Biyografi Türünün Özellikleri
Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri
Tarih: 2 Ekim 2011 | Bölüm: Biyografi | Yorumlar: 1 Yorum var.
Yaşam öyküsü (biyografi, eski adlandırmasıyla tercüme-i hal), edebiyat, sanat, siyaset, spor gibi alanlarda basan göstermiş, önderlik etmiş kişilerin yaşamının anlatıldığı kısa veya uzun metinlere verilen genel addır.
Yaşam öyküsü yazılan kişinin, belirli bir okur kitlesi tarafından çeşitli özellikleriyle merak edilen biri olması gerekir. O kişinin yaşamının ve yaptıklarının anlatılması yoluyla hem tanıtılması hem de bilinmeyen yanlarının ortaya konması beklenir. Okurlar da daha çok bu noktaya eğilir aslında; hayranlık ya da sevgi duyduğu kişinin, bilinmeyen yanlarını keşfetmek, onu daha yakından tanımak, merak ettiği ayrıntıları öğrenmek ister. Birinin yaşam öyküsünü yazan kişinin de o kişiye bir nedenle yakınlık, ilgi ya da sevgi duyduğu fark edilir. Bu kişi ailesinden biri olabileceği gibi, yaşam öyküsünü merak ettiği için üzerine eğilip araştırmaya giriştiği biri de olabilir.
Herhangi bir nedenle toplumda iz bırakan, merak uyandıran, öldüğü için anılmak istenen birinin hayatını tüm yönleriyle anlatmaya dayanan yaşam öyküsünün temelleri yazıtlara, mezar taşlarına, destanlara, kahramanlık hikâyelerine, evliya ve enbiya menkıbelerine (Batıda azizlerin hikâyelerine), ağıtlara dayandırılabilir. Çünkü bu türlerin hepsinde, bir kahramanın, bir liderin, bir hükümdarın ya da dinsel açıdan önemli birinin hayatının anlatılması ve övülerek, yüceltilerek topluma örnek gösterilmesi amaçlanır.
Biyografi Türleri
Tarih: 2 Ekim 2011 | Bölüm: Biyografi | Yorumlar: Yorum yok.
Ansiklopedik Yaşam Öyküsü
Ansiklopedilerde, özel bir alanla ilgili başvuru kaynaklarında yer alan kısa yaşam öyküleridir. Söz konusu kişinin yaşamının önemli kesitleri, belli başlı eserleri, ulusal ve uluslararası ödülleri hakkında bilgi yer alır; kişisel yaşamına dair bilgi aktarılmaz. Amaç, okurun bilgiye en hızlı ve kesin biçimde ulaşmasını sağlamaktır; daha çok genel bilgileri içerir, ayrıntılara pek yer verilmez. Aziz Çalışlar’m Türk ve Dünya Edebiyatçıları Sözlüğü’nü, Behçet Necatigil’in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğffm, Meydan Larousse, Ana Britannica gibi temel başvuru ansiklopedilerindeki madde başlarını örnek olarak verebiliriz.
Belgesel Yaşam Öyküsü
Tanınmış bir kişinin yaşamını bütün yönleriyle aktarırken akademik bir tavrın egemen olduğu çalışmalardır. Genellikle akademik tez (yüksek lisans, doktora, doçentlik gibi) düzeyinde yapılan araştırmalar ve bazı makaleler buna örnek olarak verilebilir. Bu tür araştırmalarda yazar, kendini tamamen geri planda tutarken yaşamını aktardığı kişi hakkında son derece nesnel ve belgesel bir tutum içindedir. Çalışmanın odak noktasını sadece o kişinin hayatı oluşturmaz; eserleri hakkında derinlemesine bir incelemeyi de içeren bu tür araştırmalarda ele alınan kişinin yaşamı eserlerinin anlaşılmasını sağlamaya yardımcı olur.
