- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Ural – Altay Dilleri Teorisi

ural - altay dil ailesiUral-Altay Dilleri Ailesi / Teorisi ile ilgili çalışmalar ilk defa bir tesadüf eseri olarak İsveçli Johann Philipp Tabbert (von Strahlenberg) tararından yapılmıştır. Poltava savaşında Ruslara esir düşünce uzun bir süre Sibirya’da kalan bu İsveçli subay, buradaki yerli kavimlerin dil ve kültürlerine dair izlenimlerini kaleme alarak Ural-Altay Dilleri Teorisinin başlatıcısı olmuştur. Güney Sibirya’da Daniel Messerschmidt’in yanında araştırma yapmakla görevlendirilen Strahlenberg, Köktürk harfli Yenisey yazıtlarının bulunuşunda ve bilim dünyasına tanıtılışında da ilk önemli isimdir. Das Nord und Östlicher Theil von Europa und Asia, (Stockholm 1730) adlı eserinde yazar, bu yörede konuşulan dillere topluca “Tatar dilleri” adını vererek, altı grupla 32 dile yer vermiştir.

1- Fin-Ugor dilleri: Macar, Fin, Vogal, Çeremis, Permyak, Votyak, Oıtyak
2- Samoyed
3- Türk-Tatar dilleri: Tatar, Yakut, Çuvaş
4- Moğol -Mançu dilleri: Kalmuk, Mançu, Tangut
5- Tunguz dilleri: Tunguz, Kamasin, Mançur, Tangut
6- Karadeniz’le Hazar Denizi arasındaki halklar

Strahlenberg’den sonra da bu diller konusunda çeşitli araştırmalar yapılmış ve Ural-Altay Dilleri teorisi Finlandiyalı Matias Aleksanteri Castren (1813-1852) tarafından belli bir disipline kavuşturulmuştur. M. A. Castren, Ural-Altay dillerini yerinde inceleyerek yaptığı mukayeseli araştırmalarla ‘”Ural-Altay Dilleri Teorisi”nin kurucusu unvanını kazanmıştır. Castren bu dilleri;

1- Fin-Ugor Dilleri
2- Samoyed Dilleri
3- Tûrk-Tatar Dilleri
4- Moğol Dilleri
5- Tunguzca ve Şiveleri

diye beş dala ayırarak, bunlara “Altay dilleri” adını vermiştir. Tasnifin önemli eksiği Ural dilleri ile Altay dillerinin ayırt edilmemiş olmasıdır. Ancak yazar Ural dilleri ile Altay dilleri arasındaki akrabalığa şüphe ile bakmıştır. Ural-Altay Dilleri Teorisi’ne göre, Ural-Altay dilleri iki büyük kola ayrılır. Bu büyük dil ailesine mensup sayılan diller daha sonra yapılan çalışmalarla şu şekli almıştır:

A- Ural Dilleri                    B- Altay Dilleri

1. Yukagir                                     1. Türkçe
2. Samoyed                                  2. Moğolca
3. Eskimo                                     3. Tunguzca
4. Fin                                           4. Korece
5. Ugor (Macar)                           5. Japonca



Ural Altay Dil Ailesi, eskiden birtakım dilbilimcilerinin varlığını savunduğu; fakat üzerinde genel olarak anlaşmaya varılmamış olan kuramsal bir dil öbeğidir. Günümüzde Altay dilleri ve Ural dilleri olarak ele alınan bu dil aileleri, eskiden aralarında var olduğu düşünülen dilbilimsel genetikten dolayı “Ural-Altay” dil ailesi denmekteydi. Bu “ailenin” Altay kolu Türkçe, Moğolca, Mançuca ve Tunguzca’dır. Macarca, Fince ve Estonca ise bu ailenin Ural kolundandır. Bazı dilbilimciler Korece ile Japonca’yı da bu aileye katmış olsalar da bu yöndeki kanıtlar daha da zayıftır. Fakat son zamanlarda yapılan karşılaştırmalı çalışmalar Japonca ve Korece’nin bu gruba girdiğini göstermiştir.

Günümüzde çoğu dilbilimci Ural ve Altay ailelerindeki benzerlikleri “tarihsel orijin” veya “yakınsama” ile sonuçlanmış karşılıklı etkileşim ile açıklamaktadır. Sondan ek alırlar. Ural ve Altay arasında ünlü uyumu, sondaneklemelilik, cümlede özne-nesne-yüklem sıralaması ve dillerin dilbilgisel olarak cinsiyetsiz olması gibi güçlü benzerlikler göstermişlerdir. Fakat bu tip benzerlikler yapısaldır. Tarihsel dilbilim araştırmasında ortak kelime kökleri önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde bu dil ailesinin varlığına dair bulunabilecek bilgilerin çoğu 1950 öncesi kaynaklara dayanmaktadır. Ural Dil Ailesi ile Altay Dil Ailesinin ayrı incelenmesi gerektiğini savunanlar da azımsanmayacak kadar çoktur ve birçok modern dilbilimci bu görüştedir.

Bu teoriyle ilgili önemli bir çalışma da Estonyalı F. Wiedemann’ın 1838’te yayınladığı “Ural-Altay dillerini Hint-Avrupa dillerinden ayıran benzer yönleri“ni ihtiva eden çalışmadır. 14 madde altında toplanan bu benzerlikler şunlardır;

1. Bütün Ural-Altay dillerinde ses uyumu ortak bir esastır.
2. Ural-Altay dillerinn kelimelerinde gramatikal cinsiyet yoktur,
3. Ural-Altay dillerinde artikel bulunmaz,
4. Bu dillerde kelime çekimi eklerle yapılır.
5. İsim çekimlerinde mülkiyet ekleri bulunur,
6. Bütün Ural-Altay dilleri fiil şekilleri bakımından zengindir,
7. Hint-Avrupa dillerindeki prepozisyon (ön ek) yerine, Ural-Altay dillerinde postpozisyon (son ek) bulunur.
8. Ural-Altay dillerinde sıfatlar isimlerden önce gelir,
9. Ural-Altay dillerinde sayı sözlerinden sonra gelen isimlere çokluk eki getirilmez.
10. Bu dillerde mukayese, ablatif (-den hali) ile yapılır.
11. Yardımcı fiil olarak “habere” ( malik olmak ) yerine, “esse” (olmak, imek) kullanılır.
12. Ural-Altay dillerinin pek çoğunda menfi hareket için özel fiil şekli bulunur.
13. Bu dillerde soru eki bulunur.
14. Bağlar yerine genellikle fiil şekilleri kullanılır.

Ural-Altay dillerinin mukayeseli araştırmaları Castren’i takip eden Alman W. Schott ile (1836) devam etmiştir. Scbott, Altay dillerinin en karakteristik fonetik kuralını bulmuş ve Çuvaşçanın Türk lehçelerinden biri olduğunu ve Altay dilleri içerisinde yer alması gerektiğini ilk defa tespit etmiştir. Türkçe ile Çuvaşça arasındaki bu denkliğin Türkçe ile Moğolca arasmda da bulunduğunu Guıtaf Jolm Ramstedt 1903’te yayımladığı “Über die Konjugation der Khalka-Mongolischen” adlı eserde ortaya koymuştur. Bu fonetik kural şöyledir:

Türkçe: z = Moğolca: r
Türkçe: ş = Moğolca: 1

19. yüzyılın ilk yansında Alman bilgini Klaproth, Siebold ve 19. yüzyılın ortalarında W. Scbott, JL Hoffman Japoncayı da Ural-Altay grubu içerisine almışlardır.

Türk Dilleri Ailesi sayfasına dön! «|