Ortak Dil Nedir?
Tarih: 14 Aralık 2011 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
Dilin başlıca yasalarından biri, daha W. von HUMBOLDT’un ortaya koyduğu gibi, sürekli bir değişme ve gelişme içinde bulunan bir varlık oluşudur- Bir dil ayrı alanlarda, ayrı siyasal ve kültürel etkiler altında kaldığında, kendi doğal gelişmesine bir de siyasal ve kültürel etkiler eklenmekte ve düden bir bakıma ayrılan, adına lehçe dediğimiz birlikler meydana gelmektedir.
Günümüz dilbiliminde, bölgesel lehçelerin genel dilin bozulmuş ya da gelişmemiş birer biçimi olarak değil, genel dilden az çok bağımsız bir biçimde gelişmiş birlikleı olarak görüldüğünü belirtmeliyizdille yakın akraba lehçe arasındaki ayrımların büyük bölümü dilbilim açısından değil, daha Çok politik ve kültürel açıdandır. Bu da dilde kültürün ve toplum içindeki çeşidi olaylaıın etkisine tanıktır. Ortak dil de-diğimiz dil türünün doğuşu da genel olarak bu etkenler sonucunda ortaya çıkmıştır.
ORTAK DİL, bir ülkede konuşulan lehçe ya da ağızlar içinden yaygınlaşan ve egemen olana verilen addır. Bizde ortak dil, istanbul ağzı üzerine kurulmuştur.
Türkçenin Yabancı Dillerle Sözcük Alışverişi
Tarih: 5 Kasım 2011 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 1 Yorum var.
Bu konuyu işlerken, önce yabancı dillerden Türkçeye giren öğeler üzerinde genel olarak durmak istiyoruz. Türkçenin elde bulunan en eski metinleri olan Köktürk Yazıtlarında yabancı öğelerin sayısı son derece azdır. Ayrıntılarına aşağıda değineceğimiz kendi incelememizin sonuçlarına göre Türkçenin bu evresinde yabancı öğelerin sayısı %1’in altındadır; ancak çok az sayıda Çin kökenli öğeye rastlanır.
Yabancı kültürlerle sıkı ilişkilerin kurulduğu, Şamanizm‘in yanı sıra Buda, Mani ve Hıristiyan dinlerinin benimsendiği Uygurca evresinde ise, özellikle dinsel kavramları karşılamak, değişik dinlerin metinlerini Türkçeye aktarmak üzere pek çok türetmeler yapıldığı halde, alınma sözcüklerin de birden arttığı görülür.
İslamlığın kabul edilmesinden (X. yüzyıl) sonraki ilk dönemde ve Anadolu’da gelişen Türk yazı dilinin ilk evresinde Arapça ve Farsça öğelerin sayısı yüksek değildir; başlangıçta bir bölüm Türkçe öğelerin, yabancılarıyla bir arada yaşamakta olduğu görülür. Ancak Anadolu’da gelişen yazı dilinde, XIII. yüzyıldan sonra Arapçanın, özellikle yazın kanalıyla da Farsçanın etkisi durmadan artar; XVI.-XV. yüzyıldan sonra –yukarıda değindiğimiz tutum nedeniyle– daha büyük oranda yabancılaşma görülür. Cumhuriyet dönemine kadar süren bu gidişin sonucunda Osmanlıca adı verilen, Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı bir yazı dili yerleşir. Yabancılaşmanın giderilmesi, Türkçenin bilim, sanat, teknik alanlarında heı kavramın kendi öğeleriyle anlatımına yeterli duruma getirilmesi yolunda en önemli adımlar Türk Dil Devrimi‘yle atılır ve günümüze gelinceye değin büyük bir başarı kazanılmış olur.
Osmanlıca evresinde Arapça kökenli öğeler Türkçenin sözvarlığına yerleşmiş ve yerleşmemiş yabancı sözcükler olarak büyük bir toplam tutarken bilim, sanat, teknik, hukuk, yönetim gibi bütün alanlarda, çoğunluğu tamlamalar halindeki Arapça terimlerin de kullanılmış olduğu görülmektedir. Farsçadan girme öğelerin yanı sıra Arapça ve Farsça sözcüklerden kurulu, kimi zaman bu dillerde de kullanılmayan türetmelere, tamlamalara bile rastlanmaktaydı.
