Ergenekon
Tarih: 1 Mart 2013 | Bölüm: Efsane, Ergenekon | Yorumlar: 10 Yorum var.
Ergenekon efsanesi veya destanı, Türklüğün yeniden dirilişini anlatan binlerce yıllık bir sözlü edebiyat ürünüdür. Ergenekon ise, bu destanda rivayet edilen yere verilen addır. Bugünlerde ismi bir hukuk davasına verilmiş olduğu için televizyonlarda sıkça duyulan Ergenekon, aslında Türkler için kutsaldır; çünkü ulusumuzun yeniden ortaya çıktığı bir dönüm noktasıdır.
Ergenekon, Türklerin 12 hayvanlı takviminde yılbaşı olarak kutlanmaktadır ve bu tarih bugün kullandığımız takvime göre 21 Mart‘a karşılık gelmektedir. Tam bu tarihte, Yenigün (Nevruz) Bayramı’nın kutlanıyor olması, sizce bir tesadüf müdür? Kuşkusuz bu Türk bayramı, ulusumuzun yeniden ortaya çıktığı güne ithafen “Yeni Gün” bayramı olarak adlandırılmış ve binlerce yıldır kutlanagelmiştir.
Aşağıda, Ergenekon ve destanlar üzerine hazırlanmış içeriğe ulaşabileceğiniz bağlantılar bulunmaktadır. Merak ettiğiniz birçok konu hakkında bilgi ve belgeler görebileceğiniz içeriklerimize bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
Ergenekon Destanı / Türk Destanları
Tarih: 8 Ekim 2011 | Bölüm: Destan | Yorumlar: 13 Yorum var.
Moğol ilinde Oğuz Han soyundan il Han’ın hükümdarlığı sırasında Tatarların hükümdarı Sevinç Han Moğol ülkesine savaş açtı. İlhan’ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak yendi. İlhanın ülkesindeki herkesi öldürdüler. Yalnız il Han’ınn küçük oğlu Kıyan ve eşi ile yeğeni Nüküz ile eşi kaçıp kurtulmayı başardılar. Düşmanın, onları bulamayacağı bir yere gitmeğe karar verdiler.
Danişmend nameYabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izleyerek yüksek bir dağıda dar bir geçite vardılar. Bu geçitten geçerek içinde akar sular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Tanrı‘ya şükrettiler ve burada kalmağa karar verdiler. Dağın doruğu olan bu yere dağ kemeri anlamında “Ergene” kelimesiyle “dik” anlamındaki “Kon” kelimesini birleştirerek “Ergenekon” adını verdiler. Kıyan ve Nüküz’ün oğulları çoğaldı. Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldılar ki Ergenekon’a sığamadılar. Atalarının buraya geldiği geçitin yeri unutulmuştu. Ergenekon’un çevresindeki dağlarda geçit aradılar.