türkçe, edebiyat, dil ve anlatım, roman özetleri, özlü sözler, çok bilmiş günlük
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Türkçe Konuları
  • Edebiyat Konuları
  • Türk'çe Kalem
  • Geçmiş Kayıtlar
  • Reklam
  • İletişim
  • Türkçesi Varken
      Türk Dili
      Tıpkıçekim : Fotokopi (Fr.)



  • Türk Dili
      türk dili
    • Türkçenin Tarihi
    • Alfabeler
    • Türk Dilleri Ailesi
    • Türk Lehçeleri
    • Göktürkçe
    • Önemli Türkologlar
    • Dil Devrimi
    • Türkoloji
    • Türkçe Öğretimi
    • Terimler
    • Deyimler
    • Atasözleri
    • Yazım Kılavuzu
  • Dil - Anlatım
      Dil ve Anlatım
    • Sözcükte Anlam
    • Cümlede Anlam
    • Yazım Kuralları
    • Noktalama İşaretleri
    • Ses Bilgisi
    • Sözcük Türleri
    • Fiil Çatısı
    • Çekim ve Yapım Ekleri
    • Cümlenin Öğeleri
    • Cümle Türleri
    • Anlatım Bozuklukları
    • Dil Bilgisi Sunuları
    • Kompozisyon
    • Hızlı Okuma
    • Rehberlik
  • Türk Tarihi - Kültürü
      Türk tarihi ve kültürü
    • Atatürk
    • Türk Adının Anlamı
    • Türklerin Ana Yurdu
    • Türk Soyu
    • Göktürkler
    • Eski Türk Yaşamı
    • Gök Tanrı Dini
    • Türk Dünyası
    • Türk Boyları
    • Türklük Bilginizi Sınayın!
    • Türkler Kardeştir!
    • Nihal Atsız
      • Bozkurt
      • Kültür
      • Türkçülük
      • Ön Türkler

Söz Varlığı

Tarih: 13 Haziran 2014  |   Bölüm: Söz Varlığı  |   Yorumlar: Yorum yok.

söz varlığıDil ses üzerine kurulmuş canlı bir varlık olarak, çok yönlü kavram işaretlemeleri yoluyla bildirişimi sağlamaya yönelik bir söz varlığına sahip olan karmaşık bir örüntüdür. Her dilin kendi söz varlığı, onun sözcük hazinesi ve iletişimi sağlama gücü olarak görülebilir. Kuşkusuz bu tek başına yeterli değildir; fakat bir dilin gelişmişliği, genellikle onun söz varlığının zenginliği, kavramlaştırma gücünün yüksek oluşu, düzenli ve sistemli bir kavram işaretleme sistemi oluşuna göre değerlendirilmektedir.

Dil kendi söz varlığını özenle işler, ses yapısına uydurarak geliştirir. Bu nedenle zaman içerisinde belli oranda gösteren yapı taşları ile gösterilen kavramlar değişime uğrar. Bunun yanı sıra kimi kavram işaretleri yüzyıllar boyunca hiç değişmeden korunur, bir miras gibi saklanarak günümüze kadar ulaşır. Böylece dil hem köklerine bağlı bir ağaç gibi dallanır hem de farklı çiçekler açmayı öğrenip gelişir, güzelleşir.

Söz varlığı değişmeleri, onun art zamanlı olarak incelenip derinliklerine inerek anlamlı bağlar kurmak, gelişim temayülünü izlemek için bir olanak sağlar. Böylece canlı bir varlık olan dillerin ve lehçelerin yapısal özellikleri, karakteristik nitelikleri belirlenerek karanlık dönemleri hakkında dahi çıkarımlar yapılır. Dahası Türk dilleri ailesinin kolları, geniş bir bakış açısıyla değerlendirilir, sonraki yüzyıllar için yordamalar yapılır.

| Devamını Oku... | Yorum Yap! | Bu Yazıyı Paylaşın! |


Türkçenin Söz Varlığındaki Değişmeler

Tarih: 12 Haziran 2014  |   Bölüm: Söz Varlığı  |   Yorumlar: Yorum yok.

temel söz varlığı, kelimelerTürkçe, tarihsel gelişimi içinde birçok dille etkileşime girmiş ve sözcük alışverişi yapmıştır. Nasıl başka milletlerle iletişim kurmadan yaşamak mümkün değilse, yabancı dillerden etkilenmeyecek bir dilin varlığı da mümkün olmayacağından; Türk dili de binlerce yıllık tarihi geçmişini yabancı dillerle etkileşerek geçirmiştir. Yazılı belgelerle takip edebildiğimiz Göktürklerden başlayıp, günümüze gelene kadar Türkçe dört büyük dil ailesine mensup birçok dile sözcük verip, onlardan sözcük almıştır.

