Yansıma Sözcük Nedir?
Tarih: 10 Kasım 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 55 Yorum var.
Türkçede yansıma kelimeler (sözcükler) sorularda sıkça karşımıza çıkan konulardan biridir. Kısaca tanımlayacak olursak, “doğada bulunan canlı veya cansız varlıkların çıkardığı seslerden esinlenerek ve o sesleri taklit ederek ortaya çıkan kelimeler” diyebiliriz. İnsanlar bazen anlatımlarını güçlendirmek için yansıma sözcükler kullanma ihtiyacı duyar. Doğadaki bazı varlıkların çıkardıkları sesler, bazen o varlıklarla ilgili bazen de benzer oldukları başka durumları ifade ederken kullanılabilir.
“Çatıdan gelen tıkırtıları sen de duyuyor musun?” cümlesinde, altı çizili kelime normalde kulağımıza gelen “tık” yansıma sözcüğünden gelmektedir. Bir nesneye orta sertlikte dokununca çıkan bu ses, “tıkırtı” kelimesinin meydana gelmesini sağlamıştır. İşte bu şekilde işitme duyusu ile ortaya çıkan kelimeler yansıma sözcük olarak kabul edilmektedir.
Örnekler: – Dışarıdaki gürültünün nedenini biliyor musun?
– Maymun elindeki çekirdekleri çıtır çıtır yedi.
– Annemin horultusundan gece boyunca uyuyamadım.
– Düden Şelalesi’nde şırıl şırıl akan sular tüm dertlerimi aldı.
– Kazandaki yemek fokur fokur kaynıyordu.
– Kulağımın dibine gelip duran sineğin vızıltısını duymak istemiyorum.
– Topu dikenlerin içine atınca aniden patladı.
– Gıcırdayan kapı menteşelerini güzelce yağladım.
– Pınardan gürül gürül su geliyor.
– Aranızda fısırdaşmayın, ayıp oluyor.
Zarf Tümleci Nasıl Bulunur?
Tarih: 12 Ekim 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 8 Yorum var.
Cümlenin öğelerinden zarf tümleci nedir, nasıl bulunur ve soruları nelerdir gibi konulara bu yazımızda cevap bulabileceksiniz. Zarf tümleci, “yüklemde gösterilen iş, oluş veya yargının durumunu, zamanını, yönünü, miktarını veya koşulunu belirten” ögelerdir. Tanımdan anlaşıldığı üzere zarf tümleci, doğrudan yüklemi gösteren bir ögedir.
Zarf tümlecini bulmak için yükleme “nasıl, ne zaman, niçin, neden, niye?” soruları sorulur. Bu sorular, zarf tümlecinin aslında farklı alt dallarını gösterir; fakat genel anlamda hepsi zarf tümleci olarak adlandırılır. Zarf tümleci genellikle yüklemden önce bulunur diye bir kural yoktur, cümlenin başında veya sonunda bile görülebilir. Ayrıca bir cümlede birden çok zarf tümleci olabilir.
Örnek: – Hava kararmadan eve dönmeyi düşünüyoruz. (ne zaman?)
– Renk körü olduğum için ehliyet alamadım. (neden?)
– Sizi görünce eski günlerimi hatırladım. (ne zaman?)
– Topallayarak ilerlemeye çalışıyordum. (nasıl?)
Özne Nasıl Bulunur?
Tarih: 18 Eylül 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 5 Yorum var.
Özne nasıl bulunur, gerçek, gizli ve sözde özneyi cümlenin öğelerini bulurken hangi sorularla buluruz gibi soruların yanıtlarını bu yazıda bulabilirsiniz. Cümlenin öğelerinden özne, sık sık nesne ile karıştırılır. Ayrıca üç çeşit öznenin olması ve öznelerin bazen kelime gruplarından oluşması, öznenin bulunmasını zorlaştırabilir. Fakat küçük bir dikkatle cümlenin öğelerinden özneyi kolayca bulabiliriz.
Bir cümlenin öznesini bulmak için, öncelikle yüklemin bulunmuş olması gerekir. Çünkü yüklem, cümlenin temel öğesidir. Yüklemi bulduktan sonra yapılacak iş, “yüklemin ifade ettiği eylemi, hareketi, işi yapan kim veya kimlerdir?” sorusunun cevabını aramaktır. Cümlede özneyi bulduran iki soru vardır: “KİM?” ve “NE?”. Bu soruların gerçek, gizli veya sözde özneyi buldurabileceği akılda tutularak aşağıdaki örnek üzerinde inceleme yapalım:
“Deniz, bana her zamankinden daha tuzlu geldi.” cümlesinin öznesini bulmaya çalışalım. Öncelikle yüklemi belirliyoruz. “Yüklem nasıl bulunur?” konumuzda anlatılanların yardımıyla cümlenin yükleminin “geldi” çekimli fiili olduğunu anlıyoruz. Şimdi yükleme soruyoruz: “Tuzlu gelen, gelme işini yapan kim / ne?” Ve sorunun cevabının “deniz” olduğunu kolayca buluyoruz. O hâlde cümlenin öznesi “deniz” kelimesidir.
Türkçenin Yanlış Kullanımı
Tarih: 17 Eylül 2015 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: 2 Yorum var.
Türkçenin yanlış kullanımı, Türk dilinin konuşma ve yazma bozuklukları ile ilgili yazı, kompozisyon örneğini sizlere sunuyoruz: Geçmişi parlak, geleceği karanlık Türkçemiz. Yüzlerce, binlerce yıllık geçmişe sahip bugüne kadar yaşamayı başarmış nazlı çiçek. Yazık sana ki kıymetini bilmeyenlerin elinde oyuncak olmuşsun.
Ne kadar karamsarım değil mi? Bu karamsarlığımın bir nedeni var. Günümüz Türkçesi yabancı sözcüklerle doldurulmuş; yazı ve konuşma dilinde yanlış kullanımlar ortaya çıkmıştır. Türkçemiz karışıklar içinde fırtınalı bir havada yol almaya çalışan bir gemi gibi yalpalayarak ilerlerken kendisini geleceğe taşıyacak bir atılım beklemektedir.
Dili iyi kullanmak önemli bir meziyettir. Bunu yazı ve konuşma dilinde en iyi şekilde yapan kişiler toplumca örnek alınması gereken kişilerdir. Ancak bu böyle değil. Bu insanlar bir kenarda kalırken basınımızın ön plâna çıkardığı üç kelimeyi bir araya getiremeyen kişiler toplumumuza yön veriyor.
Elbette dilimiz de kötü etkileniyor. Gelecekte, bizi millet yapan vasıflardan en önemlisi olan dilimizi kaybetmek istemiyorsak dili doğru kullanmak konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Dilin temizlenmesi ve yanlış kullanımların düzeltilmesi uzun ve zorlu bir süreç olsa da başarılmayacak bir iş değildir. Yeter ki istensin.