- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Uygur Türkçesinin Söz Varlığı

uygur türkçesiUygur döneminde, Türklerin yaşam biçimlerinde köklü bir değişiklik yaşanmıştır. Yazlak, kışlak ve otlaklar arasında göçer hâlde hayvancılıkla uğraşan Türkler, Uygur döneminden sonra yerleşik yaşama geçmişlerdir. Kent yaşamına alışmaya çalışan ve tarımla uğraşmayı öğrenen Uygurlar, farklı dinleri benimseyerek yeni bir uygarlık yaratma sürecine girdikleri bu dönemde dillerini de yeni kavramlar için sözcük türeterek zenginleştirmişlerdir.

Uygur döneminde Türkler arasında Şamanizm’in yanında Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık da yayılmıştır. Din değişiklikleri, Uygurların din dairesi içindeki uluslarla çok yönlü ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Bu etkileşim, Uygur döneminin en belirgin özelliğini oluşturmaktadır. Manici veya Burkancı inanç yapısına ait yeni kavramlar, bazen kültüründen etkilendikleri yabancı uluslardan alınmış, çoklukla da Türkçe kökenli sözcüklerle karşılanmıştır. Hem yerleşik yaşama hem de benimsenen yeni inançlara ait somut ve soyut kavramlarla Uygur Türkçesi çok zengin bir söz varlığına sahip olmuştur.

Morrish Swadesh’in listesindeki 100 sözcük de, Uygur Türkçesinin söz varlığında bulunmaktadır. Dahası bu sözcüklerin “yıltız > kök”, “köymek > yanmak”, “üküş > çok”, “tün > gece”, “kasık > kabuk” ve “süŋük > kemik” gibi birkaç tanesinin dışında kalanlar, Türkiye Türkçesiyle neredeyse aynıdır. Ayrıca Swadesh’in listesinde olmayan “itmek” (düzenlemek), “ıdmak” (göndermek), “ömek” (düşünmek), “yış” (orman), “külüg” (ünlü), “süngüşmek” (savaşmak) ve “bediz” (süs, resim) gibi temel sözcükler de Göktürkçedeki hâliyle Uygur Türkçesinde bulunmaktadır (Ercilasun, 2008: 279).



Göktürkçede de işlek olarak kullanılan yapım ekleriyle türetilen -bugün de Türkiye Türkçesinde kullanılan- birçok sözcük, Uygur döneminde Türkçenin söz varlığına kazandırılmıştır. Bugün “gör-“ biçiminde kullanılan “kör-“ eyleminden “körümçi” (falcı), “körünç” (görünüş), “kürünçlemek” (sergilemek) ve “körmez” (kör) gibi sözcüklerin türetilmiş olması; hatta “kör-“ eyleminin “körüm körmek” (yazgısını sormak) gibi deyimler içinde kullanılması, bu dönemde Türkçenin söz varlığının ne kadar geliştiğini göstermektedir (Aksan, 2004: 98).

Uygur Türkçesinin söz varlığında özellikle dinsel kavramları karşılamak üzere ödünçlenmiş Sanskritçe, Soğdca ve Çince sözcükler de bulunmaktadır. “Sudur” (Skr. sûtra; Burkancılığın temel inanç kitabı), “arhan” (Skr. arhant; aziz, kutlu kişi), “poşı” (Çin. bu-şi; bağış, sadaka), “baxşı” (Çin. pâk şi; hoca, üstad), “ajun” (Soğd. ajun; varlık biçimi, hayat) ve “nom” (Soğd. nom; bulaşma, ihtiras) gibi sözcükler, Uygurların kabul ettikleri dinler dolayısıyla söz varlığına girmiş alıntılara örnektir. Uygur Türkçesindeki bu ödünçleme sözcüklerin yanında inanç dünyasına ait terimler başta olmak üzere, sosyal ve kültürel yaşama ait kavramları karşılaması için birçok Türkçe sözcük türetilmiştir.

Kirtgünç” (iman), “agılık” (hazine), “nom bitig” (şeriat kitabı), “emgek kirtü” (ıstırap gerçeği), “törü” (tasavvur) ve “amranmak uguş” (ihtiras ülkesi) örneklerinde görüldüğü üzere Uygurlar, yeni karşılaştıkları kavramları karşılaması için bazen Türkçe kök ve gövdelerden yeni sözcükler türetmişler, bazen de sözcüklerin mecaz anlamlarından yararlanarak birleşik sözcük oluşturmuşlardır.

Yavuz TANYERİ

Söz Varlığısayfasına dön! «|