İngilizcedeki Türkçe Sözcükler Üzerine
Tarih: 27 Temmuz 2012 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
İnsanların birbirleriyle olan temasları dillerin teması anlamına gelmektedir. Dil temasları; iki ya da daha fazla dilin sözcüklerinin birbirleriyle etkileşimine neden olmaktadır. Türkler gibi aktif halkların dilleri, İngilizcede dahil olmak üzere pek çok dilde derin izler bırakmıştır. Farklı kaynaklar, İngilizcedeki Türkçe kökenli sözcük sayısı hakkında farklı veriler vermektedir. Bu sözcüklerin sayısı, kaynağına göre, 10 ile 800 kelime arasında değişiklik göstermektedir.
Elimizdeki verilere göre, İngilizcede yaklaşık dört yüz Türkçe kökenli sözcük bulunmaktadır. Bunun, %55’ini etnolojik kelimeler oluştururken, kalanın %26’sını sosyal ve siyasi içerikli kelimeler, %19’unu ise doğal olaylardan kaynaklanan sözcükler oluşturmaktadır.
Doğa terimlerine, yaygın olarak karşılıklı bilimlerde rastlanmaktadır. Her ne kadar bu terimlerin bir bölümü uzmanlık alanına giriyorsa da, bunlar, İngilizce sözcük dağarcığının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu grupta yer alan terimlere; badian, irbis, jougara, mammoth, sable, taiga, turkey vb. örnek verilebilir. Aynı grupta 18 mineral adı bulunmaktadır. Örnek olarak; dashkesanite, tabriz marble, turanite vb. verilebilir.
Sosyal ve siyasi içerikli sözcük grubu, genellikle, Türk ve Müslüman toplulukların yaşamlarıyla ilgili özel edebiyat, tarih ve etnografya eserleri içerisinde kullanılmaktadır. Bu grubu oluşturan Türk kökenli sözcükler arasında en bilinenleri: bashi-bazouk, begum, effendi, chiaus, cossack, ganch, horde, janissary, khan, lackey, mameluke, pasha, saber, uhlan’dır.
Türkçenin Söz Varlığı Özellikleri
Tarih: 13 Ekim 2011 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
Kitabımızın önceki ciltlerinde de değindiğimiz gibi Türkçe, dil bilgisi (gramer) özellikleri, yapısı dolayısıyla değişik kavramların anlatımına, yeni ve yabancı kavramların karşılanmasına çok elverişli bir dildir. Bağlantılı dillerin tipik örneği olan Türkçede, değişmeyen ve çoğunlukla tek seslendi olan ad ve eylem köklerine getirilen, çekim ve yapımı gerçekleştiren çok sayıdaki ekler aynı zamanda değişik görevler de yüklenebildikleri için dile, doğurgan ve çok güçlü bir nitelik kazandırır.
Türkçenin bir önemli özelliği de sözcük türlerinin kullanım esnekliğidir ki, bu esneklik ona ayrıca yeni anlatım olanakları sağlar. Türkçedeki sözcük türlerinin Fransızcada olduğu kadar birbirinden kesin bir biçimde ayrılmamış bulunduğuna değinen Fransız Türkoloğu J. DENY, bu dilde adların hem ad, hem de Önad (sıfat) olduğuna, ad soyundan sözcüklerin birbiriyle iç içe durumda bulunduğuna dikkati çekmekte, belirteçlerin bile önad görevi taşıyabileceğini belirtmektedir. Bilgine göre Türkçenin eylemlerinde ad düşüncesi egemendir; kişi gösteren eylem çekimlerinin çoğunun kaynağı bir ortaca bağlanabilir.
K. GR0 NBECHdc Türkçede bütün sözcük köklerinin ad ve eylem olarak iki ana öbeğe ayrılabileceğini belirtmekte; “nominal” kavramının çok yönlü olduğunu, ad soyundan bir sözcüğün Türkçede ne ad, ne de sıfat sayılabileceğini, buna karşılık her ikisi de olabileceğini söylemekte, bu durumun başka dillerle (örneğin Almanca) karşılaştırılamayacağını ileri sürmektedir. Aynı durumu belirleyen A. DİLÂÇAR da Türkçede bir sözcüğün dört-beş türlü görev yüklenebildiğim belirttikten sonra, örneğin ara sözcüğünün hem ad, hem önad, hem ilgeç, hem belirteç, hem de eylem olarak kullanılışına örnek gösterir.