Hüseyin Nihal ATSIZ’ın Fikir Yapısı ve Eserleri
Tarih: 15 Haziran 2014 | Bölüm: H | Yorumlar: Yorum yok.
Hüseyin Nihal Atsız, tanınmış bir tarihçi, şair ve Türkologtur. Onun tarihi araştırmaları onu milliyet ve Türk tarihi üzerine düşünmeye sevk etmiştir. Gökalp’tan sonra, Cumhuriyet döneminde Türkçülüğün önderi sayılır. Nihal Atsız, saf, katışıksız bir Türk milleti ister. Bu millet içinde Türk kanından olmayanların, Türkleşmiş olanların yeri yoktur. “Çanakkale’ye Yürüyüş” adlı kitapçıkta çingenelerin, Türkleşmiş diğer kavimlerin aramızda yeri olmadığını, bunların Türk milletinin saflığını bozduğu kanaatini beyan eder.
Bu bakımdan Türk milletinin esası dil değil, ırk ve kan olmalıydı, bir zenci Türkçe öğrense Türk mü olacaktı, der. Buna göre Türk topraklarında yaşamak hakkı Türkün olmalıdır.
Atsız, Türk kılıcının kınında paslanmaması gerektiğine inandığı için sık sık savaş yapılması taraftarıdır. Ona göre insaniyetperverlik köpekliktir. İnsaniyet milliyetçilikle asla bağdaşmaz.
Atsız, “Türk Tarihinde Meseleler” adlı kitabında Türk tarihinin aralıksız bir bütün olduğunu, halbuki Türk tarihinin sıralanmış bir bütün halinde konulmadığını, hükümdar sülâlelerinin zamanlarının ayrı devletlermiş gibi ele alındığını, Türk milletinin kurduğu çeşitli devletlerin hiçbirisini yaşatamamış, istikrara ulaşamamış durumuna düşürüldüğünü söyleyerek bütüncü tarih görüşünü açıklar. Türk tarihine bakışımız nasıl olmalıdır, sorusuna cevap arayan Atsız; Türk tarihinin Fransız, Alman tarihleri gibi basit olmadığını, Türk milletinin tarih başladığı zaman teşekkül ettiğini iddia eder.
Önemli Türkologlar
Tarih: 4 Aralık 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: 15 Yorum var.
Türk dili, edebiyatı, kültürü ve tarihi üzerine çalışmalar yapan, kısacası Türk’e ait olan her şeyi inceleyip bilimsel bir tutumla ortaya koyma gayreti içinde olan Türkologlar, milli bilincimizin ve ülkümüzün sistemleşmesinde önemli bir role sahiptir. Çünkü ortaya koymuş oldukları bilgi ve belgeler, dünü – bugünü ve yarını aydınlatmaktadır.
Geçmişini bilemeyen bir millet, rotasız ve yelkensiz bir geminin “herhangi bir yere” savrulup gideceği gibi sömürgeci güçlerin piyonu ve hammeddesi olacak, geleceğini yok edecektir. Fakat Türkoloji çalışmalarıyla elde edilen bilgiler, TÜRK budununun ne kadar hâlis bir ırktan geldiğini ve ne denli yüksek bir kültür abidesi yarattığını ortaya koymaktadır. Bunları gören özellikle TÜRK gençliği, geleceğine de bu şuurla yön verecektir.
Yerin ve göğün, yüce evrenin yaratıcısı Ulu Gök Tanrı‘ya şükürler olsun ki, Türk dünyasında artık Türklük Bilimi (Türkoloji) çalışmaları hızla, dikkatle ve başarıyla ilerliyor. Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Atatürk’ün başlattığı akım, özellikle Türkiye’de ciddi bir gelişme göstermeye devam ediyor.