Tiyatro ile Sinema Arasındaki Farklar ve Benzerlikler
Tarih: 13 Ekim 2017 | Bölüm: Bilgisaçar | Yorumlar: Yorum yok.
Tiyatro ile sinema, her ne kadar benzerlik gösterse de aralarında farklar bulunmaktadır. Bu farkları bilmeyen kişiler, tiyatro ve sinema kelimelerini birbirlerinin yerine kullanarak hata yapabilmektedir. Aslında tarihsel gelişimi, hazırlanışı, sergilenişi vs. birbirinden çok farklı olmasına rağmen, ikisinde de bir sahne veya perde olduğu için kişiler bu farkı görmezden gelerek ikisi için de tiyatro veya sinema diyebilmektedir.
Öncelikle tiyatro ve sinemayı ayrı ayrı tanımlayalım. Tiyatro, “Komedi veya dram gibi edebiyat eserlerinin, önceden hazırlanmış bir sahnede, çeşitli dekor ve kostümler kullanılarak, rollerini ve konuşmalarını ezberlemiş oyuncular tarafından sahnelenmesi sanatı” olarak tanımlanabilir. Sinema ise, “Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi” olarak tanımlanmıştır.
Tanımlara dikkatle bakıldığında, tiyatroda sahne bulunmaktadır. Bu sahnede rollerini ve konuşma metinlerini önceden ezberlemiş olan canlı oyuncular vardır. Bu oyuncular, oyunu sahnede sergileyebilmek için önceden defalarca tekrar yaparak hazırlanmışlardır. Sahnede kullanılan dekor ve kostümlerin tamamı gerçektir. Bunların değiştirilmesi için oyun bölümlere ayrılır ve perde kapanarak tiyatronun bir sonraki bölümüne geçilir.
Galileo Galilei Hayatı ve Buluşları
Tarih: 3 Ekim 2017 | Bölüm: G | Yorumlar: 2 Yorum var.
Galileo, 16. yüzyılın bilim dünyasında büyük bir çığır açan, ünü ve buluşları günümüze kadar gelen; matematik, astronomi, fizik, felsefe ve mühendislik gibi bilim dallarında ciddi çalışmalar yapmış bir bilim adamıdır. Çocukluğundan beri gözlemci bir ruhu olan, genç yaşında evrenin sorunlarına kafa yoran, bilime katkı sağlayacak çeşitli aletler bulma çabası içine giren Galileo Galilei, 25 yaşıda profesör unvanına kavuşmuş ve 17. yüzyıldaki bilim devrimine öncülük etmiştir.
Bir deha doğuyor…
İtalya’nın Pisa kentinde müzisyen bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Galileo, 1564 – 1642 yılları arasında yaşamıştır. Eğitim hayatına Floransa’ya bağlı olan Pisa Üniversitesi’nde Tıp fakültesinde başlamış; fakat maddi sıkıntılar yüzünden okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Aslında Galileo’nun ilgisi daha çok gökbilimi, mühendislik ve fizik üzerinedir. Ömrü boyunca bu alanlarda kullanılacak çeşitli buluşlar ve teoriler ortaya koymuştur.
Galileo’nun hayatı boyunca yapmış olduğu çalışmalar, bugün bile bilimsel araştırma ve çalışmalarda kullanılan bazı teorilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ayrıca bilimde ilerlememizi sağlayan astronomik teleskop ve modern saat gibi birçok mühendislik ürününü tasarlayan ve kullanan ilk kişidir. Ayrıca pusulanın yaygınlaşmasını sağlayan, mikroskobu geliştiren ve ilkel termometrenin ilk örneği olan termoskobu bulan da kendisidir.
Ekinoks Nedir?
Tarih: 25 Eylül 2017 | Bölüm: Coğrafya | Yorumlar: 2 Yorum var.
Güneş ışınlarının 21 Mart – 23 Eylül tarihlerinde Dünya’ya dik gelmesine ekinoks denilmektedir. Sonbahar ve ilkbahar ekinoksunun özellikleri birbirinden farklıdır ve bu olay Dünya’nın hem kendi ekseninde hem de Güneş’in etrafında dönmesinin sonucunda oluşmaktadır. Ekinoks Türkçede “gece gündüz eşitliği” olarak karşılık bulmuş Fransızca kökenli bir kelimedir.
Dünya kendi ekseni etrafında dönerken, aynı zamanda Güneş’in etrafında döner. Dünya’nın hareketlerine bağlı olarak gece ve gündüz oluşur. Gece ve gündüz süreleri, yıl içinde sürekli değişkenlik gösterir. Örneğin Türkiye‘de yaz aylarında gündüz süresi oldukça uzunken, kış aylarında gündüz süresi kısalıp geceler uzamaya başlar. İşte gece ile gündüz sürelerinin tüm dünyada eşitlendiği yılda sadece iki gün vardır. Bunlar da 21 Mart ile 23 Eylül ekinoksudur.
Güneş ışınlarının yıl içinde ekvatora dik olarak geldiği 21 Mart tarihi, Güney yarım küre için sonbaharın; Kuzey yarım küre için ise ilkbaharın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Kuzey yarım kürede yaşadığımız için bu tarihi biz “ilkbahar ekinoksu” olarak adlandırırız. Bu tarihten sonra bahar gelir, doğa canlanır. Aynı tarih, Güney yarım kürede yazın bitmesine işaret etmektedir. Bu ekinokstan sonra Güneş ışınları Kuzey yarım küreye daha dik açılarla düşmeye başlar ve buna bağlı olarak sıcaklıklar artar. Güney yarım kürede ise bunun tam tersi olur.
Kelimeleri Alfabetik Sıraya Dizme
Tarih: 24 Eylül 2017 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 20 Yorum var.
Türkçede kelimeleri alfabetik sıraya dizmek demek, sözcüklerin sözlükteki sıralarına göre sıralanması anlamına gelmektedir. Alfabedeki her harfin yeri ve sırası bellidir. Bunun için sözlükler hazırlanırken, kelimeler harflerin alfabedeki sıralarına uygun bir şekilde sıralanır. Bu sıralamaya da “alfabetik sıralama” veya “sözlük sırası” denilmektedir.
Türk alfabesinde harflerin dizilişi “a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, ı, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z” şeklindedir. Sözcükleri alfabetik sıraya veya sözlük sırasına dizmemiz istenildiğinde, önce ilk harfine bakarız. İlk harfi yukarıdaki sıralamada en önce olanı, en başa yazarız. Sonra ilk harfi daha sonra geleni sıralayarak devam ederiz. İlk harfleri aynı olan kelimelerin ikinci harflerinin sırasına bakar, ona göre hangisinin önce geleceğini belirlemeye çalışırız.
Kelimeleri alfabetik sıraya dizme, en çok sözlüklerde ve ansiklopedilerde işe yarar ve karşımıza çıkar. Bunu zihinden yapabilenler, sözlükte aradıkları bir kelimeyi kolayca bulabilirler. Eğer sözcüğün alfabedeki sırasını ve hangi kelimelerden önce veya sonra geleceğini kestiremezsek, sözlük kullanmak çok zor bir süreç olacaktır. Bu nedenle ilkokulda bununla ilgili etkinlikler yapılmaktadır.