Adlaşmış Sıfat ve Sıfat-Fiil Nedir?
Tarih: 10 Ekim 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 21 Yorum var.
Türkçede sıfatlar veya sıfat-fiiller isimlerin yerini tutarak adlaşmış sıfat olabilir ve bu şekilde fiilimsi olma özelliklerini kaybedebilir. İşte bu yazımızda, sıfatlar ve fiilimsiler içerisinde oldukça karıştırılan ve sınavlarda sıkça sorulan bu iki konu hakkında bilgi ve örnekler sunacağız. Esasında bu durum, dilde kolaylık ilkesi gereği bazen sıfatlardan sonra gelen ismin söylenmesine ihtiyaç duyulmaması neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu şekilde oluşan “adlaşmış sıfat” ve “adlaşmış sıfat-fiil” birbirinden farklı iki kavramdır. Şimdi ikisini de açıklamaya başlayalım:
Öncelikle “adlaşmış sıfat” kavramını ele alalım. “Bir sıfatın, nitelediği ismin yerini tutması” şeklinde tanımlanan bu kavram, Türkçede çok sık kullanılır. Örneğin, “İhtiyar adam” tamlamasındaki sıfat (ihtiyar), nitelediği ismin (adam) yerini “İhtiyar, ne geziyorsun burada?” cümlesindeki gibi tutacak olursa, bu cümledeki “ihtiyar” adlaşmış sıfat olarak kabul edilmektedir. Çünkü kendisinden sonra gelen ismi yutmuş ve onun yerini tutmuştur.
Adlaşmış sıfatlarda sıfatlar, isimleri yutarak onların yerini tutar. İsimlerin söylenmesine gerek duyulmaz. “Saldırıda ölü ve yaralılar var.” cümlesinin aslında “Saldırıda ölü ve yaralı insanlar var.” şeklinde kullanılması gerekir. Fakat “insanlar” demek gereksiz geldiği için, burada “ölü” ve “yaralı” kelimeleri adlaşmış sıfat olarak kabul edilmektedir. Şimdi birkaç adlaşmış sıfat örneği gösterelim:
Sıfat-Fiil Nedir?
Tarih: 31 Mart 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 9 Yorum var.
Türkçe dersi 8. sınıf konu anlatımı içerisindeki sıfat-fiil nedir, ekleri nelerdir, sıfat-fiil cümle örnekleri hakkında bilgi alabileceğiniz bu yazımız sayesinde, fiilimsilerin bir kolu olan sıfat-fiilleri kolayca kavrayabileceksiniz. Sıfat-fiiller, fiilimsilerin tamamı gibi “fiil” kök veya gövdelerinden belirli ekleri alarak türeyen kelimelerdir. Bu kelimeler cümlede “sıfat” görevi ile kullanılır. “Ortaç” olarak da bilinen sıfat-fiiller, fiilimsilerin üç grubundan bir tanesini oluşturur. Sıfat-fiiller fiil kök veya gövdelerine getirilen “-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ekleriyle oluşturulur.
Sıfat-fiil eklerini “Anası mezar dikecekmiş.” şeklinde kodlayarak ezberlemeniz mümkündür. Bu ekler, fiillerin cümlede sıfat olarak kullanılmalarını sağlar. Örneğin, “sön-” fiiline “-müş” sıfat-fiil eki geldiği zaman “sönmüş” sıfatı oluşur ve bu kelime cümle içerisinde herhangi bir ismi niteler hâlde kullanılır. “Süslemeler arasındaki sönmüş balonları topladık.” cümlesinde görüldüğü üzere, sıfat-fiil ekini alan kelimeler cümle içerisinde mutlaka bir ismi nitelemelidir.
Örnek: Kırda açan çiçekleri çok severim.
Toplantıda hep tanıdık yüzler vardı.
Daha görülecek günlerimiz var çocuğum.
Yıkılası gurbet ayırdı bizi.
Asker koşar adımla komutanın yanına geldi.
Dönülmez akşamın ufkundayım.
Mayın tarlasına düşmüş bir deli gibiyim.
Sönmeyen bir ateştir Türklük.
Sıfat – Önad
Tarih: 17 Eylül 2011 | Bölüm: Sözcük Türleri | Yorumlar: 2 Yorum var.
Dilbiliminde sıfatları tanımlamak sanıldığı kadar kolay değildir. Sıfatlar konusunda diller arasında benzerlikler olmakla birlikte farklılıklar da çoktur. Bazı dillerde, örneğin Latincede, sıfatlar isimler gibi durum, cinsiyet ve sayı kategorilerini almaktadır. Korecede ise sıfatlar, fiiller gibi çekimlenebilmektedir. Türkçede sıfat kabul edilen birçok kelime kolaylıkla isim ve /veya zarf olarak kullanılabilmektedir. Türkçede sıfatları isimlerden ayıracak ölçütler söz dizimiyle belirginleşir. Söz diziminin verdiği kolaylığa niteleme anlamsal ölçütü eklendiğinde sıfatları diğer kelime türlerinden ayırt etmek kolaylaşır. Bütün bunlardan hareketle sıfatları, isimleri niteleyen ve belirten kelimeler olarak tanımlayabiliriz. İsimleri nitelediklerinde teklik ve çokluk biçimleri yoktur.
İsimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar ancak varlıklarla ortaya çıkar. Bu nedenle tek başlarına kullanılamaz. Sıfat olarak kullanılan çoğu sözcük bazen bir kavramın karşılığıdır. Örneğin “mavi”, bir renk ismidir, “iki”, bir sayı ismidir. Ancak bu sözcükler isimlerin özelliklerini bildirecek duruma gelirse sıfat olur. Yani; “Mavi gözlerine bayıldım.” cümlesinde “mavi” göz isminin rengini bildirdiğinden sıfattır. Ya da “iki” sözü; “İki kalemi vardı.” cümlesinde kalemlerin sayısını bildirdiğinden sıfat olmuştur.
Ancak sıfatın mutlaka isimden önce gelmesi gerekmez. Bazen bir ismin niteliğini bildirmesine rağmen isimden önce gelmediği de olur. Bu genel bilgilerden sonra, şimdi de sıfatların çeşitlerini görelim.
a. Niteleme sıfatları
Varlıkların yapısal özelliklerini ortaya koyan sıfatlardır. Bunlar varlığın nasıl olduğunu bildirir ve isme sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir. “Kurumuş yapraklar yere döküldü.” cümlesindeki altı çizili sözcük, yaprağın nasıl olduğunu yani niteliğini bildiriyor. İsme “Nasıl yapraklar?” diye sorarsak cevap olarak “kurumuş” sözünün geldiğini görürüz.
b. Belirtme sıfatları
Varlıkların diğer varlıklarla ilgileri sonucunda aldığı özellikleri belirten sıfatlardır. Kendi arasında dört gruba ayrılır.
İşaret Sıfatı: Varlıkların bulunduğu yerleri gösteren sıfatlardır. Söyleyen kişinin, sözünü ettiği nesneye uzaklığına göre değişir. “Bu evi biz aldık.” cümlesinde evin yakın olduğu; “Şu evi biz aldık.” cümlesinde biraz uzak; “O evi biz aldık.” cümlesinde çok uzak ya da, sözü edilen bir evin olduğu anlaşılır. Bu cümlelerde altı çizili sözcükler işaret sıfatıdır. Bu tür sıfatlar isme “hangi” sorusunun sorulmasıyla bulunur. “Hangi ev?”, “ “Bu ev.” gibi…