Mehmet Akif Ersoy (Hayatı, Kişiliği, Eserleri)
Tarih: 21 Eylül 2011 | Bölüm: İstiklal Marşı | Yorumlar: Yorum yok.
1873′te İstanbul’da doğdu. 27 Aralık 1936’da İstanbul’da yaşamını yitirdi. 4 yaşında Fatih’te Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladığı eğitimini Fatih Merkez Rüştiyesi’nde sürdürdü. Ardından Mülkiye Mektebi’nin idadi (lise) bölümünü bitirdi. Babasından Arapça öğrendi. Fatih Camii’nde İran edebiyatı okutan Esad Dede’nin derslerini izledi. Farsça ve Fransızca öğrendi. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine Mülkiye’nin yüksek kısmından ayrılmak zorunda kaldı.
1889’da girdiği Halkalı Mülkiye Baytar Mektebi’ni 1893’te birincilikle bitirdi. Ziraat ve Ticaret Nezareti’nde veteriner olarak çalışmaya başladı. Rumeli, Arnavutluk ve Arabistan’da dolaştı. Geniş halk kesimleriyle, köylülerle yakın ilişkiler kurdu. Halkalı Ziraat Mektebi ve 1907’de Çiftçilik Makinist Mektebi’nde ders verdi. 1908’de Dârülfünûn Edebiyat-ı Umûmiye müderrisliğine atandı. Umur-ı Baytariye Müdür Muavini görevine getirildi. Kısa süre sonra bu görevden ayrılıp yalnızca Halkalı Mülkiye Baytar Mektebi’nde ders vermeyi sürdürdü.
İstiklal Marşının İlk ve Son Hâli
Tarih: 21 Eylül 2011 | Bölüm: İstiklal Marşı | Yorumlar: 8 Yorum var.
Bu okunuşun bestesi Ali Rıfat Çağatay’a okunuşuysa Hafız Burhan’a ait. İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış, bestesini Zeki ÜNGÖR yapmıştır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi’nin (TANRIÖVER) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921′de yazdığı “Kahraman Ordumuza” sungusunu taşıyan (yani Türk ordusuna ithafen yazılan) şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’nce İstiklâl Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ali Rıfat ÇAĞATAY’ın (1867–1935) bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924′ten 1930′a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki ÜNGÖR’ün 1922′de hazırladığı bugünkü beste aldı.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir. Sonuncu bölük beş dize.
İstiklâl Marşı’mız 88 Yaşında!
Tarih: 14 Eylül 2011 | Bölüm: Edebiyat | Yorumlar: Yorum yok.
Bağımsızlığımızın sembolü olan İstiklâl Marşı‘mız bundan tam 88 yıl önce yani 12 Mart 1921 yılında TBMM’de kabul edilmiştir.
Yeni kurulan devletimizin bir “Milli Marş” yazılması hususunda Büyük Millet Meclisi’nin altı ay müddet vererek açtığı İstiklâl Marşı Müsabakası’na değişik şairler tarafından tam 724 şiir gönderilmiştir. Bunlar Maarif Vekâleti’nde (Millî Eğitim Bakanlığı) teşkil edilen bir komisyonda incelenmiş ve içlerinden altı tanesi seçilerek Meclis Matbaası’nda bastırılıp mebuslara dağıtılmıştır.
Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver Bey, bu müsabakaya “nakdî mükâfat” vaad edildiğinden dolayı katılmayan Mehmet Akif Ersoy’a bizzat müracaat ederek yazmasını istemiş Mehmet Akif de ben mebusum, müsabakaya iştirak etmem; ayrıca yazarım diyerek teklifi kabul edip, ikamet etmekte olduğu Taceddin Dergâhı’nda “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği İstiklâl Marşı’nı 17 Şubat 1921 günü tam 48 saatte yazmıştır.
İstiklal Marşındaki Söz Sanatları
Tarih: 15 Ağustos 2011 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: 2 Yorum var.
Kahraman ordumuza yazılan şanlı İstiklal Marşı‘mızda, büyük şair Mehmet Akif Ersoy‘un yapmış olduğu söz sanatları aşağıda açıklanarak verilmiştir. İstiklal Marşı’nı iyi anlamak ve yazıldığı dönemde Türkler’in içinde olduğu psikolojik durumu iyi tahlil etmek gerekir. Çünkü İstiklal Marşı, bir ulusun bağımsızlık mücadelesini dünyada belki de eşi görülmeyecek bir güçle kazandıktan sonra, böylesine kutlu bir marşı hak etmiş olması dünya milletlerine örnek olmuştur.
Türk’ün bağımsızlık mücadelesi, tüm dünyada emperyalist güçlere karşı insanları harekete geçirmiştir. İşte kazanılan zaferlerin simgesi, Türk’ün bu marşında gizlenmiştir. Kahraman ırkımıza saldıran güçleri kanla boğup, parçalayan Türkler’in önünde 7 düvelin bile duramayacağını tarihe yazdıran gizil güç, İstiklal Marşı‘mızın her dizesine gömülmüştür.
İşte bu gizli anlamı çözebilmek için, ulusal marşımızın inceliklerini – söz sanatlarını iyice incelemek gerekmektedir. Yorumlarda konuklarımızın ısrarla istedikleri bu konuda yapılan açıklamalar, umarım İstiklal Marşı’nı daha iyi anlamamıza yardımcı olur.
1. Kıta
Yazar “Korkma!” sözüyle, Türk Ulusu’na seslenmektedir ve burada “nida” (seslenme) sanatı bulunmaktadır. “Ocak” sözü, ikinci dizede yurtta bulunan herhangi bir evi karşılamak için kullanılmıştır. Yani şairin ocak sözünden kastı, bir Türk’ün yuvasıdır. Bunun için bu dizede “mecaz-ı mürsel” (ad aktarması) sanatı vardır. “Tüten ocak” kelime grubunda, “mecaz” sanatı vardır; çünkü bir ocağın tütmesiyle bir evdeki yaşamın devam etmesi kastedilmiştir. Ocak, temel anlamda ateşi karşılamaktadır. Ev ise genellikle üstünden duman çıkan bir hane olarak tasvir edildiği için, ocağın tütmesiyle evin bacasının tütmesi arasında “mecaz” bağlantısı kurulmuştur. Aynı şekilde ocağın sönmesi de yaşamın bitmesine işaret ettiğinden “ocağın sönmesinde” de yine bir “mecaz” bağlantısı kurulmuştur.