Yanlış Kullanılan Deyimler ve Atasözleri
Tarih: 21 Ekim 2016 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
Atasözleri ve deyimler, bir milletin dil zekâsını ortaya koyduğu önemli söz varlığı ögeleridir. Bu kalıplaşmış sözlerin ortaya çıktığı dönemdeki şartlar ve bu yapıyı kullanan insanların dil becerileri zamanla değişiklik gösterdiğinden, bazı atasözleri ve deyimler uzun zaman dilimi içerisinde bazı bozulmalar yaşayarak aslından farklılaşmıştır. Bu farklılaşmalar bazen yerinde eğreti duran ve anlamsız olduğu çok belirgin kelimelerden belli olmaktadır. Bazı atasözü ve deyimler ise yepyeni bir anlamı öğütler hâle gelecek şekilde değişmişlerdir.
Yanlış kullanılan deyimler veya atasözleri, birçok dilde var olan “dil erozyonu” diye tabir edebileceğimiz bir etkinin sonucudur. Zamanla toplumun dil zekâsının körelmesi, toplumun alelâde konuşma temayülü içerisinde olması, kelimelerin ses yönüyle çok benzer olduğu başka kelimelerle karıştırılması veya bu değişikliklerin muziplik adına bilinçli olarak yapılması gibi nedenler, dilde yozlaşmaya ve bozulmaya yol açar. Türk dilinin gücünü ve köklülüğünü gösteren atasözleri ve deyimlerimiz de bu sığ düşüncenin etkisiyle bu şekilde “galat” hâlini almaya devam etmektedir.
Yanlış Bilinen Deyimler ve Atasözleri
Tarih: 20 Ekim 2016 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
Deyimler ve atasözleri, yıllar içerisinde toplum hafızasında değişikliğe uğrayarak yanlış bilinen ve kullanılan sözler hâline dönüşebilmektedir. Kalıplaşmış sözler toplumun dil zekâsıyla meydana gelir ve hepsinin meydana gelişinde mutlaka mantıklı bir olay vardır. Bu kaynağa dayanarak uzun yıllar içerisinde dilden dile dolaşarak yayılan deyimler ve atasözleri, zamanla anlamından farklı durumlar için kullanılmaya başlanabilir. Hatta “galat-ı meşhur” dediğimiz kelimeler de bu şekilde ortaya çıkabilir.
Ağzı olan konuşunca ve herkes her deyimi veya atasözünü yerli yerinde kullanma konusunda özverili davranmayınca, kelimeler bazen kendilerine çok benzeyen başka kelimelerle karıştırılarak yepyeni anlamlara gelen yeni deyim ve atasözleri ortaya çıkıyor. Bu da atasözlerinin derinliğini ve kaynağını kökünden sarsıyor ve uydurma, yalan yanlış yeni sözlerin toplum hafızasına kazınmasına neden oluyor. İşte bu yazımızda sizlere, binlerce yıllık geçmişi bulunan atasözleri ve deyimlerimizin çeşitli yanlışlarla bozulma örneklerini ele alacağız.
Kalıplaşmış Sözler
Tarih: 14 Ekim 2011 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: 1 Yorum var.
Söz varlığı içindeki kalıplaşmış sözler, çoğunlukla belli bir kişiye ya da bir olaya dayanan, çoğu kez ünlü kişilerin, sanatçıların bir olay dolayısıyla söyledikleri, dilde yerleşen ve çeşitli dillere çevrilerek genelleşen sözlerdir. Bunlar belli durumlarda, önceleri geçmiş bir olayı anımsatarak anlatımı güçlendirmek için kullanılır. Deyimler, atasözleri ve bazı özlü sözler, kalıplaşmış sözlerdir. Bu cümleler farklı biçimlerde, eş anlamlı sözcüklerle değiştirilerek kullanılamazlar. Kullanıldıklarında kulak tırmalayıcı bir söyleyiş ortaya çıkar. Örneğin, “Ah benim kara bahtım.” cümlesi yerine “Ah benim siyah bahtım.” denilemez.
Kalıplaşmış sözlerin en güzel örneğini, Sinoplu DIOGENES’in Büyük İskender’e söylediği anlatılan söz oluşturur. Türkçeye, Tanzimat yazarı Âlî Bey’in “Gölge etme başka ihsan istemez (m)” biçiminde, ölçülü olarak aktardığı söz, değişik dillerde başka başka anlatımlarla kullanılır.
Julius CAESAR’ın “Sen de mi Brutus?” sözü, SHAKESPEARE’in Hamlet’inde geçen “To be or not to be.” sözü yine birçok dilde vardır. Kanunî Sultan Süleyman’ın “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” dizesi, Osmanlı tarihindeki bir olaya dayanan “Vermeyince Mabut neylesin Mahmut” sözü, yine bir olayı yansıtan “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” dizesi de Türkçedeki kalıplaşmış sözlerdendir.