Gönlün Sonu Gelmeyen Türküsü
Tarih: 31 Ağustos 2013 | Bölüm: Gökçe Durgun | Yorumlar: 7 Yorum var.
Bir türkü tutturmuş kalbim, gözlerim kapalı,
Bense oturmuş dinliyorum, yine kederli.
Beden burda; ama ruhun yeri Tanrı Dağı,
Gözümü açınca gördüğüm yakar içimi.
İsyan ediyor, sığamıyor damarlarıma,
Kaçıp oluk oluk dökülmek isteyen kanım.
Kızıldır gizlenen mısralarımın ardına,
Ve yanaklarımdan süzülmeyen gözyaşlarım.
Işığıyla aydınlanıyorsa çehrem bugün,
Ulu Tanrı’nın Doğu’dan doğan Güneş’iyle,
Dilerim Doğu’nun rüzgârı alıp götürsün,
İçimdeki sonsuz beni, özlediği yere.
Türk Dünyasında Ortak İletişim Dili
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Türkçülük | Yorumlar: 3 Yorum var.
Dünyadaki bütün Türklerin birbirlerini kolayca anlayabilecekleri bir dili kullandıkları, Türkiye’den Özbekistan‘a giden bir Türk’ün oradaki soydaşlarımızla hiç zorlanmadan anlaştığı, Tataristan’dan Ege Üniversitesi’ne gelen bir Tatar Türk’ünün ilk yıl Türkiye Türkçesini öğrenmek zorunda olmadığı ve Gagauzya’da Kazakistan’da yayın yapan televizyonların izlendiği bir Türk dünyasını düşünebiliyor musunuz? Türk’ün Türk’ten kopmadığı, ayaklarını yere daha sağlam bastığı ve dünyadaki üç yüz milyona yakın soydaşının verdiği manevi güçle işe koyulduğu bir Türk dünyası…
Türkler’in dünyanın birçok alanına yayıldığının farkında olan ve yüreği birliği düşlenen Türk dünyasında atan herkes, bugün ortak Türk Dili’nin neden oluşturulamadığı konusunda yakınıp duruyor. Bu yazımda, ortak bir Türk Dili’nin neden oluşturulması gerektiğine, niçin şimdiye kadar oluşturulamadığına ve nasıl oluşturulabileceğine değinmek istiyorum.
Ortak Türk Dili neden kurulmalıdır?
Türkler, dünya üzerindeki izlerini takip edebildiğimiz günlerden beri, birçok alanda yaşamışlardır. Ana yurdumuz Tanrı Dağları’nın çevresinden yayılarak bugünlere gelen biz Türkler, bugün çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdayız. Anadolu’dan Avrupa’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Afika’dan Uzak Doğu’ya kadar her yerde Türk’ün yaşadığına tanık olabiliyoruz. Eski dönemlerden beri çok farklı alanlara dağıldığımız için, kullanmış olduğumuz ortak dil olan Türkçe de zamanla birbirinden farklı şiveler – lehçeler doğurmuş ve birçok Türk ilinde farklı yazı dilleri oluşmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da, zamanla Türkçenin özellikle ses yapısında değişmelerin meydana geldiğini görürüz. Türkler’in dünya üzerine dağılmasından sonra birbirleriyle pek ilişki içerisinde bulunmamaları ve diğer Türk illerinden habersiz yaşamaları, dilde de farklılaşmaları beraberinde getirmiştir. Bu kopukluklar neticesinde, Kırgızistan Türkçesi, Kazakistan Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Özbekistan Türkçesi, Türkiye Türkçesi… gibi Türkçenin yeni kolları oluşmuştur. Bu kollardan bazıları birbirine çok yakındır, bazıları ise birbirine çok uzaktır. Örneğin Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesi birbirine çok yakındır; fakat Yakutistan Türkçesi ile Gagauz Türkçesi birbirine çok uzaktır.