Türklerin geniş bir coğrafyada hüküm sürmesi, sık sık göçler yaşaması, birçok dini benimsemesi ve tarih sahnesinde çok etkin rol alması diğer uluslarla ciddi bir etkileşime girmesine yol açmıştır. Binlerce yıllık tarihi süreç içinde Türkler, dünya coğrafyasının çok az bir kısmı dışında kalan geniş bir alanda onlarca devlet kurmuş, binlerce savaş geçirmiş, toplulukları kendine bağlamış, başka milletlere tutsak olmuş, birçok devletle ticaret yapmış, din değiştirmiş, göç etmiş ve yabancı uluslarla ilişki kurabileceği nice olaylar yaşamıştır. Komşu uluslardan bir şeyler öğrenip, onlara bir şeyler öğretmeyle geçen binlerce yıl, çok geniş bir coğrafyada milyonlarca kişi tarafından kullanılan Türkçenin de yabancı dillerden söz varlığı ve dil bilgisi açısından etkilenmesine neden olmuştur.

Türkçenin yabancı dillerle etkileşimini tarihsel olarak incelemeye, ilk yazılı belgelerimizin bulunduğu Eski Türkçe döneminden başlayabiliriz. Orhun Yazıtları’nda özel adların dışında kalan “kunçuy” (prenses, KT-K: 9), “señün” (general, BK-G: 8) ve “tutuk” (askeri vali, KT-K: 1) gibi Çinceden alınan istisna sözcüklerin oluşturduğu %1’lik yabancı adların dışında kalan tüm söz varlığı Türkçedir. Bunun için Orhun Yazıtları’nın dili olan Göktürkçe, binlerce yıl öncesinde de Türkçenin varlığına işaret edecek gelişim düzeyinde olsa da bugün Türklük bilimi araştırmalarında dilin “kökü” veya “en eski hâli” olarak kabul edilmektedir. Göktürkçenin %1’den daha az yabancılaşma oranına sahip bir söz varlığına sahip olması (Aksan, 2004: 126), Türkçenin ses ve biçim yapısına ait genellemeler yapmak için önemli bir kaynaktır.

| Devamını Oku... | Yorum Yap! | Bu Yazıyı Paylaşın! |

Söz Varlığı Değişmeleri

Tarih: 12 Haziran 2014  |   Bölüm: Söz Varlığı  |   Yorumlar: Yorum yok.

söz varlığı değişmeleriDünyadaki dışa açık tüm toplumlar, türlü yollarla birbirlerini etkilemektedir. Uluslar arasındaki ticaret, eğitim – öğretim etkinlikleri, siyasal ve dinî etkiler, teknolojik gelişmeler, savaş ve göç gibi ilişkiler toplumların etkileşime geçmelerine yol açmaktadır. Bu durum, süreç içerisinde ulusların maddi ve manevi değerlerinde değişiklik yaratır. Değişikliğin en çok yaşandığı milli değer ise, “dil” olmaktadır.

Dilin özellikle “söz varlığı” boyutu, toplumların kurdukları ilişkiden birincil olarak etkilenmektedir. Çünkü “dilin söz varlığı dış etkilere en açık alandır. Toplumdaki ve evrendeki her değişme öncelikle söz varlığına yansımakta, buna koşut olarak dilin öteki düzeylerini de etkilenmektedir” (İmer, 1998: 1). Bu nedenle toplumlar arasındaki ilişkiler süreci, dilin söz varlığı veya dil bilgisi boyutundaki değişiklikleri de beraberinde getirmektedir.

