Eski Türklerde Hakanlık / Devlet Başkanlığı
Tarih: 30 Eylül 2012 | Bölüm: Tarih ve Kültür | Yorumlar: Yorum yok.
Türklerin yaklaşık dört bin yıllık bir tarihi olduğu tahmin edilmektedir. Çeşitli tarihi, siyasi ve hukukî sebeplerle birden fazla devlet kurmuş olan Türklerin anayurdunun Orta Asya olduğu bilinmektedir. Bilinen ilk Türk devleti veya Türklerin egemen olduğu devlet Hunlardır. Daha sonra Türkler küçüklü büyüklü birçok devlet kurmuşlardır. Güçlü, kuvvetli anlamına gelen Türk kelimesine devlet ismi olarak ilk defa Göktürklerde rastlanmaktaysa da günümüzde Türk soyundan gelen bütün toplulukları ifade etmek için kullanılan genel bir kavram halini almıştır.
Türk tarihi ile ilgili araştırmalarda Müslüman olmadan önce ve sonra olmak üzere ikili bir ayrıma gidilmesi klasik hale gelmiştir. Çünkü Müslümanlık Türk tarihinde gerçekten önemli bir yere sahip olmuştur. Şüphesiz Türkler daha önce de din değiştirmişlerdir. Bu husus Türklerin dini açıdan sıkı bir taassuba sahip olmadıklarını göstermek açısından ilgi çekicidir. Ancak daha önceki din değiştirmeler sistem değişikliğini gerektirmemiştir. İslâm, hukukî hükümleri de kapsayan bir din olduğu için Müslüman olan Türkler İslâm’ın hukuk sistemini de benimsemişlerdir.
Bu incelemede sadece Türklerde Müslüman olmadan önceki devlet başkanlığı kurumu üzerinde durulacaktır. Şüphesiz burada ilk belirtilmesi gereken husus bu konudaki kaynak kıtlığıdır. Muhtemelen bu eserin ilgili kısımlarında eski Türklerle ilgili kaynak sıkıntısının sebep ve sonuçları üzerinde durulacağından burada bu konuya temas etmeyi düşünmüyoruz.
Kültürün Öğeleri / Kültürü Oluşturan Unsurlar
Tarih: 6 Ocak 2012 | Bölüm: Kültür | Yorumlar: 29 Yorum var.
Kültür, toplumdan topluma, milletten millete değişen davranış ve yaşayış biçimlerinin ve dünya görüşlerinin ortaya koyduğu maddî ve manevî ürünler olduğuna göre, bu ürünleri oluşturan öğeler de çok yönlü ve çeşitlidir. Söz gelişi bir toplumun yazılı olmayan hukuk kavramları demek olan örf ve adetleri ile bun-lan yazılı bir esasa bağlayan hukuk sistemi kültürün vazgeçilmez öğeleridir.
Nitekim, Türk örf ve âdetlerindeki sosyal yardımlaşma biçimleri ve konukseverlik anlayışı ile sözlü geleneğe bağlı olan halk bilgisi (folklor), iyiyi kötüyü biribirin-den ayıran vicdanî değerlendirmelerde yol gösterici olan ahlâk anlayışı kendine özgü özellikler taşır.
Kişisel tutum ve davranışlardan başlayarak aile yapısını ve toplum ilişkilerini düzenleyen; hattâ devlet anlayışının özellik ve aynntılarına kadar uzanan dünya görüşü de kültürün başlıca öğeleri arasındadır. Yine, Türk toplumunda aile fertleri arasındaki sıkı bağlılık, aile yapısına verilen büyük değer, devletin insan saadetinin kaynağı olarak görülmesi ve dolayısıyla devlet ve devlet otoritesine karşı saygı ve bağlılığın bir fazilet olarak kabulü, Türk dünya görüşünün özelliğidir.
Milli Kültürün Önemi
Tarih: 6 Ocak 2012 | Bölüm: Kültür | Yorumlar: 1 Yorum var.
