Cümle Dışı Unsur
Tarih: 19 Eylül 2011 | Bölüm: Cümlenin Öğeleri | Yorumlar: 1 Yorum var.
Cümlede yer alan her öğenin kendine has bir görevi vardır. Her öge, diğer öğelerle bağlantı kurma görevini üstlenmiş olan ekler vasıtasıyla bir araya gelir. Bu öğeler, cümlenin içerisinde yükleme bağlı olarak kullanılırlar. Yani özne ve yüklem, merkezde yer alırken; nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleçleri onların etrafında yardımcı unsur olarak kullanılır. Bazı cümlelerde, bu beş öğenin dışında, özne ve yüklemle doğrudan bağlantılı olmayan unsurlar yer alabilmektedir. Konuşucu, konuştuğu konunun kapsamına ve amacına göre yüklemden bağımsız, cümle ile doğrudan ilişkisi olmayan unsurlar kullanabilir.
Diğer öğeler ile doğrudan bir bağ kurmayan bu tür unsurlara, cümle dışı unsurlar denir. Bu tür unsurlar, cümlenin başında veya sonunda bulunabildiği gibi cümlenin içinde de yer alabilirler. Yazıda, bu tür kullanımlar parantez içine alınarak, iki virgül arasında yazılarak veya iki kesik çizgi arasına alınarak yazılırlar. Bazen de bu unsurlar italik veya koyu puntolarla yazılmaktadır. Konuşmada ise bu unsurlar, tonlama veya vurgu yoluyla belirginleştirilir.
Cümle dışı unsurlar genellikle ünlem edatları, bağlama edatları, yan cümlecik veya çekimli fiili/ yüklemi olan bağımsız cümle olabilir.
Cümle (Tümce) Nedir?
Tarih: 18 Eylül 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 4 Yorum var.
Dil temelde seslerden örülü bir yapıdır. Sesler bir araya gelerek önce heceleri sonra da kelimeleri oluşturur. Ortaya çıkan ilk dilin hangi özellikleri taşıdığını tam olarak bilemiyoruz. Bu konuda ileri sürülen kuramlardan bazı ipuçlarına ulaşsak da ilk dilin nasıl bir yapıya sahip olduğunu tespit etmek bugün için tam olarak mümkün değildir. Yani ilk dilde, önce sesler, sonra da seslerin kümelenmesinden oluşan kelimeler, zamanla kelimelerin belli kurallara bağlı olarak bir araya gelmesinden de cümleler ortaya çıkmış olabilir. Gelişim veya oluşum ne olursa olsun insanlar, duygu, düşünce ve isteklerini tam olarak anlatabilmek için dile sürekli yeni eklemeler yapmıştır. İhtiyaç ortaya çıktıkça kelimeleri değiştirmiş, gruplara ayırmış bu grupları da birbirine bağlayarak yeni ve büyük gruplar oluşturmuştur.
Kelimelerin eksiksiz bir grup oluşturabilmesi için anlamın tamamlanması gerekir. Herhangi bir konuda anlamın doğru ve etkin bir biçimde ortaya çıkabilmesi için sınırlama gerekmiştir. Başka bir deyişle, kelimeler her ne kadar birtakım kurallara bağlanarak dizilse de bu diziliş, hem anlamsal hem de yapısal olarak mecburen sonlandırılmıştır. Bu bağlamda, dilin etkin ve işlevli kullanılabilmesi için insanoğlu, hüküm ya da yargı bildiren büyük kelime gruplarını ortaya çıkarmıştır. Hüküm gruplarının oluşabilmesi için de zaman, şahıs ve dilek belirten bir yüklem gerekmiştir. İçerisinde belli bir zaman ve bu zamanda iş yapan (eden/olan) bir varlık taşıyan kelime grubu dil bilgisel ve anlamsal olarak tamamlanmış sayılmıştır.
Kelime (Sözcük) Nedir?
Tarih: 18 Eylül 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 12 Yorum var.
Kelime, anlamı veya görevi bulunan ve tek başına kullanılabilen ses veya sesler topluluğudur. Türk Dil Kurumu kelimeyi “Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük” olarak tanımlamaktadır. Kelimeler anlamlı veya görevli dil birlikleridir.
Kelimelerin genellikle anlamları vardır. dışarıda bir varlığı, bir nesneyi bir hareketi karşılarlar. Kelimeyi –ki kelimenin Türkçe karşılığı sözcüktür ve daha sık bu hâliyle kullanılmaktadır– okuduğumuz veya duyduğumuz zaman o varlık veya hareket gözümüzün önünde canlanır: kitap, daktilo, koyun, kuzu, cetvel, koşmak , yazmak…
Ancak, anlamı bulunmayan kelimeler de vardır: gibi, ile , ve , için , fakat, ama, kadar vb. Bunların anlamları yoktur ve hiç bir varlığı veya hareketi karşılamazlar. Cümlede anlamlı kelimelerle birlikte kullanılırlar. Onların manalarına yeni ifadeler katarlar: aslan gibi, onun için gelmiştim, sabaha kadar ağladı örneklerinde olduğu gibi.
Çekim ve Yapım Ekleri
Tarih: 17 Eylül 2011 | Bölüm: Çekim ve Yapım Ekleri | Yorumlar: 107 Yorum var.
Yukarıda yapım ve çekim eklerinin tümünü görebileceğiniz bir tablo verilmiştir. Bu tablo, aşağıda sırayla anlatılacak olan tüm yapım ve çekim eklerini gösteren bir kavram haritası olarak kullanıldığında, başlıkları hatırlamanızda oldukça yararlı olacaktır.
Yapım eki, “Kelime kök veya gövdesine getirilerek kelimenin yeni bir anlam kazanmasını sağlayan ek: -lik (göz-lük); -ci (ev-ci); -li (ev-li); -inç (sev-inç); -gi (sev-gi); -daş (vatan-daş) gibi.” olarak tanımlanmaktadır. Çekim eki ise, “Fiil, ad kök veya gövdelerine gelerek bağlı oldukları kelime gruplarına göre kelimeler arasında durum (hâl), iyelik, çokluk, zaman, kişi ilişkisi kuran birim: ev-e, ev-im, ev-ler, gel-di, gel-di-m, gel-di-ler gibi.” olarak açıklanmaktadır.
Çekim ve türetim kavramları Türkçede dil bilgisinin merkezindedir ve bu kavramlar bir dilin işleyişinde temel unsurlar arasındadır. Çekim, bir sözcük üzerinde dil bilgisel özellikleri gösteren bir terimdir. Çekim daha çok bir sözcüğün farklı biçimlerini ifade eder ve çoğu zaman dil bilgiselbir amaçla cümleye katılır ve çekim hem biçim bilgisinde hem de söz diziminde önemli rol oynar. Dil bilgisi özellikleri söz dizimini de yakından ilgilendirir. Türetim ise bir ekle yeni kelime yapımı demektir. Uzmanlar arasında Türkçedeki çoğu çekim ve yapım ekleri konusunda bir uyum göze çarparken, bazı ekler konusunda bir birlik görülmez.