On İki Hayvanlı Türk Takviminin Kökeni
Tarih: 10 Mart 2019 | Bölüm: Türk Tarihi - Kültürü | Yorumlar: Yorum yok.
Kaşgarlı Mahmud’un on iki hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı (kökeni) ile ilgili Divan-ü Lügati’t Türk’te aktarmış olduğu bir Uygur rivayeti ile konuya başlayalım: Türk Hakanlarından biri, kendisinden birkaç yıl önce yapılmış bir savaş hakkında bilgi almak istemiş. Bunun üzerine çevresindeki kimse bu konuda net bir bilgi sunamamış, danışmanları kararsız kalmışlar ve savaşın yapıldığı yılda yanılmışlar. Bunun üzerine bu konuyu görüşmek için Hakan ulusuyla bir görüşme yapmak için kurultayı toplar. “Biz bu savaşın tarihini belirleme konusunda nasıl yanıldıysak, bizden sonra gelecek olanlar da hata yapacaklardır. Öyle ise, biz şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla birer ad koyalım; hesaplamalarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım ve bu aramızda unutulmaz bir andaç olarak kalsın.” der. Ulus, kurultayda Hakan’ın bu önergesini kabul eder.
Alınan karar sonrasında Hakan bir sürek avı düzenler. Yaban hayvanlarının Ilısu’ya doğru sürülmesini buyurur. Bu ırmak çok büyüktür ve halk bu hayvanları sıkıştırarak suya doğru sürükler. Bu hayvanların bir kısmını avlarlar, bazıları ise kaçarak ırmağa atlar. Bunların içinden sıçan (fare) ırmağı ilk geçen olur ve ilk yıla onun ismi verilir. Toplamda 12 tane hayvan ırmağı geçer ve her geçen hayvanın adı bir yıla verilir. Böylece 12 hayvanlı Türk takvimi meydana gelir ve zamanla geliştirilerek yıldan yıla aktarılır, günümüze kadar gelir. Takvimin ortaya çıkışı bu şekilde rivayet edilmekle birlikte, Orhun Abideleri‘nden önce herhangi bir yazılı kaynağımız bulunamadığı için takvimin yaratılışı hakkında kesin bilgilere erişmek mümkün değildir.
Bu konuda Türklük bilimcilerin az bir kısmı takvimin Çinlilerden alınmış olabileceğine dair tezler ileri sürmüşse de, çoğunluğun düşüncesi takvimin Türkler tarafından yaratıldığı ve ilk defa Türk coğrafyasında kullanıldığıdır. Çinlilerin bugün hâlâ sembolik olarak kullandıkları Çin takviminin Türkler tarafından ortaya çıkarıldığı düşüncesi, ne yazık ki bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Türklerin büyük işler başarma fikrini hazmedemeyen özellikle Batılı bilim insanları, ne yazık ki takvimi Çinlilere mâl etmek için elinden geleni yapmışlardır. Bunlardan biri Fransız Türkolog Louis Bazin’dir. Kaleme aldığı birçok yazısında, bu takvimin Çin mitolojisi ve felsefesi ile ne kadar yakından ilgili olduğunu ifade etmiş, Çinlilerin bu takvimi kullandığı yüzyıllarda henüz Türklerin bir takvimi olmadığını iddia etmiştir. Özellikle takvimdeki “ejderha ve domuz” hayvanlarının bulunmasının, takvimin Türklere ait olmayacağını düşündürdüğünü söylemiştir.