Masal Türünün Özellikleri
Tarih: 4 Nisan 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Sözlü edebiyat ürünlerinden olan masal; özellikle olağanüstü olayları ve kahramanları içeren, anlatılarak kuşaktan kuşağa aktarılan halk ürünü olan bir edebî türdür. Masalların yaşanması mümkün olmayan konu ve şahıs kadrosuna yer vermesi, belki de en belirgin özelliğidir. Halk hikayeleri olması yönüyle ait olduğu toplumun geleneklerini, yaşayışını, hayal gücünü ve ahlâki yapısını da masallarda görebiliriz. Zira masalları çocuklarda bazı erdemlerin oluşmasını sağlamak adına sıkça kullanırız.
Genellikle olağanüstü olayların ve kahramanların yer ve zaman belirtilmeksizin başından geçen olayların anlatıldığı, ağızdan ağıza aktarılarak günümüze kadar gelen halk hikayelerine masal denilmektedir. Bu tanım hâli hazırda masalın birçok özelliğini kendi içerisinde barındırmakla birlikte, aşağıda masalların genel özelliklerini küçük başlıklar hâlinde açıklamaya çalışacağım:
Masalların Genel Özellikleri
– Yer ve zaman belli değildir. Masallarda belirli bir zaman belirtilmez, herhangi bir zaman diliminde olaylar gelişmeye başlar. Çağ, yıl vs. da genellikle belirtilmez. Masalın içeriğine göre hangi zamanlarda geçtiğini okuyucu kafasında şekillendirir. Masalın geçtiği yer de bazen bir köy, bazen bir saray, bazen bir adadır. Bunun içindir ki masallara başlanırken “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…” diye bir tekerlemeyle başlanır. Masallarda Hint Eli veya Kaf Dağı gibi kalıplaşmış yerler görülebilir.
Tekerlemeler
Tarih: 7 Ekim 2011 | Bölüm: Tekerleme | Yorumlar: 30 Yorum var.
Tekerleme, genellikle masal ve bilmece gibi anlatı türlerinin giriş – sonuç kısımlarında söylenen, dinleyicinin veya okuyucunun kulağına hoş bir ezgi gibi gelen, kafiyeli, ölçülü ve ses tekrarları içeren sözlerdir. TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’ünde “Çoğunlukla, masalların genellikle başında bulunan -Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.- gibi uyaklı giriş veya ara sözler.” olarak tanımlanmaktadır. Tekerlemeler, kalıp sözlerdir ve Türkçenin söz varlığı zenginliğini yansıtmaktadır. Çocuk oyunlarında ve pek çok edebiyat türü içinde sıklıkla geçen tekerlemeler, insanlarda anlatılana karşı bir merak ve ilgi uyandırmaktadır.
Tekerleme, çocuğun dinleme, konuşma ve dilin anlam yapılarının, cümlelerin, dilin özelliklerini, sık sık yapılan tekrarlarla ezber alışkanlığını kazandırarak çocuğun psikomotor becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur. Dilin telaffuzu, boğumlaması ile bir bütün halinde öğretilmesine katkıda bulunur. Dildeki sembolleri, alegorik anlatımı, sebep-sonuç ilişkisine dayandırarak dilin mantıksal dizinini kavratır. Dilin matematiğini geliştirir. Dilin gülmece ve eleştirel boyutunu tanıtır.
“Ebe ebe nerede, su doldurur derede, dere boyu çalılık, şu ebe ne de alık, ebe suya dalamaz, araba da bulamaz, ene mene dostum, ben sana küstüm, armudu kestim, tavana astım, tap dedi düştü, kargalar üşüştü, bu da bana düştü.”
Ebe bulma oyunlarındaki tekerlemenin dilin koşullarıyla oyunun eş zamanlı olarak tanıtılması, dil aracılığı ile oyun kişilerinin ruhsal ve eylemsel konumlarının belirlenmesi, dili oldukça geliştiren bir durumdur.