Vurgu Nedir? / Kelime ve Cümle Vurgusu
Tarih: 18 Ekim 2011 | Bölüm: Ses Bilgisi | Yorumlar: 16 Yorum var.
Konuşma sırasında, hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı, daha kuvvetli olarak söylenmesine vurgu, baskılı söylenen heceye vurgulu hece denir. Vurgu kelimenin her yerinde, ilk, orta veya son hecede olabilir. Ancak orta hece vurgusu yaygın değildir. Türkçede vurgu fonemiktir, anlam farkı yaratır. Söz gelişi ilk hecesi vurgulu olan Bebek bir semt adıdır, ikinci hecesi vurgulu bebek küçük çocuk anlamındadır.
Aynı şekilde İlk hecesi vurgulu garson hitaptır ikinci hecesi vurgulu garson isimdir; ilk hecesi vurgulu yalnız edattır, ikinci hecesi vurgulu yalnız ise sıfat görevinde kullanılır.
Bir söz dizisi içinde vurgunun yeri ve sistematiği farklılık gösterir. Bu farklılığa göre vurgu, kelime vurgusu, öbek vurgusu, cümle vurgusu gibi alt başlıklarda incelenebilir.
Kelime Vurgusu
Kelimedeki bir hecenin diğerlerinden daha güçlü olan vurgusuna kelime vurgusu denir. Türkçede kelime vurgusu genellikle son hecededir, kelime yapım eki aldıkça vurgu son heceye kayar. Örneğin, söz kelimesi tek heceli olduğu için doğal olarak vurguludur, üzerine {+lXk} biçimbirimi gelince kelime vurgusu ikinci heceye kayar: sözlük. Bu yapının üzerine {+CX} biçimbirimi geldiğinde vurgu yine son hecede olur: sözlükçü. Çekim ekleri de yapım ekleri gibi vurguyu çektiklerinden bu ekleri alan kelimelerde de vurgu son heceye kayar. Ancak, Türkçede bazı ekler vurgusuzdur. Bu türden ekler vurguyu kendisinden önceki heceye atar. Türkçede vurgu kabul etmeyen eklerden bir kısmı şunlardır:
Yazılı Anlatımla Sözlü Anlatım
Arasındaki Farklar
Tarih: 1 Ekim 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım, Sözlü Anlatım, Yazılı Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
Karşılıklı konuşma biçimlerindeki ya da yazılı türdeki bildirimlerin kendine özgü kolaylıkları ve zorlukları vardır. İletişimin sözlü ya da yazılı yapılmasına göre dilsel yapıları farklılık gösterir. Ve her iki anlatım biçiminin üslubunda (biçiminde) değişik olur. Bu anlatımsal değişiklikler aynı türden bildirimlerde bile görülebilir. Örnek olarak bilimsel bir kurultaya gönderilen bildirilerle, aynı çalışmanın günlük çalışma şartlarında, laboratuarlarda (deneyliklerde) gerçekleştirdiği şeyler aynı değildir.
Bütün dil etkinliklerinin bütün ve içerik açısından büründükleri özelliklerin bilinmesi şartıyla yakından ilişkilidir. Bu durum hem sözlü dil hem de yazılı dil için ayrıdır. Bilimsel bir konunun uzmanlara yönelik bir dergide irdelenmesiyle, aynı konunun öğrenciye anlatımı veya bir gazete köşesinde geniş okur kitlesine anlatılması, değişik anlatım biçimlerinin benimsenmesini gerektirir.
Yazılı ve sözlü dil, doğaçlama yapılan bir konuşma ile okunan bir metinde bile farklılık gösterir. Çünkü yazılı dilin biçemiyle konuşma dilinin biçemi birbirinden farklıdır. Dil düzeyleri, söyleyiş özelliklerinden söz dizimine, biçimsel yapıdan sözcük dağarcığına değin, hemen hemen tüm dil olgularını kapsayan ve teklifsiz dil, gündelik dil, yönetim dili, ölçümlü dil, seçilen dil, edebiyat dili, bilimsel dil, halk dili… gibi çeşitli kullanımlar içerir.