Dil ve Mantık
Tarih: 29 Ocak 2013 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
İngilizce’de ‘I pull the branch aside‘ (dalı bir kenara çekiyorum) ve ‘I have an extra toe on my foot‘ (ayağımda fazla bir parmak var) cümlelerinde az çok benzerlik var. Özne yerine gelen zamiri ve her iki cümle için ingilizce sentaksın icaplarından kaynaklanan ortak çizgileri, meselâ şimdiki zaman işaretini bir tarafa bırakırsak, burada hiç bir benzerlik olmadığını söyleyebiliriz.
Günlük ve hatta ilmî ifade tarzlarında cümlelerin, apaçık farklı hal ve keyfiyetlerle ilgili olduğu ve bundan dolayı da farklı oldukları söylenirdi. Meselâ tabiî mantıkçı herhangi biri böyle deliller getirebilir ve eski tipteki şeklî mantık, onu belki de tasdik edebilirdi.
Şimdi İngilizce konuşan tarafsız bir bilim adamına başvuralım. Ondan, her iki türün de müşahhas hallerini araştırmasını ve bunların bizim göremediğimiz bir benzerlik anını
izhar edip edemediklerini soralım. Büyük bir ihtimalle herhangi birinin ve mantıkçının hükümlerini tasdik edecektir.
Anlamanın Mantığının Araştırılabilirliği
Tarih: 28 Ocak 2013 | Bölüm: Dilbilim, Genel | Yorumlar: Yorum yok.
‘Tabiî Bilimler ve Dilbilimi‘ bahsinde söylediğim gibi, konuşmanın ilk çocukluk yıllarında öğrenilmesinin kolaylığı, sözü ve düşünceyi problemsiz ve apaçık tşler olarak gösterir ve bizi yanıltır. Tabiatıyla, bunların bütün insanlar için aynı olan birbirinden ayrılmayan açık seçik düşünce kanunlarını vücuda getirdikleri hissine kapılırız.
Hal ve keyfiyetler üzerinde mutabakata ulaşmak için konuşuruz. ‘Lütfen kapıyı kapa‘ diyorum, burada hitap edilen kimse, ‘kapı‘ nın çevremizin belirli bir kısmını gösterdiği ve belirli bir işin yapılmasını istediğim hususunda benimle mutabıktır. Bu anlaşmaya nasıl ulaştığımızı açıklamamız günlük içtimaî ortamda son derece tatmin edicidir.
Bunlar yine de bizi iletişime götüren içtimaî ortamda yahut şahsî ihtiyaçlar üzerindeki tespitlerle çoğaltılmış ve genişletilmiş aynı hal ve keyfiyet (kapı vs.) üzerindeki diğer antlaşmalar (tespitler) dır.
Burada düşüncenin kanunları yoktur. Fakat cümlelerimizin kaideli yapıları, bize burada HERHANGİ BİR YERDE kanunların bulunduğu hissini verirler. ‘Also ick hoch ur; saje ihm, sack ick, pass uff, vvarum machs’te nich… !‘ türünden konuşmaların anlaşılmasıyla ilgili açıklamalar ‘ben’ ile ‘o’ yu iletişime ulaştıran gerçek sürece tekabül etmezler.