Yıldıray Çınar
Tarih: 10 Aralık 2011 | Bölüm: Y | Yorumlar: Yorum yok.
1940 yılında Samsun’da doğmuştur. Babası, halk tarzında güfte yazarı imiş, oğlunun da müzikle uğraşmasını istermiş, en büyük ideali de oğlunun, oturdukları Samsun 19 Mayıs Mahallesinin camiinden ezan okumasıymış.
Yıldıray ÇINAR, İlkokul 2. sınıfta saz çalmaya başlar, ilk konserini ilkokul bitiminde verir. Daha sonra sanat enstitüsüne başlar. Okuldaki müsamerelerde konserler verir. Bu arada da saz yapmaya başlar okulun marangozhanesinde. İkinci sınıfta ilk sazını yapar. Samsunlu saz yapım ustası Ömer SİNOP’un yanında bir süre çalışır
Bu sıralarda her delikanlı gibi aşık olur Yıldıray ÇINAR ve sevdiği bu kız yüzünden Samsun’dan ayrılarak İstanbul’a gelir İstanbul’a geldiği tarih 1957′dir ve ilk işi yaşını büyütmek olur. O yıllarda devre kaybı gidenleri ”ceza olsun” diye en uzun süreli vatani görev olan bahriye sınıfına vermektedirler.
Yıldıray ÇINAR da yaşını büyütünce devre kaybı gider ve askerliğini bahriyeli olarak yapar. Kendini çok sevdirir. Bu sıralarda görev yaptığı Gölcük’te Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünü Erkut TAÇKIN’ın babası Namık TAÇKIN Paşa yapmaktadır. Namık TAÇKIN Paşa çok sever bu türkücü genci. Zaten bu sıralarda Erkut TAÇKIN’da yeni yeni müziğe merak sarmıştır. Yıldıray ÇINAR’la birlikte müzik çalışmaları yaparlar. Çalıştıkları müzik türleri ayrıdır fakat ikisi kafa kafaya vererek Orduevinde konserler düzenlerler. Namık Paşanın da yardımları çok büyüktür. Bir seferinde, zamanın Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, SEKA Kağıt Fabrikasına ziyarette bulununca, Namık Paşa, burada bir gece tertipleme görevini Yıldıray ÇINAR’a verir.
Yıldırım Bayezid
Tarih: 10 Aralık 2011 | Bölüm: Y | Yorumlar: Yorum yok.
Osmanlı sultanlarının dördüncüsü.
Saltanatı: 1389-1402
Babası:Murad-ı Hüdavendigar- Annesi: Gülçiçek Hatun
Doğumu: 1360 Vefatı: 1403
Sultan Murad-ı Hüdavendigar’ın oğlu olup, 1360 yılında Gülçiçek Hatun’dan doğdu. Küçük yaştan itibaren zamanın seçkin alimlerinden ilim öğrendi. Değerli kumandanlardan askerlik, sevk ve idare derslerini gördü. 1381 yılında devlet idaresinde yetişmesi için Kütahya’ya vali tayin edildi. 1389′da haçlı ordusu ile yapılan Birinci Kosova savaşına katılarak büyük kahramanlık gösterdi. Babası Sultan Murat, bu savaş sonunda bir Sırplı tarafından şehit edilince, devlet ileri gelenlerinin müşterek kararı ile Osmanlı tahtına geçti.
İlk olarak Sırbistan işlerini yoluna koyan Yıldırım Bayezid bu sırada kendisine karşı ittifak eden Anadolu Beylikleri üzerine yürüdü. Süratle hareket ederek Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Germiyenoğulları, Menteşe ve Hamidoğulları beyliklerini ortadan kaldırdı (1390). Karamanoğulları beyliğini itaat altına aldı (1391). 1391′de İstanbul’u muhasara etti ve yedi aylık bir kuşatmadan sonra şehirde bir Türk mahallesi kurulması, bir cami yapılması ve yıllık verginin artırılması şartıyla anlaşma yaptı. 1392′de Kastamonu üzerine yürüyerek, Candaroğlu topraklarını ele geçirdi. 1394′te Selanik ve Yenişehir’i (Mora) alan Osmanlı orduları, Teselya ve Arnavutluk’a kadar ilerlediler.
Yıldırım Bayezid’in 1395′te İstanbul’u ikinci defa muhasarası yeni bir haçlı ordusunun hareketine yol açtı. Bütün Avrupa milletlerinden meydana gelen haçlılar, Osmanlılara ait Niğbolu kalesini kuşatmışlardı. Adına yaraşır bir süratle gelen Sultan Bayezid haçlıları Niğbolu kalesi önünde ağır bir bozguna uğrattı (25 Eylül 1396). Esir edilen ve fidye karşılığı serbest bırakıldıktan sonra padişaha karşı bir daha savaşmamaya yemin eden Avrupalı asilzadeler ve şövalyelere Yıldırım Bayezid Han şöyle diyordu:
“Ettiğiniz yeminleri size iade ediyorum. Gidiniz, yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize geliniz. Bana bir kere daha zafer kazanmak imkanı sağlamış olursunuz. Zira ben, Allahü tealanın dinini yaymak ve O’nun rızasına kavuşmak için dünyaya gelmişim.”
Yıldırım Gürses
Tarih: 10 Aralık 2011 | Bölüm: Y | Yorumlar: Yorum yok.
1939 yılında Bursa’da doğan Yıldırım Gürses, Bursa Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü’nü bitirdi. Sanat hayatına 1951 yılında Bursa Ses Kralı seçilerek başladı. 1959′da da Üniversitelerarası Ses Kralı seçildi.
1961 yılında kendisi gibi ses sanatçısı olan Ayla Gürses’le evlendi. Bu evlilikten Bayazıt adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi. 1965 yılında Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasını kazandı.1961 yılında Devlet Opera imtihanına girdi ve birinci oldu. Opera’da 7 – 8 ay çalıştıktan sonra ayrıldı.Gürses, 1965 yılında Hürriyet’in düzenlediği Altın Mikrofon Şarkı Yarışması’nı kazanarak, müzik dünyasına adımını atmıştı. 350′yi aşkın Türk Sanat Müziği bestesine imza atan ünlü sanatçı Yıldırım Gürses, 14 Mayıs 2001 tarihinde 61 yaşında kalp krizi sonucu öldü.
Yılmaz Güney
Tarih: 10 Aralık 2011 | Bölüm: Y | Yorumlar: Yorum yok.
1937 yılında Adana’da doğdu, 1984 yılında Paris’te öldü. Çeşitli dergilere öyküler yazdı. Atıf Yılmaz’a asistanlık ve oyunculuk yaptı (1958). Senaryolar yazdı. At Avrat Silah’la yönetmenliğe başladı (1966).
Önemli filmleri (Senaryo): Endişe (Şerif Gören), Sürü (Zeki Ökten), Düşman (Zeki Ökten), Yol (Şerif Gören)- Oyuncu: Ben Öldükçe Yaşarım (Duygu Sağıroğlu), Hudutların Kanunu (Lütfi Ö. Akad), Kurbanlık Katil (Akad), Kozanoğlu (Atıf Yılmaz). Yönetmen-oyuncu: Seyyit Han (1969), Umut (1970), Ağıt (1971), Baba (1971), Acı (1971), Umutsuzlar (1971), Arkadaş (1974).
1.İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney
Yılmaz Güney
Güney Yayıncılık