Söz varlığı değişmeleri, genellikle “gereksinim” ve “özenti” sonucunda yabancı dillerden alıntılar yapma ile meydana gelmektedir. Gereksinim sonucunda alıntı yapma, ulusların çağdaşlaşma yolunda bilim ve tekniği takip etmesi adına yapıldığından, dilin zenginleşmesini sağlayabilir. Fakat özenti sonucunda yapılan alıntılar, dilin yabancılaşmasına ve kendi söz varlığına zarar vererek, onu unutulmaya mahkûm etmesine neden olmaktadır. Kuşkusuz ki yaşayan dünya dilleri arasında “saf dil” yoktur ve yabancı dillerle etkileşime girmek, dilin söz varlığının zenginleşmesini sağlayabilir. Fakat alıntıların sayısı artınca, söz varlığının yok olma tehdidi ortaya çıkmakta ve zamanla dilin kendi sonunu hazırlamasına yol açmaktadır.

| Devamını Oku... | Yorum Yap! | Bu Yazıyı Paylaşın! |

Türkçede Yabancı Sözcükler

Tarih: 12 Haziran 2014  |   Bölüm: Söz Varlığı  |   Yorumlar: 1 Yorum var.

türkçede yabancı sözcüklerDışa açık toplumların tamamı, yaşadıkları süre boyunca dünyadaki uluslarla etkileşime girmişlerdir. Bu etkileşim, doğal olarak kültür ve dil aktarımına da zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle dünyada saf ırk olmadığı gibi, saf dil de kalmamıştır. Ulusların binlerce yıl içinde birbiriyle yakınlaşması gibi, diller de birbirini etkilemiş, yeni diller doğurmuş veya ölüp gitmiştir.

Bugün yaşayan dillerin çoğu, bundan yüzlerce veya binlerce yıl önce aynı dilden ayrılarak yeni bir dil olarak ortaya çıkan dillerdir. Örneğin İtalyanca, Fransızca, İspanyolca ve Portekizce belli dönemlerde Latinceden ayrılarak oluşmuş dillerdir. Bu nedenle İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca gibi diller “ana dil” sayılmamaktadır. Çünkü bu diller, farklı dil veya lehçeler doğuran köklü diller değildir. Türkçe ise bugün yaşayan Çuvaşça ve Yakutça gibi ayrı dil sayılabilecek diller ile Türkmen ve Kırgız Türkçeleri gibi lehçeleri doğurmuş bir ana dildir.

Ulusların savaş, göç, din değişiklikleri, komşuluk gibi ilişkileri sonucunda iletişim kurmalarıyla, bu uluslara ait diller de birbirini etkilemeye başlamıştır. Cezayir’in Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle bu ülkede Fransızca resmi dil olacak kadar yaygınlaşmıştır. Türklerin Müslüman olmaları sonucunda Arapça ve Farsça sözcüklerin hızla Türkçenin söz varlığına eklenmesi de yine bu etkileşimin sonucundadır.

| Devamını Oku... | Yorum Yap! | Bu Yazıyı Paylaşın! |
Sayfalar:1 2 3 4 5 6 » Son »
  • Arama
      arama
      Ayrıntılı Arama


  • Türk Edebiyatı
      Edebiyat
    • Edebiyat Nedir?
    • Halk Edebiyatı
    • Divan Edebiyatı
    • Tanzimat Edebiyatı
    • Edebiyat Akımları
    • Edebi Sanatlar
    • Uyak ve Ölçü
    • Anlatım Biçimleri
    • Anlatımın Özellikleri
    • Düşünceyi Geliştirme Yolları
    • İstiklal Marşı
    • Edebiyatımızda İlkler
    • Pratik Edebiyat Bilgileri
    • Çocuk Edebiyatı
    • Edebiyat Sunuları
  • Yazınsal Eserler
      yazınsal eserler
    • Roman Özetleri
    • Yüz Temel Eser
    • Türk Efsaneleri
    • Türk Destanları
    • Şiir
    • Hikaye
    • Efsane
    • Deneme
    • Biyografi
    • Özgeçmiş
    • Mani
    • Ninni
    • Mektup
    • Eleştiri
    • Söyleşi
    • Günlük
    • Roman
    • Destan
    • Makale
    • Anı
    • Ağıt
    • Tekerleme
    • Dilekçe
    • Gezi Yazısı
    • Haber
    • Fıkra
    • Rapor
    • Nutuk
  • Karışık
      Dil ve Anlatım
    • Özlü Sözler
    • Dünyanın Enleri
    • Bunları Biliyor musunuz?
    • Üç Boyutlu Resimler
    • Dünyanın Yedi Harikası
    • Hazır Cevaplar
    • Güzel Sözler
    • İlginç Bilgiler
    • Bilmeceler
    • Kim Kimdir?
  •   Yukarı çık!
© Çokbilgi.Com - 2009 | Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
| Sitemap | İletişim | Reklam | RSS | Gizlilik & Kullanım |