İsim Tamlaması Nedir?
Tarih: 11 Mart 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 9 Yorum var.
Birden fazla ismin, bir anlam bütünlüğü içerisinde arka arkaya gelerek oluşturdukları kelime gruplarına “isim tamlaması” denilmektedir. Bazı kavram veya nesneleri ifade etmek için bu türden isim tamalamalarına ihtiyacımız vardır. Bir isim tamlaması için mutlaka birden fazla ismin, bir anlam bağı kurarak bir araya gelmesi gerekmektedir.
İsim tamlamalarında, bütün tamlamalarda olduğu gibi ilk kelimeye “tamlayan“, ikinci kelimeye ise “tamlanan” denilmektedir. Örneğin, “boyanın rengi” isim tamlamasında “boyanın” tamlayan, “rengi” kelimesi ise tamlanandır. İsim tamlamaları bulunurken, iki kelimenin de mutlaka isimden oluşması gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır.
Güneş ışığı, okul günleri, bahçe kapısı, İrem’in kalemi, fan sesi, Türk destanı… gibi kelimelerin tamamı isim tamlamalarına örnektir. Bu tamlamaların hepsinde ortak olan özellik, iki kelimenin de isim olmasıdır. Ayrıca bu kelimeler anlam özelliklerine göre yeni bir kavramı veya nesneyi karşılamak üzere mantıklı olarak bir araya gelmişlerdir.
Sıfat Tamlaması Nedir?
Tarih: 8 Mart 2016 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 8 Yorum var.
Sıfat tamlamaları, bir sıfat ile bir ismin bir araya gelerek oluşturmuş oldukları bir kelime grubudur. Tıpkı isim tamlamaları gibi, sıfat tamlamaları da en az iki kelimeden oluşmaktadır. Bu kelimelerden birinin mutlaka sıfat, diğerinin ise isim olması gerekmektedir. Zaten sıfatlar, isimlere bağımlı kelimelerdir. Yani isimler olmadan, sıfatlar yaşayamaz. Bunun için sıfatın olduğu yerde mutlaka bir isim vardır. Bu da demektir ki, sıfatın olduğu her yerde mutlaka bir sıfat tamlaması vardır.
“Kırmızı araba” tamlamasında, araba ismini niteleyen kırmızı sıfatı, onun özelliğini göstermiştir. Bunun için bu kelime grubu bir sıfat tamlamasıdır. Sıfat tamlamalarında isme “nasıl” veya “hangi” sorularını sorabiliriz. “Küçük çocuk” örneğine bakarsak, “Nasıl çocuk?” sorusunu sorduğumuzda “küçük” sıfatını bulabiliriz. Aynı şekilde “bu ev” tamlamasında “Hangi ev?” sorusunu sorduğumuzda “bu” sıfatını bulabiliriz. İsim tamlamalarında ise “Ne?” sorusu sorulmaktadır. İşte sıfat tamlaması ise isim tamlamalarının farkı böyle anlaşılabilir.
Bütün sıfat türleriyle sıfat tamlaması kurulabilir. “Bir kaşık” (sayı sıfatı), “şu apartman” (işaret sıfatı), “akıllı öğrenci” (niteleme sıfatı), “bazı insanlar” (belgisiz sıfat), “hangi kalem” (soru sıfatı)… Bu örneklerde görüldüğü üzere sıfat tamlaması için herhangi bir sıfat yeterlidir.
Büyük Ünlü Uyumu / Kalınlık – İncelik Uyumu
Tarih: 30 Aralık 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Türkçenin ses yapısının temellerini oluşturan kuralların belki de başında büyük ünlü uyumu, diğer bir söyleyişle kalınlık – incelik uyumu gelir. Bu kural, kelimenin hecelerindeki ünlülerin Türkçenin ses yapısına göre dizilişini ifade eder. Ve aslında Eski Türkçedeki kelimelerin neredeyse tamamı bu kurala uymaktayken, bugün birçok kelime bu kurala uymayacak şekilde değişmiştir.
Büyük ünlü uyumu kuralını “Bir kelimenin ilk hecesinde kalın ünlü varsa, kendisinden sonraki hecelerde de kalın ünlü olmalıdır; ilk hecede ince ünlü varsa, kendisinden sonraki hecelerde de ince ünlü bulunmalıdır.” şeklinde tanımlayabiliriz. Yani kelimelerin bu kurala uygunluğuna bakarken, önce ilk hecedeki ünlüye bakarız. Kalın ünlülerden biri (a, ı, o, u) varsa, geri kalan ünlüler de kalın olmalıdır. İnce ünlülerden biri varsa (e, i, ö, ü), geri kalan ünlüler de ince olmalıdır. Aksi hâlde büyük ünlü uyumuna uymaz denir.
“Yağmur” kelimesi büyük ünlü uyumuna uyar; çünkü ilk hecesinde “a” kalın ünlüsü, ikinci hecesinde de “u” kalın ünlüsü vardır. Fakat “kardeş” kelimesi, kalınlık – incelik uyumuna uymaz; çünkü ilk hecesinde “a” kalın ünlüsü varken, ikinci hecesinde “e” ince ünlüsü bulunmaktadır. Kalından sonra ince; inceden sonra kalın ünlü gelemeyeceği için ünlü uyumu bozulur.
Konu ve Ana Fikir Nedir?
Tarih: 19 Aralık 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 62 Yorum var.
Bir metnin konusu ile ana fikri her ne kadar ilk bakışta farklı değilmiş gibi görünse de, aslında farklı kavramları ifade etmektedir. Genellikle metinlerin ana fikri veya konusu sorulduğunda, metinde neye dikkat edeceğimizi karıştırır ve bazen yanlış seçenekleri işaretleyebiliriz. Öncelikle konu ve ana fikir kavramlarını tanımlayarak işe başlayalım:
Konu, “Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje; Üzerinde konuşulan şey, bahis” olarak tanımlanmaktadır. Metinlerde ise konu, yazıda en çok üzerinde durulan olay, durum veya kavramlara denilmektedir. Metni okuduktan sonra, “Bu metinde ne anlatılıyor, yazar neyden söz ediyor?” sorusunu sorduğumuzda, cevap metnin konusunu vermektedir.
Ana fikir ise, “Bir yazının temeli olan asıl düşünce, ana düşünce” olarak tanımlanmaktadır. Ana fikir ile ana düşünce aynı şeyi ifade etmektedir. Metinlerde ise ana fikir, yazarın bu yazıyı yazma amacı ve okuyucuya vermek istediği mesajı ifade etmektedir. Yazıyı okuduktan sonra, “Yazar bu metni ne amaçla yazmıştır, okuyucuya hangi mesajı vermeye çalışmaktadır?” sorularına verilen cevap, bize metnin ana fikrini (ana düşüncesini) vermektedir.