Dünya Üzerindeki Diller Hakkında
Tarih: 30 Eylül 2011 | Bölüm: Dilbilim | Yorumlar: 2 Yorum var.
Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue’un 15. baskısında dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk baskıda ise 5.687 sayısı verilmişti. Farklı kaynaklarda başka rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu belirsizliğin pek çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya dilleri üzerindeki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır ve varlığı bile bilinmeyen bazılarının yok olduğu tahmin edilmektedir. Bu dillerin çoğu dünyanın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde yer alsa da, keşfedilmiş bölgelerdeki dil çalışmaları bile bitirilmiş değildir. Çünkü araştırmacılar çoğunlukla kolay ulaşılan Batı Avrupa dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmektedir. 4000 kadar dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş olduğu tahmin edilmektedir.
Ayrıca dillerden birçoğunun özel adı yoktur. Örneğin Papua-Yeni Gine’deki Sare halkının dillerine verdiği Sare adı sadece “konuşmak” demektir. İngiliz Kolumbiyasında yaşayan Gitksan halkı kendi dillerinden Sim ‘algaks “gerçek ya da doğru dil” diye söz ederler ama komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kullanır. Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue birbirinin yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan ya da ölü diller konusunda da kaynakların verdiği bilgiler her zaman tutarlı değildir.
İnternet ve Kısa Mesaj Dili
Tarih: 30 Ağustos 2011 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
Günümüzde Türkçenin sinema, tiyatro, müzik gibi dil temelli eğlence sektöründe baskın olduğunu söyleyebiliriz. Televizyonda olduğu gibi bunlarda da Türkçenin kendi içindeki çok çeşitli varyantlarına rastlamak mümkündür. Ayrıca Türkçe bu alanda da başka dillerle, özellikle İngilizceyle rekabet etmektedir. Eğlence sektöründe İngilizceyle rekabetin daha çok sinema ve müzik sektöründe olduğunu söyleyebiliriz. Tiyatroda yabancı dilli oyunların yaygın ilgi görmesi alışılmış bir durum değildir. Ancak özellikle büyük şehirlerde yabancı filmler dublajsız gösterilebilmektedir. Bu filmlerin önemli bir kısmı İngilizcedir. Bu nedenle burada Türkçenin de diğer dünya dilleri gibi İngilizce ile bir rekabeti olduğu görülmektedir. Aynı şekilde müzik sektöründe Türk şarkıcıların kendilerini uluslararası alanda ispat etmek amacıyla İngilizce şarkı söyledikleri veya Eurovision gibi uluslararası yarışmalarda Türkiye’nin İngilizce şarkıyla temsil edilmesi az rastlanan bir durum değildir. Yine piyasada İngilizce müziklere kolayca ulaşılabilmektedir.
Dilin işlevleri açısından üzerinde durulması gereken çok yeni bir araç da önemi her geçen gün artan internet veya sanal dünyadır. İnternet, bir dilin yeni ihtiyaçları karşılamadaki başarısını ölçen bir mihenk taşı, dile karşı alışılmamış bir meydan okuma olarak da algılanabilir. Gerçekten de son yıllarda internet dilin sınırlarını zorlayan ve genişleten en önemli araçtır. (Örnek olarak bkz: “Yha da Ne Demekmiş?“)
İnternetin getirdiği sınırsız özgürlükten Türkçe de geniş biçimde yararlanmaktadır. İnternette ulaşılması her geçen gün kolaylaşan milyonlarca Türkçe sayfa yer almakta ve bu sayfaların sayısı her geçen gün artmaktadır.
İnternette her türlü dil verisi bulunmaktadır: sözlükler, kurmaca metinler, fıkralar, karikatürler, öyküler, romanlar vb. Ayrıca daha önce pek alışılmış olmayan, yazılı, sözlü ve görüntülü dil verilerine de ulaşmak, bunları tekrar tekrar dinlemek, üzerinde oynamak gibi daha önce mümkün olmayan şeyler de mümkündür. Ayrıca internetle sadece standart dille yazılmış metinlere değil, dil içindeki her tür varyanta ulaşılmaktadır: Ağız metinleri, sosyal gruplara ait metinler, argo, gençlere özgü metinler vb.