Sondan İkinci veya Üçüncü Ne Demektir?
Tarih: 17 Nisan 2020 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
Özellikle yarışmalarda veya sıralama sorularında baştan ikinci sorulduğunda tereddüt etmeden cevap veririz ama sondan ikinci veya üçüncü sorulduğunda aklımızda bir soru işareti belirir. En sondaki kişi sonuncu mudur, sondan birinci midir? Bu soru kafamızı karıştırdığı için, sondan ikinciyi de belirlerken hata yapabiliriz. Hâlbuki bunun çok basit bir mantığı vardır: Sonuncu demek, sondan birinci demektir.
Şimdi bir koşu yarışı düşünelim. Bu yarışı en önce bitiren kişiye “birinci” denildiğini hepimiz biliriz. Bundan sonra gelen kişiye ikinci, sonrakine üçüncü deriz. En son bitiren kişi de “sonuncu” olur. Peki bu sıralamayı sondan yapınca nasıl olmalıdır? Sıralama mantığını hiç değiştirmeden sondan başa doğru uygularsak, değişen hiçbir şey olmayacaktır. Yani yarışı en son bitiren kişiye “sonuncu” demek yerine “sondan birinci” diyeceğiz. Ondan bir önce bitiren kişi de doğal olarak “sondan ikinci” olacaktır. Bu şekilde sıralama yaptığımızda yarışı ilk bitiren kişi sonuncu olacaktır.
Aslında kilit nokta sondan ikinciyi belirlemektir. Çünkü bir gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz, sonrakiler de hep yanlış gider. Sıralamada nasıl ki birinci, baştan birinci demekse; sonuncu da sondan birinci demektir. Bu kuralı iyi oturtursak ondan hemen sonra gelen kişiye sondan ikinci diyebilir ve bu şekilde hata yapmadan sıralama yapmış oluruz. Bunun için şu kuralı kafamıza koymamız gerekir ki bir yarışı ilk bitiren de son bitiren de birincidir. İlk bitiren baştan birinci, son bitiren ise sondan birincidir. Sonrakileri de ikinci, üçüncü diye sıralama yapabiliriz.
Evde Ders Çalışma Teknikleri
Tarih: 3 Nisan 2020 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 3 Yorum var.
Ev ortamında etkili ve verimli ders çalışmanın altın kuralları vardır. Bu kuralları önemsemeyen ve ders çalışmanın büyük bir yetenek olduğuna inanan kişiler, genellikle çalışmak için masaya oturduğunda hemen sıkılarak kalkan, çalışma zamanını verimsiz kullanan veya “Ne yaparsam yapayım bu dersi anlamıyorum!” diye yakınan kişilerdir. Doğru çalışma yöntemlerini içselleştirmiş kişilere ise bu kurallar çok tanıdık gelecektir. Zira sistemli ve planlı yapılmayan bir çalışma, akıntıya karşı kürek çekmeye benzer. Her oyunun bir kuralı vardır, çalışmayı da kurallarına göre yapmak zorundayız.
Özellikle son günlerde dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını yüzünden tüm dünya evde ve uzaktan eğitim uygulamaya çalışıyor. Elbette önceden hazır bir teknoloji altyapısı bulunan ülkeler bu konuda daha şanslı. Bununla birlikte uzaktan eğitimde öğrencinin evde verimli ve etkili ders çalışabilmesi öne çıkmaktadır. Çünkü bu süreçte öğrencinin öz denetimi ve sorumluluk bilinci gibi, doğru yöntemleri kullanarak planlı çalışması söz konusudur. İşte bu yazıda sizlere evde verimli ders çalışmak isteyen öğrencilerimizin daha sistemli çalışabilmeleri için çeşitli yöntem ve teknikler içeren 15 güzel püf noktası sunacağız:
1. Amacını Belirle ve Kendine Güven!
Amaç belirlemenin ilk sırada yazılması tesadüf değil. Gerçekten bir amaç belirleyen, bu amacın gerekliliğini bilen, kendine güvenen ve gelecekte bu çalışmalarının kendisine neler kazandıracağını bilen bir kişinin çalışma verimi çok üst düzeyde olmaktadır. Öncelikle o masaya oturmadan neyi amaçladığınızı belirleyin. Ve unutmayın, çalışarak elde edemeyeceğiniz hiçbir başarı yoktur!
Eleştirel Okuma Nedir?
Tarih: 31 Mart 2020 | Bölüm: Edebiyat | Yorumlar: Yorum yok.