Büyük Önder Atatürk’e göre “Millet, aynı kültürden insanların oluşturduğu toplumdur”. Demek ki, “milli kültür”, bir devleti ayakta tutan unsurların en önemlisidir. Çünkü, milli kültür oluştuğunda ortaya millet çıkar. Millet ise mutlaka bir devlet oluşturur. Dünya tarihine baktığımızda, milli kültüre sahip olmanın önemi daha iyi anlaşılır.
Tarihe gözatıldığında, milli kültüre sahip halkların her türlü zorluğa karşı varlıklarını korudukları görülecektir. İkinci Dünya Savaşı’ndan enkaz halinde çıkmalarına rağmen kısa sürede önemli birer güç haline gelen Almanya ve Japonya bunun en güzel örneğidir. Aynı şekilde, İstiklal Savaşı’nda Türklere yeni zaferler kazandıran, Türk Milletinin Atatürk milliyetçiliği ile tamamlanan milli kültürünün sağlamlığıdır.
Milli kültür, milli ve manevi değerlerin öğretildiği eğitim kurumlarında oluşmaya başlar. Eğitim kurumlarında, milli ve manevi değerleri öğrenen gençler ise bu değerlere sahip çıktıkları ölçüde devleti, milli birliği ve beraberliği güçlendirirler. Atatürk’ün sözleri, ortak bir kültür oluşturan eğitimin milli birlik ve beraberlik açısından önemini açıkça ortaya koyar:
Milli Kültür Nedir? / Tanımı – Açıklaması
Tarih: 6 Ocak 2012 | Bölüm: Kültür | Yorumlar: 80 Yorum var.
Millî kültür, bir millete kimlik kazandıran, diğer milletlerle arasındaki farkı belirlemeye yarayan, tarih boyunca meydana getirilen o millete ait maddî ve manevî değerlerin uyumlu bir bütünüdür. Bir toplumu millet yapan ve onun bütünlüğünü sağlayan millî kültürdür.
Türk Milli Kültürü Türklerin tarihi süreç içerindeki toplumsal yapılarını, dini edebi, kültür, dil, sanatlarını, düşünce ve ahlak özelliklerini içerisine alan geniş bir konudur. Biliyoruz ki Milli Kültürümüz bizim eskiden kalan adetlerimizdir ve geleneklerimizdir ve onu daima yaşatmalıyız. Milli Kültürümüzü oluşturan geleneklerden örf ve adetlerimizden bazıları şunlardır:
Yemeklerimiz, giysilerimiz, oyunlarımız, türkülerimiz ve en önemlisi ise Türk dilidir. Bana göre, dilini kaybetmiş bir millet milli benliğini, değerini, özünü, daha doğrusu her şeyini kaybetmiştir. Dil düşünmenin amacıdır. Düşünmeyen insanların fikir yürütme gibi şansları yoktur.
Dil ile düşünce arasındaki sıkılık milli hissin oluşmasında etkilidir. Millli bir his, ancak o milletin dili ile oluşturabilir. Her millet, ancak kendine özgü bir dil ile milli hislerini kuvvetlendirip yayabilir. Bu gerçeği gören büyük önder Atatürk Türk dilince son derece önem vermiş, bir çok yabancı kelimenin Türkçe karşılığını aramış Türkçe diline hak ettiği değeri göstermiştir.
Milli Kültürürümüzün oluşmasındaki en önemli unsurlardan biri de tarihtir. Tarihimizi iyi araştırıp öğrenmeliyiz. Milli Kültürümüzün geliştirilmesi canlı tutulması,topluma ve bizden sonra gelecek nesillere aktarılması için iyi bir eğitim programına ihtiyaç vardır. Bunun için okullarda Milli Kültürümüzün korunması ve geliştirilmesi için iyi bir eğitim verilmelidir.
Sonuç olarak Milli Kimliğimizi ve Milli Kültürümüzü oluşturan tarihimizi dilimizi, ebediyatımızı, el sanatlarımızı geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi iyi öğrenip bunları hayatımızda uyguluyarak bizden sonraki nesillere sağlıklı bir biçimde aktarabilmeliyiz. Böylece Milli Kültürümüzü korumuş oluruz.