Leff-ü Neşr – Sıralı Açıklama Sanatı
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: Yorum yok.
Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili açıklama yapmaktır. Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede birkaç şeyi anlattıktan sonra, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşıtlıkları belirt meye leff ü neşr denir. Bu sanat düzyazıda da görülebilir. Genellikle bir beyit içinde birinci dizede en az iki şey söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları verme sanatıdır.
ÖRN: Bâran değil, şafak değil, ebr-i seher değil
Gözyaşıdır, ciğer kanıdır, dâd-ı ah’tır.
Açıklama: Bu dizelerde bârana (yağmur) karşılık olarak gözyaşı, şafağa (güneşe batarkenki kızıllık) karşılık olarak ciğer kanı, ebr-i seher’e (sabah bulutu) karşılık olarak dud-ı ah (ah’ın dumanı) verilmiştir.
ÖRN: Bağ-ı dehrin hem baharın hem hazanın görmüşüz.
Bir neşatın da gamın da rüzgarın görmüşüz.
Not: Teşbih ve istiare ile yakından ilgili olan bu sanat, ilk dizede söylenenlerin ikinci dizede düzenli ya da düzensiz açıklanışına göre ikiye ayrılır.
Karışık Örnekler:
– Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma,
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten.
Akrostiş Sanatı – Şiir Örnekleri
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: 36 Yorum var.
Her mısraın ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca bir ismin çıkacağı şekilde yazılmış şiire “akrostiş” denir. Yazması oldukça zor bir şiir türüdür ve şiirlerde çok sık karşılaşamayacağımız bir edebi sanattır. Çünkü her dizenin başındaki harfin / dolayısıyla kelimenin sınırlı oluşu, şiir yazmayı zorlaştırmaktadır.
Akrostiş, bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana getirmesidir. Divan edebiyatında akrostişe muvaşşah ya da istihrac denir. Eski Yunan ve Latin edebiyatında akrostiş “üç dize” anlamına gelir.
Akrostiş şiir yazmanın en pratik yolu, önce şiirin konusuna uygun kavram haritası çıkarmaktır. Örneğin konusu aşk olan bir akrostiş şiiri yazmadan önce, hangi çerçevede bu konuyu işleyeceğinize bağlı olarak değişecek olan belli kavramları listelemeniz gerekecektir. Daha sonra bu kavramların alt kavramlarını belirlemek gelir. Son adım ise, bu kavramlar arasından, mantıklı bir birliktelik yaratmaktır. Yani birbirini takip ettiğinde anlamlı bir bütün ortaya çıkaracak kavramlar, dizelerin başına akrostiş kuralına göre getirilmelidir.
ÖRN:
Var olan bir sen, bir ben, bir de bu bahar
Elden ne gelir ki ? Güzelsin, gençliğin var.
Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes.
İnan ki bir daha geri gelmez bu günler,
Âlemde bu andır bize dost esen rüzgâr.
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu şiirin mısralarının ilk harfleri yukarıdan aşağı okununca “Vedia” ismi çıkar.
Lebdeğmez – Dudak Değmez Sanatı
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: Yorum yok.
Genellikle halk edebiyatında, aşıklık geleneği içinde kullanılan bir edebî sanattır. İçinde ‘b,p,f,m,v‘ gibi dudak ünsüzleri bulunmayan sözcüklerle yazılan şiire “lebdeğmez” denir.
Farsçada “leb“, “dudak” demektir. Bu sanata “lebdeğmez” denilmesinin nedeni, içinde dudak ünsüzleri olan “b, p, f, m, v” ünsüzleri bulunmayan şiirlerin yazılmasıdır. Halk şairleri, yani ozanlar bu şiirleri doğaçlama olarak / daha önceden hazırlıkları bulunmadan söyleme yarışması yaparlar. Yaparken iki dudağının arasına iğne koyarlar. Dudak ünsüzlerinden birini söyledikleri zaman, bu iğne dudağına batacaktır.
ÖRN: Her şey ne sıcaktı, her şey ne iyi
Hatta o karanlık, aysız geceler
Ahmet Kutsi Tecer
İham Sanatı / Edebi Sanatlar
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: Yorum yok.
İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir kelimeyi bir mısra ya da beyit içinde bütün anlamlarını kastederek kullanma sanatıdır. Ancak bu yaparken beytin genel anlamıyla, kelimenin çeşitli anlamları arasında yakın bir ilgi kurmak gerekir.
Îhâmın kelime anlamı vehme, şüpheye, kuruntuya, tereddüde düşürmektir. Yani şair kelimeyi öyle kullanır ki okuyucu o kelimenin bütün anlamlarıyla şiiri anlayabilir, anlamlandırabilir. Dolayısıyla; okuyan, şair bu kelimeyi acaba hangi anlamda kullandı diye tereddütte kalabilir yada her okuyucu o kelimeyi (îhâm yapılan kelimeyi) şairin kendi anladığı anlamda kullandığını vehmeder, düşünür.
ÖRN: Her gelen rind kanar zevke bu mecliste Kemâl,
Cânib-i rahmete son çektiği sâğarla döner.
Yahya Kemâl
Beyitte geçen “kanar” kelimesinde îhâm sanatı vardır. Zira kelimenin aldanmak ve doymak, kanmak şeklinde iki anlamı vardır ve beyit bu iki anlamın hangisiyle açıklanırsa açıklansın anlamlı olur.
“Kanar” kelimesini “aldanmak” anlamında alırsak beytin anlamı şu şekilde okur : “Kemâli, her gelen rind bu mecliste zevke aldanır ve rahmet tarafına, son çektiği kadehle döner.”
“Kanar” kelimesini “kanmak ve doymak” anlamında aldığımızda ise beytin anlamı şu şekilde olur : “Kemâl, her gelen rind bu mecliste zevke doyar, kanar (ve) rahmet canibine son çektiği kadehle döner.”