Necip Fazıl Kısakürek
Tarih: 22 Haziran 2014 | Bölüm: N | Yorumlar: Yorum yok.
Necip Fazıl, Cumhuriyet döneminde yetişen en güçlü şairlerden birincisi ve en büyük tiyatro yazarlarından biridir; otuz üç yaşına kadar serazâd bir hayat yaşamış ve sonra Nakşibendi Şeyhi Abdülhakim Arvasi ile karşılaşmış, İslâm’a dönmüş, yahut İslâm’ı yeniden keşfetmiştir. A. Arvasî ile tanıştıktan sonra, zihnî ve kalbî bir bunalıma girmiş, bu bunalımın doğurduğu dehşetli anları “Çile” adlı şiirinde anlatmıştır:
Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk
***
Aylarca gezindim yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe
***
Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece,
Gördüm ki, ateşte, cambazda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.
Bu uzun, uykusuz, duraksız ızdırap dolu bunalımdan (Angoisse) sonra içindeki deniz duruluyor; dünyaya edindiği bilgilerden kafasını temizliyor. Tıpkı F. Bacon’un zihni idolden (putlar) temizlemesi gibi. Ama ikisi farklı gayelerle yapıyorlar. Bu zihnî temizlemenin zorluğunu “Kustum öz ağzımdan kafatasımı” mısralarıyla ifade etmiş:
Ateşten zehrini tattım bu okun
Bir anda kül etti can elmasımı
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.
İslamcılık Nedir?
Tarih: 19 Haziran 2014 | Bölüm: Karışık | Yorumlar: Yorum yok.
Cumhuriyet döneminde, Meşrutiyet Dönemi’ndeki gibi canlı bir İslâmî tartışma zemini yoktu. Meşrutiyet Dönemi’nin İslamcılarından Mehmed Akif, Said Halim Paşa, sonraki dönemde yoktur. Babanzâde Ahmed Naim, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, M. Şemseddin (Günaltay), M. Şerafeddin (Yaltkaya), Ahmed Hamdi (Akseki), İ. Hakkı İzmirli, Eşref Edib (Fergan) var. Bunların hepsi fikir İslâmcılığı yapmışlar, Said Halim Paşa ise daha çok siyasî İslamcılık yapmıştı. Cumhuriyet döneminde din, (İslâm) kamusal alandan çıkarılınca, İslâm gibi cemiyet yönü ağır basan bir dinin faaliyet alanı fevkâlâde daraltılmıştı. İslâmî kanunların kaldırılıp yerine Batı’dan yeni kanunların alınması, fıkıh gibi bir sosyal bilim üzerinde çalışma imkânı bırakmamıştı.
Cumhuriyet döneminin başlarında Hanefî mezhebine uygun bir Tefsir yazdırılması kararı, uygulamaya konulmuş ve bu Kur’an Tefsiri “Hak Dini, Kur’an Dili” adıyla, Elmalılı Hamdi Yazır tarafından resmî talep üzerine yazılmıştır. Buhari’nin hadis kitabından seçmelerin yorumlanarak tercüme ettirilmesi kararı da Ahmed Naim’e havale edilmek suretiyle gerçekleştirilmişti. Bunun dışında Ahmed Hamdi Akseki’nin yazdığı “İslâm”, “İslâm Dini”, “Hutbeler”, “Vecizeler”, “Askere Din Dersleri” gibi kitaplar kitlelerin ihtiyacını karşılamaya yönelik kitaplardı. Ömer Nasuhî Bilmen’in yazdığı “Büyük İslâm İlmihâli” ve İ.Ü. Hukuk Fakültesi tarafından basılan “Hukuk-ı İslamiye Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu” (8 cilt) adlı eserler hem bir boşluğu doldurmuş hem de İslâm hukukunun kapsamlı ufkunu ortaya koymuştu.