için başta A. Bican Ercilasun‘un “Türk Dili Tarihi” adlı kitabı olmak üzere, Fuat Bozkurt, M. Fuat Köprülü, Aysu Ata… gibi Türkolojiye emek veren üstadlarımızın eserlerinden yararlandım. Bu konuda ağ üzerinde paylaşılmış bir yazı olmadığı için, bu çalışmamı paylaşmak istedim. Belki bir arkadaşımız bu dönemin dil ve edebiyat özellikleriyle ilgili bilgi almak isterse, bu kaynak ona yardımcı olabilir diye düşündüm.
13. yüzyıldan sonra büyük ölçüde Karahanlı Türkçesinden koparak oluşan ve zamanla “imparatorluk” denilebilecek kadar büyük bir devlet kuran Harzemşahlar’ın, o dönemde geliştirdikleri dil ve edebiyat ile ilgili bilgilerimizi iki ana başlık altında toplayabiliriz:
1. Harezm Dönemi Tarihine Genel Bakış
2. Harezm Döneminde Dil ve Edebiyat Gelişmeleri
Harezm Dönemi Tarihine Genel Bakış
Ceyhun’un aşağı bölümünde verimli bir deltadan oluşan bu bölge (Harezm), çok eski zamanlardan beri Orta Asya’nın siyasi ve medeni tarihinde ayrı bir öneme sahiptir. 4. yüzyıldan başlayarak bu topraklara egemen olan Harzemşahlar, bu bölgenin eskiden beri sahipleridirler ve İslamiyet’in bu bölgede yayılmasından sonra da bu bölgede varlıklarını koruyacaklardır. Egemenlik dönemleri süresinde bir dönem Emevi, Abbasi ve Samanoğullarının hâkimiyeti altına giren Harzemşahlar’ın başkenti önce “Kât” sonra ise “Ürgenç” şehri olmuştur.
Eleştiri
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Eleştiri | Yorumlar: 1 Yorum var.
Eleştiri Nedir? – Tanımı ve Özellikleri
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Eleştiri | Yorumlar: 11 Yorum var.
Bir sanat eserini çeşitli ölçütler çerçevesinde değerlendirmek, bir bütün olarak ele alıp her yönüyle ortaya koymak, anlaşılmasını ve değerinin belirlenmesini sağlamak amacıyla yazılan yazılara eleştiri adı verilir. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında aynı kavram için tenkit, bu işi yapan insanlar için de münekkit terimi kullanılırdı. Günümüzde bilimsel çalışmalarda bu ifadeler görülmeye devam etse de eleştiri ve eleştirmen ifadeleri daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlışlarını dile getirerek göstermek amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve yapıtlarını konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir.
Eleştiri okulları üçe ayrılır: Yansıtma, yaratma, dil. Yansıtma, eserin doğaya benzediğini savunur. Yaratma, eserin iç dünyasıdır, yani sanatçı. Dil ise, Rus biçimcilerinin yöntemidir ve eseri dil sistemi olarak görür.
Eleştiri Türünün Özellikleri
Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Eleştiri | Yorumlar: 1 Yorum var.
Eleştirmen, bazı ölçütler çerçevesinde bir sanat eserini ele alır. Bu ölçütler eleştirinin türünü belirler. Eleştiri yazılarını bakış açılarına göre gruplandırmak bizim konuyu daha rahat bir şekilde kavramamızı ve net bir şekilde bütün yönleriyle görmemizi sağlayacaktır. Eleştiri türleri her kaynakta farklı şekillerde yer alabilmektedir. Bazı kaynaklarda yalnızca temel birkaç eleştiri türünün adı verilirken bazı kaynaklarda bu sayı artabilmektedir.
Eleştiri türlerinin çokluğu veya azlığı bazı anlayış ve bilim alanlarının ortaya çıkmasıyla paralellik göstermektedir. Çünkü eleştiri yazısı herhangi bir sanat görüşünü veya düşünce sistemini temel alabilir. Dolayısıyla eleştiri türlerinin doğuşu düşünce sistemlerinin çeşitliliğiyle doğru orantılıdır, görüşü bize toparlayıcı bir çerçeve çizer. Örneğin feminizm, feminist eleştiriyi, dilbilim, dilbilimsel eleştiriyi beraberinde getirmiştir. Biz ise bu bölümde genel bir çerçeve kapsamında verdiği için Bilge Ercilasun’un Servet-i Fünûn ‘da Edebî Tenkit adlı eserindeki gruplandırmayı esas alacağız. Aşağıdaki ölçütler “Eleştiri neye dayanarak yazılır?” sorusunun cevabını verecek ve sanılanın aksine bu yazıların eleştirmenin kişisel görüşleri doğrultusunda gelişigüzel yazılamayacağını da kanıtlayacaktır.
Eleştiri de temeli düşünce olan yazı türüdür. Konu sınırlaması yoktur. Sanat, edebiyat ya da düşünce yazılarının içeriği ile bu içeriğin işlenişini, değerli ve değersiz yönlerini ortaya koyan bir yazı türüdür. Yazarın yazıyı kendine göre, yazıyı ilgilendiren topluma göre, kendi alanındaki diğer çalışmalara göre değerlendirdiği yazılardır.