Türkçe Dersine Nasıl Çalışılır?
Tarih: 4 Aralık 2015 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
İlköğretim ve lise öğrencilerinin Türkçe dersi çalışma yöntemleri veya yaklaşımları birbirinden farklı olmakla birlikte, genellikle “Türkçe kolay bir derstir. Konuşmayı, okuyup yazmayı bilen her insan Türkçe dersini az çok başarır.” gibi bir ön yargı ile çevrelenmiştir. Hâlbuki Türkçe, diğer bütün dersleri etkileyen en temel becerileri kapsar. Bununla birlikte, gerçekten çaba göstermeden başarmanın kolay olmadığı derslerden biridir.
Türkçe dersinin diğer derslerdeki başarımızı arttırma konusundaki önemine değinmeden, bu dersi gerçekten başarmanın altın kurallarını maddeler hâlinde sıralayarak açıklamaya çalışacağım:
1) İyi bir okur olmalısınız.
Okuyucu ve okur kavramları birbirinden farklıdır. Harfleri anlamlı seslere dönüştürerek yazılı metinleri anlayabilen insanlar okuyucudur. Okur ise okumayı bilen her insandan farklı olarak, okuma zevkleri olan, kısacık ömrüne daha çok kitap sığdırabilmek için sürekli okumaya çalışan, süreli yayınları takip eden, seçici ve etkin okuyucudur. Bizim öncelikli amacımız iyi bir okur olmaktır.
Türkçe ve Edebiyat
Performans – Proje Ödevi Konuları
Tarih: 21 Aralık 2011 | Bölüm: Performans ve Proje Ödevleri | Yorumlar: 5 Yorum var.
– Bir gazete makalesi yazma.
– Bir oyun düzenleme,planlama,icat etme.
– Bir metin ya da konuşmanın ana hatlarını yazma.
– Herhangi bir şey için bir sınıflama şeması geliştirme, kategorileri açıklama ve doğruluğunu savunma.
– Eğer “…” olsaydım, ne olurdu? Eğer “…” olsaydı, ne yapardım? Eğer “…” olsaydı neler farklı olurdu? tarzındaki soruları cevaplama.
– Bir piyes yazma.
– İki çalışmayı ( resim , müzik parçası veya oyun) karşılaştırma.
– Bir editöre çevre sorunları hakkında bir mektup yazma.
– Tanıdıkları bir kişinin biyografisini yazma.
– Bir tarzdaki grafiği başka tarza dönüştürme.
– Tüketici tercihlerine ilişkin bir oylama yapıp, sonuçları grafikle ifade etme, sonuçları tartışma.
– Yörelerini tanıtan bir turistik broşür hazırlama.
– Gurbet temasını işleyen şiirlerin derlenmesi ve incelenmesi
– Mevlânâ’da evrensel sevgi anlayışı ve semâ
– Okunan bir romanda karakterlerin karşılaştırılması
– Bestelenmiş beş şiirin tahlili(anlam ve biçim yönünden)
– Atatürk”ün hayatını şiir ve resimlerle anlatan albüm oluşturma (kronolojik sunum)
– Atatürk”ün dil ve edebiyatla ilgili görüşleri
– Ahmet Hamdi Tanpınar ve Evliya Çelebi”de beş şehrin ele alınması,ortak ve farklı yönlerin tespiti
– Nasreddin Hoca fıkralarından mesajlar
– Yahya Kemal Beyatlı ve Tevfik Fikret”te İstanbul
– Güncel Edebiyat dergilerinin tanıtımı
– Barış Manço”nun şarkı sözlerindeki didaktik unsurlar
– Şiirlerin resimlendirilmesi
– Ankara şiirlerinin derlenmesi ve incelenmesi
– İstanbul şiirlerinin derlenmesi ve incelenmesi
– Çiçek motifini işleyen şiirlerin derlenmesi ve incelenmesi
– Herhangi bir şair veya yazar ile yapılacak röportaj (grup çalışması)
– Tabelalardaki imlâ yanlışlıklarının tespiti
– Türkülerimizin hikâyeleri
– Şiirlerin hikâyelendirilmesi
– Şiir antolojisi oluşturma
– Bir metin üzerinde kelime türlerinin incelenmesi
– Çevredeki tabelalarda yabancı kelimelerin tespit edilmesi ve fotoğraflanması
Fiilimsiler – Eylemsiler
Tarih: 17 Eylül 2011 | Bölüm: Sözcük Türleri | Yorumlar: 4 Yorum var.
