Tanzimat Edebiyatında Felsefe
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: Yorum yok.
Bu dönem edebiyatını iki farklı çizgide inceleyebiliriz; aslında Tanzimat edebiyatına kısacada yenilikler yani batılılaşma edebiyatıda denilebilir.
–> Tanzimat edebiyatının ilk nesli olan Şinasi,Ziya Paşa, Namık Kemal gibi edebiyatçılar Türkiye’de siyasi Tanzimat devriyle ölçülmeyecek kadar geniş bir aydınlar sınıfı yetiştirmişlerdir. Asıl önemli olan ise Türkçe‘nin gelişmesine gösterdikleri çaba olmuştur. Bilhassa Şinasi’nin (1826-1871) çıkarmış olduğu Tasvir-i Efkar Gazetesi çevresinde uyandırdığı halkçı dil hareketi ve ardından gelenlerin getirdiği yeni edebiyat anlayışı bunda önemli bir rol oynamıştır. Aynı zamanda Tanzimat edebiyatının kurucusu sayılan Şinasi şiirde ilk defa eski şekiller içinde yeni kavramları kullanmıştır.
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: 1 Yorum var.
1860-1876 yılları arasında Tanzimat edebiyatının birinci dönem temsilcileri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami ve Ahmet Vefik Paşa’dir.
Bu dönemde sanat toplum içindir görüşü benimsenmiştir. Bu sebeple şiirde söyleyişe değil fikire önem verilmiştir. Dilde sadeleşme fikri savunulmuş ama uygulanamamıştır. Hece vezni ve halk edebiyatı da savunulmuş ama sözde kalmiştir. Divan edebiyatına tümden karşı çıkılmış ve ağır bir dille eleştirilmiştir. Fransız edebiyatı örnek alınarak romantizmden etkilenilmiştir.
Roman, tiyatro, makale gibi batıdan alınan türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır. Noktalama işaretleri de ilk defa bu dönemde kullanilmiştir. Kölelik ve cariyelik, romanlarda sıkça işlenmiştir. Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır. Yer yer olayların akişi kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir, uzun uzun tasvirler yapılmış, tesadüflere sıkça yer verilmiştir.
Edebiyatçılar edebiyatın yanında devlet işleriyle, siyasetle de bilfiil ilgilenmişlerdir.
Dönemin Edebiyatçıları
Şinasi (1826-1871): Türk edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür. 1860’ta Tercüman-ı Ahval’i (ilk özel gazete), 1862’de Tasvir-i Efkâr’ı çıkardı. İlk makaleyi (Tercüman-ı Ahval mukaddimesi), ilk piyesi (Şair Evlenmesi) o yazdı. Noktalama işaretlerini de ilk defa o kullandı. La Fontaine’den fabllar tercüme etti. Lamartin’den de manzum çevirileri vardır. İlk şiir çevirilerini de o yaptı. Nesirlerinde dili sade; şiirlerine ise ağırdır. Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi ünlüdür. Bu kasidelerdeki övgüleri divan şiirindekinden daha abartılıdır. O, başarılı bir şair ve yazar olmamasına rağmen batı edebiyatından alınan yeni türlerle edebiyatımızın batılılaşmasında en çok onun emeği vardır.
Eserleri: Şair Evlenmesi (Piyes; edebiyatımızdaki ilk tiyatro eseri), Müntehabat-ı Eşar (Şiir), Divan-ı Şinasi (Şiir), Durub-ı Emsal-i Osmaniye (ilk ata sözleri kitabı), Tercüme-i Manzume (çeviri şiirler)
Ziya Paşa (1829-1880): Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan batı edebiyatına yönelmiştir. Fikren yenilikçi olmasına rağmen eserlerinde eskiyi, divan şiiri geleneğini devam ettirmiş, gazel ve kasideler yazmıştır. En meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir.
İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: 1 Yorum var.
1876-1896 yılları arasında ikinci dönemin tanınmış temsilcileri Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai ve Nabizade Nazım’dır. İkinci dönem edebiyatçıların sanat anlayışları birincilerden farklıdır. İkinci dönemde sanat sanat içindir anlayışıyla eserler verilmiştir. Bunun sebebi bu devirde idarenin daha baskıcı davranmasıdır.
Bu dönemde batı edebiyatı örnekleri daha başarılı bir şekilde ortaya konmuştur. Dönemin sanatçıları devlet işleriyle, siyasetle, toplum meseleleriyle değil sadece sanatla ilgilenmişlerdir. Birinci dönem sanatçılarının toplumsal sorunlarla ilgilenmelerine karşın bu dönem sanatçıları kişisel konu ve temaları işlemişlerdir. Bu yüzden dilleri daha ağırdır. Dönemin romanlarında realizmin, şiirinde ise romantizmin etkisi vardır.
Dönemin Edebiyatçıları
Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914): Şiir, roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, edebî bilgiler türlerinde eserler vermiştir. Şiirlerinde hüznü ve elemi işlemiştir. Ölümü hatırlatan tabiat manzaraları, hüzünlü duygular, romantik güzellikler, solgun güller, kitap yaprakları arasında kurutulmuş çiçekler, küçük kuşlar onun şiirlerinin konuları arasındadır. Oğlu Nejad’ın ölümü; işli, üzüntülü şiirler yazmasında etkili olmuştur. Edebiyatta yenileşmeden yanadır. Muallim Naci ile aralarında bu konularda tartışmalar olmuştur.
Eserleri:
Nağme-i Seher: Şiir
Yadigâr-ı Şebab: Şiir
Pejmürde: Şiir
Zemzeme: Şiir. Önsüzünde edebiyat hakkındaki düşünceleri ve edebî eleştirileri vardır. (Bu esere Muallim Naci “Demdeme” ile karşılık vermiştir.)
Muhsin Bey: Hikâye
Şemsa: Hikâye
Araba Sevdasi: Roman. Realizmin etkisiyle yazilmiştir ve bati hayranligi yolunda düşülen garip durumları eleştirir.
Çok Bilen Çok Yanılır: Komedi
Afife Anjelik: Tiyatro
Vuslat: Tiyatro
Atala: Tiyatro
Talim-i Edebiyat: Edebî bilgiler içerir.