İyi Bir Okuyucunun Özellikleri
Tarih: 21 Aralık 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 2 Yorum var.
Okuyucu, okuduğu metnin özelliklerinin farkında olmak durumundadır. Çünkü okuma, kodlarla örülmüş bir sistemi çözmek gibi yazı örüntüsünü zihinde anlamlandırma çabasıdır. Bu nedenle, okuyucu, bir okumayı yaparken belli niteliklere sahip olmalıdır.
Bu nitelikleri taşıyan bir okur, verimli ve etkili okumalar gerçekleştirebilecektir. Aksi hâlde okuma, zihinde kalıcı bir iz bırakma –yani öğretme– edimini gerçekleştiremeyecektir.
İyi bir okuyucunun belli başlı özellikleri şunlardır:
1. Okuma belli bir amaca yönelik olmalıdır. Neyi niçin okuduğunu iyi bilmelisin.
2. Her şeyi aynı okuma biçimiyle okumamalıdır, kendince bir okuma plânı olmalıdır. Kitap, dergi, gazete ve ansiklopedilerin okumaları farklı farklı olmalıdır.
3. Okuduklarından faydalanabilmesi için gerekli yerlerde not almalıdır.
4. Okuduklarımızla bilgi havuzumuzu doldurur, kültürel birikimimizi artırırız.
5. Okuma geçmişle kültür bağımızı kurmanın yanında kişinin sosyal alanda belli bir yer edinmesini de sağlar. Hiç okuyanla okumayan bir olur mu?
Vurgu Nedir? / Kelime ve Cümle Vurgusu
Tarih: 18 Ekim 2011 | Bölüm: Ses Bilgisi | Yorumlar: 16 Yorum var.
Konuşma sırasında, hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı, daha kuvvetli olarak söylenmesine vurgu, baskılı söylenen heceye vurgulu hece denir. Vurgu kelimenin her yerinde, ilk, orta veya son hecede olabilir. Ancak orta hece vurgusu yaygın değildir. Türkçede vurgu fonemiktir, anlam farkı yaratır. Söz gelişi ilk hecesi vurgulu olan Bebek bir semt adıdır, ikinci hecesi vurgulu bebek küçük çocuk anlamındadır.
Aynı şekilde İlk hecesi vurgulu garson hitaptır ikinci hecesi vurgulu garson isimdir; ilk hecesi vurgulu yalnız edattır, ikinci hecesi vurgulu yalnız ise sıfat görevinde kullanılır.
Bir söz dizisi içinde vurgunun yeri ve sistematiği farklılık gösterir. Bu farklılığa göre vurgu, kelime vurgusu, öbek vurgusu, cümle vurgusu gibi alt başlıklarda incelenebilir.
Kelime Vurgusu
Kelimedeki bir hecenin diğerlerinden daha güçlü olan vurgusuna kelime vurgusu denir. Türkçede kelime vurgusu genellikle son hecededir, kelime yapım eki aldıkça vurgu son heceye kayar. Örneğin, söz kelimesi tek heceli olduğu için doğal olarak vurguludur, üzerine {+lXk} biçimbirimi gelince kelime vurgusu ikinci heceye kayar: sözlük. Bu yapının üzerine {+CX} biçimbirimi geldiğinde vurgu yine son hecede olur: sözlükçü. Çekim ekleri de yapım ekleri gibi vurguyu çektiklerinden bu ekleri alan kelimelerde de vurgu son heceye kayar. Ancak, Türkçede bazı ekler vurgusuzdur. Bu türden ekler vurguyu kendisinden önceki heceye atar. Türkçede vurgu kabul etmeyen eklerden bir kısmı şunlardır:
Sözlü Anlatım
Tarih: 1 Ekim 2011 | Bölüm: Sözlü Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
İnsanlar duygu ve düşüncelerini, isteklerini sözle veya yazıyla ifade ederler. Yazıdan önce söz vardı. Günlük hayatta iletişim kurmada yaygın biçimde kullanılan anlaşma aracı da sözlü ifadedir. Hayatımızı geniş olarak sözlü iletişim yoluyla düzenleriz. Yaşama alanının değişim ve gelişimi içerisinde topluluk karşısında konuşmalara, hazırlıklı sözlü anlatımlara da ihtiyaç duyulur. Bu tür konuşmalarda zamanla konuşma biçimleri ve uyulması gereken kurallar belirmiştir. Bununla birlikte her şeyden önce konuşmacının topluluk karşısında kendisini konuşma yapacak şekilde hazırlaması gereği vardır.
Konuşma, insanların sahip olduğu en önemli özelliklerden biridir. Güzel ve etkili konuşma işlerimizin yoluna girmesine ve her alanda başarımıza katkıda bulunur. Birçok bilgili ve kabiliyetli insan güzel konuşamadıkları için elde edebilecekleri başarının daha azıyla yetinmek zorunda kalırlar. Buna karşılık bilgili ve yetenekli kimseler söz söyleme sanatını bilmeleri dolayısıyla çevrelerinde etkili olur, başarı kazanır. Ancak iyi bir konuşmacı olmak kolay değildir. İyi bir konuşmacı durumuna gelebilmek için ses terbiyesine, vurgu ve tonlama bilgisine, diksiyon eğitimine ihtiyaç vardır. Ayrıca konuşmanın formuna, yapıldığı zamana ve yere de dikkat edilmesi gerekir. Çünkü söylenen söz, içeriğinden söyleniş biçimine, söylendiği yerden söyleniş amacına kadar bütünlük taşır.