Diğerkâm ve Diğerkâmlık Nedir?
Tarih: 13 Temmuz 2019 | Bölüm: Edebiyat | Yorumlar: Yorum yok.
Kendini sevmeyen insan var mıdır? Peki ya başka insanları da en az kendisi kadar seven biri? Hiç uzağa gitmeden, kendimizden hareket ederek bu kelimenin sırrına ermeye çalışalım. Hemen her insan kendini sever, çıkarlarını gözetir. Bu doğanın ve yaratılışımızın bir gereğidir, olması gereken de budur. Fakat iş çevremizdeki diğer insanları sevme ve onların çıkarlarını gözetmeye geldiğinde, orada kâmil insan ile bencil insan ayrılır. Bencil insan, yalnızca kendi çıkarlarını gözetir, kendini sever. Bencil olmayan, başkalarını da en az kendisi kadar seven ve onların çıkarlarını gözeten insan ise “diğerkâm” olur.
Farsça “diğer” (başka)” ve “kâm” (sevgi, arzu, mutluluk) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelen “diğerkâm“, dilimizde kendine yer bulmuş ve Türkçeleşmiş bir sıfattır. Dilimizde “özgeci” şeklinde karşılığı vardır. “Yalnızca kendi çıkarlarını düşünmeyen; kendisi kadar başka insanları da seven ve onların yararını gözeten” anlamına gelir. “Hiçbir kişisel karşılık beklemeden, başka insanların iyiliğini düşünen ve onlar için faydalı şeyler yapmayı ilke edinen kişi” anlamına da gelmektedir. Kısaca bencil olmayan, tanıdık veya yabancı hernangi bir insan için yeri geldiğinde kendi menfaatlerinden bile vazgeçebilen, bir başkası için güzel bir şey yaptığında mutlu olabilen insanları karşılamaktadır.
Diğerkâm insanlar fedakârdırlar. Belki birilerine garip gelebilir; fakat onlar yeri geldiğinde kendi çıkarlarına ters düşmesine rağmen başkalarının menfaatini gözetebilirler. Örneğin bir ağacın sadece üst dallarında bulunan bir meyveyi, ağaca zorlukla çıkıp toplarlar. Topladıkları meyveyi kendisinden çok başkalarına ikram ederek mutlu olurlar. O kadar zahmete katlanmışken, “Bana ne, isteyen çıkıp kendisi yesin.” demek yerine, “Aşağıdaki bu güzel insanları mutlu etmek güzel olur, onlara bir ikramda bulunmak beni de mutlu eder.” şeklinde düşünürler. Yani kendi çıkarlarını değil, başkalarının mutluluğunu gözetirler.