Atatürk’ün Karakter / Kişilik Özellikleri
Tarih: 7 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: Yorum yok.
Atatürk’ün kişilik özelliklerini sıralamaya, kadınlara verdiği önemi belirterek başlıyoruz. Çünkü Atatürk, kadınların da toplumsal yaşamda erkekler gibi yer bulmasını ve kendilerini yetiştirmeleri gerektiğini düşünmüş ve bunun için onlara çeşitli siyasal / sosyal haklar vermiştir. Kadınların da erkekler kadar hatta onlardan daha iyi eğitim görmeleri gerektiğini belirtmiştir. Çünkü erkekleri de yetiştiren onlardı. Bu konuda şu görüşleri ileri sürmüştür.
“Mümkün müdür ki, toplumun yarısı topraklara zincirlere bağlı kaldıkça öbür yarısı göklere yükselebilsin? Şüphe yok; ilerici adımlar, dediğim gibi iki cins tarafından, birlikte, arkadaşca atılmalı, yenilik ve ilerleme düzeyinde aşamalar birlikte geçilmelidir. Böyle olursa, devrim başarıya ulaşır. Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez ya da bir peştemal ve yanından geçen erkeklere ya arkasını çevirir ya da yere oturarak yumulur. Bu davranışın anlamı nedir, ne demektir? Efendiler, uygar bir millet anası, millet kızı, bu garip biçime, sıkıntılı duruma girer mi? Bu hal, milleti çok gülünç gösteren bir manzaradır. Derhal düzeltilmesi gerekmektedir.”
Yapılan inkılâpların başarısı ve halk tarafından benimsenmesi bazı muhalif grupları ortaya çıkarmıştır. Bu gruplar 14 Haziran 1926 tarihinde Atatürk’e suikast girişiminde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır. Atatürk kendisine yapılan bu suikast girişimi üzerine şu sözleri söylemiştir:
“…Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle, medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.”
1937 yılında Lâiklik ilkesi Anayasa’ya dahil edilmiştir. Böylece lâiklik diğer ilkelerle birlikte yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ve başta gelen ilkesi olmuştur. Bilimsel ve akılcı bir özellik taşıyan Atatürk ilke ve inkılâpları sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal alanlarda bir bütündür. En büyük özelliği de lâik bir temele dayanmasıdır. Atatürk bu özelliği şöyle açıklamıştır.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi bir dini yoktur. Devlet yönetiminde bütün yasalar, kurallar, bilimin çağdaş medeniliğe sağladığı esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve uygulanır. Din anlayışı vicdani olduğundan, Cumhuriyet, din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin çağdaş ilerleyişinde de başlıca başarı etkeni görür.”
Tam bağımsızlık, Atatürk’ün dış politikadaki hedefiydi. Bunu şu sözlerle açıklamıştır: “Devletler topluluğunda şerefli, haysiyetli, namuslu bir mevki sahibi olmak ve mutlaka istiklaline riayet ettirmek. Devlet için istiklal kelimesinin karşılığı hayattır. İstiklali olmayan bir devlet, gerçek manada bir devlet değildir.” Bu düşünce Türkiye’nin dış politikasında temel amaç olmuştur.