Hayıflanma Cümleleri Nedir?
Tarih: 16 Mayıs 2020 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Günlük dilde sıkça kullandığımız fakat anlam ayrımını pek bilmediğimiz hayıflanmak kelimesi, son yıllarda sorularda sıkça karşımıza çıkmaya başladı. Pişman olma anlamı ile sık sık birbirinin yerine kullanılan hayıflanma kavramı, aslında pişman olmaktan daha farklı bir anlam taşıyor. Şöyle ki, bir kişinin yaptığı bir davranıştan dolayı yaşadığı üzüntülü duruma “pişmanlık“; geçmişte elinde imkân varken bir şeyi yapmadığı için yaşadığı üzüntüye ise “hayıflanma” diyoruz.
Türk Dil Kurumu “hayıflanmak” kelimesi için “üzülme, acınma, esef etme, yerinme” karşılıklarını veriyor. Aslında bu tanımda pişmanlık ile hayıflanma arasındaki fark açıkça ortaya konulmuş değil. Biz şimdi bu farkı daha ayrıntılı bir şekilde sizlere açıklamaya çalışalım. Öncelikle pişman olma durumunda da hayıflanmada da geçmişteki bir davranışımız veya tutumumuz yüzünden yaşadığımız üzüntü vardır. Yani ikisi de geçmişe dönük “keşke” anlamında ifadeler içerir. Bununla birlikte pişmanlık, kişinin yaptığı bir davranıştan dolayı yaşadığı üzüntüyü dile getirirken, hayıflanma yapmadığı bir şeyden dolayı hissedilen duygudur.
Söz gelimi, bir kişinin arkadaşıyla yaşadığı bir tartışmada ona hakaret ettiğini ve onun kırılmasına sebep olduğunu düşünelim. Bu kişi geçmişe dönük şöyle bir cümle kursun: “Keşke arkadaşıma kırıcı cümleler söylemeseydim.” Bu kişi, yaptığı bir davranıştan dolayı üzgündür, yani pişmandır. Keşke o hareketi yapmasaydım demektedir. Bunu hayıflanma olarak kabul etmemiz mümkün değildir çünkü bir cümlenin hayıflanma olarak kabul edilebilmesi için kişinin yapmadığı, kaçırdığı bir davranıştan bahsetmesi gerekir.
Azımsama Cümleleri
Tarih: 19 Nisan 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 10 Yorum var.
Kelimenin anlamından hareketle anlaşılabileceği üzere, “azımsama” cümleleri bir şeyi yeterli bulmama anlamını ifade etmek için kullanılır. Azımsama, TDK tarafından “Bir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmak, az görmek, az bulmak” şeklinde tanımlanmaktadır.
Her ne kadar küçümseme cümleleriyle karıştırılsa da, azımsama cümleleri bir şeyin az olduğunu ifade etme, yeterli görülmeyen bir durumu vurgulama amacı taşır. Küçümseme cümleleri ise aşağılama, kibirlenme, küçük görme duygularını taşır. Yani aslında bu iki cümle türü birbirinden çok farklıdır.
Örnek: – Bu çalışmayla mı Türkiye birincisi olacaksın?
Yukarıdaki sözü söyleyen kişi, karşısındaki kişinin çalışmasını Türkiye birincisi olması için yeterli görmemekte ve bunu vurgulamaya çalışmaktadır. Bunun için bu azımsama cümlesidir. Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, aslında kişinin istese daha fazla çalışabileceğini ve böylece Türkiye birincisi olabileceğini hissettirmektir.
Küçümseme Cümleleri
Tarih: 29 Mart 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 8 Yorum var.
Cümlenin anlam özelliklerinden biri olan küçümseme cümleleri, genellikle bir alay, aşağılama ifade etmek için kullanılır. Küçümseme; “bir kişiyi, olayı veya durumu önemsiz, değersiz bulmak, küçük görmek” olarak tanımlanabilir. Bu tarz cümlelerde genellikle kişinin beğenmeyişi, kibirlenmesi söz konusudur. Bir kişinin çabasını veya ortaya koyduğu çalışmasını beğenmeyip, onu yerme işinin ta kendisidir.
“O da eli fırça tutan herkes gibi, büyük bir ressam olduğunu zannediyor.” cümlesinde, bahsi geçen kişinin kendini büyük bir ressam olarak görmesinin yersiz olduğu, onun aslında pek de başarılı bir ressam olmadığı ifade edilmeye çalışılıyor. Bu sözlerin sahibi, bahsi geçen kişiyi küçümsemekte, onu beğenmemekte ve hafife almaktadır.
NOT: Sadece kişiler değil, diğer varlıklar, olaylar veya düşünceler de küçümsenebilir.
Örnek: – Böyle odun bir adamın kibarlığı ancak bu kadar olur!
Kanıksama Nedir?
Tarih: 9 Aralık 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 20 Yorum var.
Kanıksama kelimesinin anlamı, “sık tekrar edilen şeylere alışma” tanımıyla özetlenebilir. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu kelime, insanların sıklıkla birkaç kelime kullanarak ifade ettiği anlamı karşılamak üzere kullanılır olmuştur. Kişilerin bir konuda maruz kaldıkları olumsuz etkilere karşı, artık tepki gösterememe durumunu anlatmaktadır.
Kanıksamak, aslında bir “duyarsızlaşma” olarak kabul edilmelidir. Çevremizde hoşumuza gitmeyen şeyler olabilir veya doğrudan bize yönelen olumsuz uyarıcılar ortaya çıkabilir. Önce tepkimizi ortaya koyarız, refleks olarak kabullenmeyiz bazı şeyleri. Fakat tepkilerimizin işe yaramadığını gördüğümüzde veya bu etkiye maruz kalmak zorunda olduğumuzda artık tepki gösteremez hâle gelir, duyarsızlaşırız.
Örneğin ülkemizde yaşanan şiddet olayları yüzünden, son günlerde sıkça bu tür haberleri televizyonlarda görüyoruz. Bu tür olaylar karşısında insanlar ilk başlarda çok ciddi tepkiler verip, ülke olarak bunu yapanlar karşısında bir tepki ortaya koyuyor olsak da, her gün bu tür haberler görmenin acı sonucu olarak ne yazık ki milletimiz şiddet olaylarını kanıksayıp, artık bunlar karşısında eski duyarlılığını yitirmeye başlıyor ne yazık ki.