Türk Dünyası / Turan Devletleri
Tarih: 7 Ağustos 2013 | Bölüm: Türkçülük | Yorumlar: 11 Yorum var.
XVI. yy.’dan bu yana bir taraftan Türklük tarihinin en güçlü ve uzun ömürlü devleti Osmanlı İmparatorlu’ğu en parlak devrini yaşarken diğer yandan kuzeydeki diğer Türkler Rusların ağına düşüyordu. Altınordu İmparatorluğu’nun yıkılması ile bu bölgede Kazan, Kırım Astrahan/Ejderhan, Kasım ve Sibirgibi hanlıklar kurulmuştu.
Bu hanlıklar, önceleri Rus Knezlerine (beylerine) korkulu zamanlar yaşatmışlardır. Fakat iç mücadelelerini sona erdiren Ruslar, Batı’nın tekniğinden, Türk hanlıkları arasındaki kavgalardan ve her hanlığın kendi içindeki entrikalarından iyice faydalanmasını bildiler. Neticede ilk olarak 1552 yılında Kazan Hanlığı Çar IV. (Korkunç) İvan tarafından ele geçirildi. Böylece Rusya tarihinde yeni bir devir açılmış oldu. Kazan Hanlığı uzun zaman Rusların İdil (Volga) boyunca Hazar Denizi’ne doğru ilerlemelerini ve Aşağı Ural sahasında yayılmalarına en büyük engeli teşkil etmişti.
Kazan’ın düşmesi ile Rusların geniş ölçüde Türk illerini istilası imkan dahiline girdi. Rusya’nın yalnız Rus halklardan müteşekkil bir devlet olmaktan çıkıp çeşitli milletlere hakim bir imparatorluk haline gelmesi Kazan Hanlığı’nın zaptı ile mümkün olmuştur. Kazan’ın düşmesi Rus devlet sınırlarının pek kısa bir zaman içinde Hazar Denizi kıyılarına ve Kafkasya’ya kadar dayanmasını sağladığı gibi Ural sahasının da Rusların eline geçmesiyle, Sibir ve Türkistan istikametinde Rus yayılışına geniş imkanlar açılmış oldu.
Türk Mitolojisinde “Demir Dağ” Motifi
Tarih: 1 Şubat 2013 | Bölüm: Tarih ve Kültür | Yorumlar: 1 Yorum var.
Göktürk’lerin dişi kurtlu menşe efsanesinde, Demir-dağdan pek söz açılmaz. Fakat tam mânâsı ile, Ergenekon efsanesinin daha güzel bir prototipidir.
Güney Sibirya ve Altay’daki Türk mitolojisinde Demir-dağlara çok rastlanır. Meselâ çocuklar kutsal bir taya biniyorlar. Tay çocukları aldığı gibi Demir-dağa götürüyor. Tann, Ak-Han’ın çocuklarına fenalık gelmesin diye atın ayaklarını kılıç yapıyor. Bu sırada, Kalay-Han’ın, “40 boynuzlu boğa” sına rastlıyorlar ve boğayı öldürüp, geri dönüyorlar.
Bazılarına göre bu demir dağ, Ak-Deniz’in ötesinde bulunuyordu 2. Bazı masallar ise dağdan bahsetmeyip, yalnızca “Çelik-bozkır” dan söz açarlar. Onlara göre, Çclik-Bozkırı da büyük bir denizin ötesinde imiş. Bazı masallarda ise, Demir-dağ’daki halkları yenmek için ordu gönderilir. Meselâ bunlardan birisi çok enteresan bir masaldır:
“Vaktiyle bir ülkede büyük bir Han varmış. Tanrı bu Han’a, büyük denizi geçerek, Demir-dağ’daki insanlarla harbelmesini emretmiş. Han da. Tanrının bu emrini yerine getirmek için asker göndermiş. Askerler binbir güçlükle denizi geçip, Demir-dağ’a varmışlar ve onlara savaş için geldiklerini söylemişler. Fakat onlar hiç oralı bile olmamışlar ve “savaş nedir?” diye de sormuşlar.
Asya Irklarının Ortaya Çıkışı ve Yayılmaları
Tarih: 18 Mayıs 2012 | Bölüm: Tarih ve Kültür | Yorumlar: 1 Yorum var.
Altay Dağları ile Sayan dağlarının güneybatı kısımları, Taş Devri’nin ilk çağlarından itibaren brakisefal beyaz bir ırk tarafından iskân ediliyordu. Bu ırk, bir yandan Tanrı Dağları bölgesine yayılırken; diğer yandan da bugünkü Kazakistan içlerine doğru sızmıştı. Güney Sibirya, henüz bütün özellikleri ile iyice belirmiş yerli bir halka sahip değildi.
Daha sonraları Güney Sibirya’da, beyaz bir ırkla; mongoloid ırkların karışımından yeni bir ırk doğmakta idi. Uzun bir süre devam eden ırkların bu karışımı, M.Ö. 3. binde ve 2. binin başlarında, Güney Sibirya halkını mongoloid bir hale sokmuştu. Batı Türkistan ve Pamir bölgelerinde ise Akdeniz ırkına benzer dolikosefal bir ırk bulunuyordu.
Altay, Yukarı Yenisey ve Tarım Havzası’nda M.Ö. 3000’den önce Mezolitik kültürler mevcuttur. Daha sonra Neolitik taş alet tekniği görülür, fakat bu devrin belli başlı karakteri olan ziraat çok az veya hiç yoktur. Ormanlık bölgelerde Mongoloidler, bozkırlarda ise beyaz ırk yaşamaktadır. Tibet yaylasının yaşanabilir bölgelerinde ise yine Mongoloidler görülmektedir.
M.Ö. 2. binin başlarında da Altay Dağları’ndaki kavimlerin ırk saflıklarını hâlâ muhafaza ettiklerini antropolojik tetkiklerden anlamaktayız. Güney Sibirya’da ise Mongoloid ırklar hâkim bir durumda idiler. Fakat, 2. binin başlarında birdenbire bu Mongoloidlerin kovulduğunu ve yerlerine batıdan gelen bir kavmin yerleştiğini görüyoruz. Bu yeni akının Altaylar’dan gelmiş olması da muhtemel gözükmektedir.