Denetim Senaryosu Örneği – 4
Tarih: 2 Şubat 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: Yorum yok.
Dersin konusu Türkiye’deki iklim bölgeleriydi. Dersin sonuna doğru öğrencilere camdan görünen ağaçların türünü sordum. Bazı öğrenciler bunu hiç düşünmediklerini belirterek, bu dersin gerçekten hayatımızın bu kadar içinde olduğunu öğrenince şaşırdılar. Daha sonra öğretmenimize dönerek “Bu ağaçlardan Karabük’te de çok vardır, değil mi Halil öğretmenim?” diye sormam, daha önce Karabüklü olduğunu söylemediği için onun hakkında araştırma yaptığımı anlayan Halil Bey’in çok hoşuna gitti.
Öğrencilere bu ağaç türlerinin iklimle alakalı olarak yetişme imkânı bulduğunu açıklayıp, konuya uygun olmakla birlikte bilgi düzeyinin üstünde, değerlendirmeye yönelik sorular yönelttim. Türk gençleri olarak çok çalışmaları gerektiğini, Ulu Önder Atatürk’ün “Büyük işleri, büyük milletler yapar. Türk kuvvet ve zekâsının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur.” sözüyle vurgulayıp, dersin verimli bir şekilde işlenmesini sağlayan öğretmenimize ve etkili biçimde geçmesine yardımcı olan katılımcı öğrencilere teşekkür ederek konuşmamı tamamladım.
Müfettiş Denetim Senaryosu – 3
Tarih: 30 Ocak 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 1 Yorum var.
Ajandama aldığım notların ne derece doğru ve geçerli olduğunu anlamak için, bir yandan okulun fizikî ortamını incelemeye çalışıyordum. Öğretmenlerin gayet temiz, düzenli ve sıcak bir ortamda çalıştıklarını hissetmek, denetime güzel bir başlangıç kazandırmış oldu. Bu olumlu duygular içerisinde sosyal bilgiler öğretmeni Halil Kurt’un yanına giderek, kendisiyle tanıştım ve denetim görevinin bana verildiğini belirttim. Uzun boylu, zayıf, temiz ve düzenli kıyafetlerle kendine değer verdiğini hissettiren bu sarışın öğretmenle ayaküstü muhabbet ettik. Daha sonra yıllık plan, eğitsel kulüp dosyası, zümre, şube öğretmenler kurulu ve veli toplantı tutanakları gibi öğretmenin hazırlamış olması gereken tüm belgeleri incelemek için uygun bir yere geçtik. cümlenin öğeleri
Kendisine “Her şeyden önce eksikliğini hissettiğin konularda yardımcı olmak üzere buradayım.” diyerek söze başladım. Öğretmenim Halil Bey de bana “Eksikliklerim üzerinde yapıcı eleştiriler yapmanız, beni takdir etmenizden daha çok sevindirecektir.” diyince bu anlayışlı tutumu pek hoşuma gitti. Daha görevinde yeni olmasına rağmen, İlköğretim Temel Kanunu’nu epeyce incelemiş olduğunu hissettirecek sözleriyle beni sevindirdi. Bu sevincimi kendisiyle paylaşıp, sorularına yanıt verirken bir yandan belgeleri incelemeye çalıştım. Ajandamdaki notlardan yararlanarak, kendisine çeşitli yönlendirmelerde bulundum. Ders arası bittikten sonra, derse birlikte gireceğimizi belirttim.
Denetim Senaryosu Yazmak – 2
Tarih: 29 Ocak 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: Yorum yok.
Günyurdu İlköğretim Okulu, merkeze bağlı bir köy okuluydu. 11 öğretmen, 2 idareci ve 1 hizmetliden oluşan 14 kişilik bir personeli bulunan okulun, hangi şartlara sahip olduğu hakkında ayrıntılı notlar aldım. Öğretmenlerin kendileri hakkında yazmış oldukları kısa tanıtım yazılarını okuyup, kendi branşımdan olan sosyal bilgiler öğretmeninin vermiş olduğu bilgileri notlarıma ekledim. Ona, kendisi hakkında araştırma yaptığımı hissettirecek şeyler söylemeliydim. Böylece geleceğin mimarı olan öğretmenlerimize verdiğimiz değeri anlamasını sağlayabilirdim.
Denetlemeye gideceğimiz günün sabahında, Güneş benim için doğmuş gibiydi. Kahvaltı yaparken, Türkçe öğretmeni olan eşime bugün gideceğimiz okuldan bahsettim. Ona bu denetimin her zamankinden daha verimli geçmesi için neler yapabileceğimi anlattım, onun da düşüncelerini dikkate alarak evden ayrıldım. Okula gitmeden önce bir araya gelip, görevli arkadaşlarımla birlikte denetim hakkında fikir alışverişi yaptık. Dün akşam aldığım notların bir kısmından bahsettim ve yeni notlar alarak toplantıyı bitirdik.
Denetim Senaryosu Oluşturmak – 1
Tarih: 28 Ocak 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: Yorum yok.
Günlük koşturmacalarla geçen yoğun bir günün ardından, yorgun argın eve dönüyordum. Monoton bir eve dönüş, evde dinlenip yarına hazırlanma seramonisi başlamak üzereydi. Belki de makine titizliğiyle işleyen yaşamın tekdüzeliğiydi insanı yoran. Heyecan ve farklılık insanı yaşama daha sıkı bağlardı kuşkusuz. Peki hayatın küçük ayrıntılarında veya ta kendisinde gizli olan bu heyecanı ortaya çıkarmak çok mu zordu?
Yoğunlukla geçen her gün, kum saatine benzeyen ömrün akıp geçmesi demekti. Bu akışı anlamlı ve yaşanabilir kılmak, hayatının öznesi olmaya çalışan insanların elindeydi aslında. Evet, bunu başarmak için hiç de geç değildi. Karar vermek için kendime düşünme fırsatı veremeyeceğim kadar güçlü bir heyecan hissettim tüm bunlar zihnimde dolanırken. Yürürken gün içinde olanlarla fikir savaşı yapıp, eve ruhsuz bir et yığını gibi dönmemeye karar verdim. Her zamankinden farklı, yaşam ve heyecan dolu bir dünyaya geçmek için ilk adımı atmalıydım…
Bütün yorgunluğumu unutup, mutlu bir akşam yemeğinden sonra eşime yolda aldığım karardan bahsettim. Anlattıklarımda kendimi bulunca, daha bir inançla sarıldım yeni dünyama. Düşüncelerim, gözlerimden ışık huzmeleri gibi mutluluk yansıtıyordu etrafa. Artık huzuru hissetmek için çok büyük nedenler aramamak gerektiğini düşünmemin, polyannacılık oynamak olmadığına dair inancım kesinleşmişti. Hayat, gülen yüzünü hep görmeyi hak edenler için saklıyormuş meğer. Görünce bunu da fark ettim.