Türk dünyasındaki dilsel anlamdaki bu farklılıklar, kuşkusuz bizim kültür, tarih, soy, ulus… birliğimizi de derinden etkilemiştir. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde Ruslar’ın egemenliği altında yaşayan soydaşlarımıza Rusça öğretilmiş ve onlara “Sen Türk değil Azerisin, Özbeksin, Tatarsın, Kazaksın…” denilerek, onları Türk dünyasından koparmak istemişlerdir. İran’da yaşayan Oğuz boylu soydaşlarımız, Farslar’ın baskılarına maruz kalmışlar, genç Türk çocukları Farsça eğitim almak zorunda kalmışlar ve sonuçta Türkçeyi Farsça ile iç içe kullanacak hâle gelmişlerdir. Kerkük’teki Türkmen yiğitleri, emperyalist güçlerin alçakça politikalarına kurban gitmiş, kutlu Türkçelerini Arapçayla iç içe kullanmaya başlamışlardır. Buna benzer biçimlerde, dünyanın dört yanındaki Türkler, çeşitli baskılar altında kalmışlar ve dayatmalar sonucu öz dillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıla gelmişlerdir. Bizlerin amacı, bütün Türk dünyasında rahatça konuşulabilecek ve yazıya aktarılabilecek ortak bir Türk dili oluşturmaktır. Çünkü dil, bir ulusun temel taşlarından biridir. Çünkü dilini kaybeden uluslar, benliklerini de kaybederler. Biz, benliğimizi kaybetmemek adına mücadele ediyoruz. Bunun için, İkinci Göktürk Devleti dönemindeki gibi, bütün Türkler’in tek çatı altında yaşayabileceği günlerin özlemini duyduğumuz bir dönemde, o günleri yaşayacağımız zamana hazırlık yapmak için şimdiden Türk dünyasının bir ortak dile kavuşması gerektiğini düşünüyoruz.
Bozkurt Resimleri
Tarih: 17 Aralık 2011 | Bölüm: Bozkurt | Yorumlar: 2 Yorum var.
Bozkurt, Türk tarihinde ve kültüründe çok büyük öneme sahip olan bir yol göstericidir. Birçok TÜRK boyu, bozkurtu “simge” olarak kabul etmiş, onu kutsal bir ongun olarak kabul edip kayalara resimlerini çizmiştir. Ergenekon‘da ve Türeyiş Destanı‘nda bir dişi kurt (asena) önderliğinde yok olmaktan kurtulan TÜRK budunu, kurdu Tanrı’nın kendilerine yardım etmesi için gönderdiği yol gösterici olarak kabul etmiştir.
Bugün dilsel ve fiziksel görünüş açısından birbirinden oldukça uzaklaşan Macarlar, Moğollar, Orta Asya Türkleri ve Oğuz Türkleri için kurt ortak bir simge hâlini almıştır. TÜRKlüğün simgesi olan bozkurt, bugün Kızılderili kabilelerinde bile hâlâ kutsal kabul edilmektedir. Eski Türkçeye “böri” olarak adlandırılan kurt, bugün yaşayan Türk lehçelerinde “börü, canavar, kurt, kaskır” gibi adlarla çağrılmaktadır.
Peki neden kurt TÜRKler için kutsaldır? Çünkü Türkler güç duruma düştükleri her anda, bir bozkurdun yardımıyla kurtulmuşlardır. Kurt asildir, özel bir hayvandır. Dövüşçü, olması Türkler’e benzemektedir. Yalnızca bu özelliği değil; soyluluğu, akılcılığı, hırçınlığı ve sadakati TÜRK’ü andırmaktadır. Acunda tek eşli olan başka bir hayvan daha yoktur. Yani kurtlar eşinden başka bir dişi kurda yakınlaşmaz ve o eşiölse dâhi başka bir kurdu eş edinmez. Açlık ve felaket hâlinde yavrusunu yemeyen en nadir hayvanlardan birisidir KURT. Ailesine sadakati, yavrularını eğitmesi, özgürlüğüne düşkünlüğü ve bulunduğu ortamın lideri olması TÜRK budunu ile kurtlar arasındaki belirgin benzerliklerdir.
TÜRK tarihi ve kültüründe kurtların önemini anlatan sayfaya “buradan” ulaşabilirsiniz. Bozkurt resimleri, aşağıdaki gibi 12 sayfada sıralanmıştır. Bu sayfaları, sayfa sonlarındaki bağlantılardan görebilirsiniz.
Bozkurt Resimleri / 2. Sayfa
Tarih: 17 Aralık 2011 | Bölüm: Bozkurt | Yorumlar: Yorum yok.