Fiillerden türemiş olmakla birlikte bir fiil gibi çekimlenemeyen olumlu, olumsuz şekilleri yapılabilen ve cümlede isim, sıfat, zarf gibi görevlerde kullanılan sözcüklerdir. Aslında fiil oldukları halde cümle içinde çekimli halde bulunmayan, fiile benzeyen, ama fiillerin görevini yapmayan kelimelere fiilimsi denir. Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa o kadar cümlecik vardır. Çünkü her fiilimsi bir yan cümlecik oluşturur. Çekimli fiilin bulunduğu gruptaki kelimeler temel cümleciği meydana getirirler. Üç grupta incelenir.
a. İsim – Fiil: Fiillere “-mak, -mek” , “-ma, -me”, “-ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır. Fiil kök ve gövdelerine eklenen “-me, -mek, -iş” ekleri sonucu meydana gelirler. Fiillerin isim gibi kullanılabilen şekilleridir. İsim – fiiller; hem bir eylemin adı oldukları için isim, hem de özne, nesne, tümleç aldıkları için fiil olan kelimelerdir.
“O şimdi romanını bitirmekle meşguldür.”
“Size gelmeyi ben de çok istemiştim.”
“Onun yemek hazırlayışını gördün mü hiç?” cümlelerinde altı çizili sözler isim-fiildir. Bu ekleri benzer eklerle karıştırmamak gerekir. “Sana, bir daha buraya gelme, demiştim.” cümlesinde altı çizili sözcükteki ek isim-fiil eki değil, olumsuzluk ekidir. Bazı sözcükler aslında isim-fiil ekleriyle türediği halde, zamanla isimleşmiş, yani fiilimsi özelliğini kaybetmiş olabilir.
“Biraz ekmek alabilir miyim?”
“Bugün gelmediğini danışmadan öğrendim.”
“Derste yağış türlerini inceledik.” cümlelerinde altı çizili sözcükler isim-fiil değildir.
“Deneme sınavlarıyla bu öğrencileri denememiz doğru değil.” cümlesinde altı çizili birinci sözü “denememe” şeklinde kullanamayız; çünkü bu sözcük artık isimleşmiştir. Ancak altı çizili ikinci sözcük “denemememiz” şeklinde kullanılabilir; yani olumsuz yapılabilir, öyleyse fiil anlamı devam ediyor; yani bu isim-fiildir.
Fiil Çatısı
Tarih: 17 Eylül 2011 | Bölüm: Fiilde Çatı | Yorumlar: 1 Yorum var.
Daha önce de bahsedildiği gibi Türkçe biçim bilgisi söz dizimiyle ve dil bilgisinin diğer alanlarıyla yakından ilişkilidir. Fiil çatısı, biçim bilgisi ve söz dizimi arasındaki bağlantıyı, etkileşimi çok iyi gösterir. Fiile eklenen küçük bir ek, fiilin unsurlarında büyük değişikliklere yol açar. Bu yüzden burada kısaca fiil çatısından bahsetmek yerinde olacaktır.
Çekimli bir fiilden oluşan yüklemin nesne ve özneye göre gösterdiği durumlara çatı denir. Bundan hareketle, yüklemin isim soylu sözcüklerden oluştuğu cümlelerde çatının aranmayacağını söyleyebiliriz. Çatı; yüklemin nesne ve özneyle ilgisi olduğundan, sorularda karşımıza çoğu kez, nesne-yüklem ve özne-yüklem ilişkisi olarak çıkar. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
NESNE – YÜKLEM İLİŞKİSİ
Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.
1. Geçişli Fiil: Nesne alabilen fiillerdir. Bir fiilin nesne alıp almadığının nasıl anlaşılacağını cümle öğelerinde “nesne” konusunda işlemiştik. Buna göre, fiil nesne alıyorsa geçişli olacaktır. Örneğin; “Etrafı daha iyi görebilmek için ışığı yaktı.” cümlesinde “yaktı” yüklemdir; “o” gizli öznedir. Nesneyi bulmak için “O neyi yaktı?” diye soruyoruz. “ışığı” cevabı geliyor. Öyleyse yüklem nesne almıştır; “yakmak” fiili geçişli bir fiildir.