Yeni Türk edebiyatı araştırmacılarından Prof. Dr. Mehmet Kaplan’in Namık Kemal ve Teyfik Fikret, Devir Şahsiyet Eser, Prof. Dr. Kenan Akyüz’ün Teyfik Fikret, Prof. Dr. Niyazi Akı’nın Yakup Kadri Karaosmanoğlu. Prof. Dr. Bilge Ercilasun’un Ahmet İhsan Tokgöz, Prof. Dr. Şerif Aktaş’ın Refik Halit Karay ve Ahmet Rasim, Prof. Dr.İsmail Parlatır’ın, Recaizade Mahmut Ekrem, Prof. Dr. Nazan Bekıroglu’nun Şair Nigâr Hanım başlıklı çalışmaları akademik tarzda kaleme alınmış yaşam öykülerine örnek verilebilir. Beşir Ayvazoğlu’nun Ömrüm Benim Bir Ateşti: Ahmet Hâşim ‘in Hayatı, Sanatı, Estetiği, Dramı ve Yahya Kemal: Eve Dönen Adam adlı kitapları, akademik olduğu kadar yazınsal zevk de veren eserlerdir. Üniversitedeki araştırmacıların dışında da edebiyat ve tarih araştırmacıları tarafından kaleme alınmış yaşam öyküleri vardır. Sennur Sezer’in Türk Sapho’su Mihri Hatun: Divan Edebiyatının Tek Kadın Şairinin Yaşam öyküsü adlı eseri, Asım Bezirci’nin Orhan Veli, Abdülhak Hamil Tarhan gibi araştırmalarını buna örnek verebiliriz.
Biyografi Örnekleri
Tarih: 2 Ekim 2011 | Bölüm: Biyografi | Yorumlar: 25 Yorum var.
ÖRNEK 1:
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğünden: Turgut UYAR
Günümüz şairlerinden, 1927-22 Ağustos 1985, do. Ankara, ölm. İstanbul. Askerî Liseyi (1946), Askerî Memurlar Okulu’nu (1947) bitirdi. Posof, Terme ve Ankara’da subay olarak, ordudan ayrılınca da (1958) sivil görevlerde çalıştı, emekliye ayrılıp (1969) istanbul’a yerleşti. İlk şiiri Yedigün dergisinde (sayı 46, Haziran 1947) çıkmıştı. Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında (1948) “Arz-ı Hal”şiiri ikincilik kazanınca Nurullah Ataç’ın güvendiği şairler arasında girdi. İlk dönem şiirlerinde kişisel yaşantılarının ve çevresinin izdüşümleri üzerinde durmuştu. Sonraları (1952) toplum ve törelerle çatışan bireyin yenilgisine yakılmış ağıtlar diyebileceğimiz şiirler yazdı. 1950 sonrası şiirimizi biçim ve öz bakımlarından yenileştirmesiyle İkinci Yeni’nin ilk akla gelen şairlerinden; deneme ve yorumlarıyla da günümüz Türk şiirini anlayışla, yetkiyle değerlendiren yazarlarımızdan biri oldu.
Şiir kitapları: Arz-ı Hal (1949), Türkiyem (1952), Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959), Tütünler Islak (1962), Her Pazartesi (1968), Divan (1970), Toplandılar (1974), Kayayı Delen /nc/r (1981). Toplu Şiirler I (ilk dört kitabının toplu basımı) 1981’de yayımlandı. Yeni şiirler ilavesiyle bütün şiirlerini Büyük Saat (1984) adlı kitapta topladı. Şiir üzerine düzyazıları BirŞiirden (1983) adlı kitabındadır. Hüseyin Cöntürk Turgut Uyar (1961) incelemesine ikinci ve üçüncü kitaplarını konu edinmiş, şairin Tütünler Islak kitabı 1963 Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanmıştı. Daha sonra Kayayı Delen incir ile 1982 Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü, Büyük Saat ile de 1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü kazandı.