İlk bakışta zihnimizde eleştirel okuma kavramı, okurun muhalif bir bakış açısıyla okuma yapması, okuduğu her cümleye eleştirme amacı ile yaklaşması gibi bir anlam kazanır. Hâlbuki bu kavram, bilgi çağındaki her insanın bazı okumalarda kullanması gereken bir okuma yöntem – tekniğidir. Eleştiri kavramının üzerindeki olumsuz izlenim, bu kavramın da olumsuz bir bakış açısı ile yapılacağını çağrıştırmaktadır. Birazdan açıklayacağımız üzere eleştirel okuma, aslında bilinçli okurların; doğru ve yararlı bilgiye ulaşmayı amaçlayanların takındığı bir tutumdur.
“Kişinin okuduğu bir metni, kendi bilgi ve deneyimleri ile karşılaştırarak algılaması, mantık süzgecinden geçirerek doğru ve yararlı bilgiye ulaşma çabası” olarak tanımlayabileceğimiz eleştirel okuma, çağımızda etkin bir şekilde kullanılması gereken bir okuma yöntemidir. Bilgi çağındayız ve bilginin öneminin her gün arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Bununla birlikte bilgi kirliliğinin her geçen gün arttığı ve doğru / yararlı bilgiye ulaşmanın zorlaştığı bilgi kaynaklarını kullanmak zorundayız. Bunun için okumalarımızı verimli kılmak, doğru bilgiye daha çabuk ulaşmak için eleştirel okuma yapmak zorundayız. Her bilginin bize doğru şeyler öğretmeyeceğini, bazı bilgilerin bizler için yararlı olmayacağını göz önünde bulundurmalıyız.
21. yüzyılda bilgi, emeğin önüne geçmiştir ve bu süreç gittikçe bu yönde gelişmektedir. Bilgiye ulaşmanın en basit ve geçerli yolu okumak olduğu için, edindiğimiz bilgilerin büyük çoğunluğunu bu şekilde elde ederiz. Okumak aslında basit bir süreç olarak görünse de, bilinçli bir okur olabilmek oldukça zordur. Çünkü yazarlar bazen cümleleri arasına bazı sırlar koymakta, bazen üzerinde uzun uzun düşünerek elde edebileceğimiz bazı şeyleri de yazılarında kaleme almaktadır. Bunun için sıradan bir okuma ile göremeyeceğimiz bazı noktaları görebilmek için her satırı düşünerek, zihnimizde kurgulayarak, mantık süzgecimizden geçirerek değerlendirmek gerekir. Bu da sıradan bir okuyucunun yapamayacağı bir okuma etkinliği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Okul Başarısında Okuma Alışkanlığının Önemi
Tarih: 10 Aralık 2019 | Bölüm: Kitap | Yorumlar: 1 Yorum var.
Kitap okumak, dünyada modası geçmeyen en güzel bilgi edinme, kişisel gelişim ve kültür kazanma yöntemlerinden biridir. Toplumu ayakta tutan aydın insanlar, dünyada iz bırakan büyük liderler, bir şirketin beyin takımında bulunan kişiler veya isimleri tarihe altın harflerle kazınan bilim insanlarının ortak yönlerinin kitap okumak olduğunu bilirsiniz. Tıpkı bunlar gibi kitap okuma alışkanlığının, bir öğrencinin okuldaki akademik başarısını da dört katına çıkardığını duymuş muydunuz?
Genelde kitap okumanın yalnızca dil ve edebiyat dersleri için gerekli olduğu görüşü toplumda yaygındır. Bununla birlikte gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında yapılan birçok araştırmada kitap okuyan öğrencilerin okul başarısının genellenerek arttığı ortaya konulmuştur. “Matematik veya fizik derslerinin, okuma alışkanlığıyla doğrudan nasıl bir ilişkisi olabilir?” şeklinde bir soru zihninizde belirebilir. Doğrudan değilse de dolaylı olarak öğrencilerin kavrama ve düşünme yetenekleri geliştiği için, tüm derslerdeki başarı da bu nispette artmaktadır.
Farklı okullardan ve kültür çevrelerinden yaklaşık 1.000 öğrenci üzerinde yapılan bir çalışmada, okuldaki ders başarılarıyla okuma alışkanlıkları arasında bir bağ kurulmaya çalışılmış. Araştırma, akademik başarısı yüksek öğrencilerin %60’ının düzenli kitap okuduğunu ortaya koymuş. Okul başarısı düşük öğrencilerin %80’inin ise kitap okuma alışkanlığına sahip olmadığı gibi çarpıcı bir sonuç ortaya çıkmış. Ve benzer bir çalışma, akademik başarısı düşük olan öğrencilerin, kitap okuma alışkanlığı kazandıktan sonra okul başarılarının yaklaşık dört kat arttığını ortaya koymuş. Şaşırtıcı ama gerçek!