- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Türkçede Yabancı Sözcükler

türkçede yabancı sözcüklerDışa açık toplumların tamamı, yaşadıkları süre boyunca dünyadaki uluslarla etkileşime girmişlerdir. Bu etkileşim, doğal olarak kültür ve dil aktarımına da zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle dünyada saf ırk olmadığı gibi, saf dil de kalmamıştır. Ulusların binlerce yıl içinde birbiriyle yakınlaşması gibi, diller de birbirini etkilemiş, yeni diller doğurmuş veya ölüp gitmiştir.

Bugün yaşayan dillerin çoğu, bundan yüzlerce veya binlerce yıl önce aynı dilden ayrılarak yeni bir dil olarak ortaya çıkan dillerdir. Örneğin İtalyanca, Fransızca, İspanyolca ve Portekizce belli dönemlerde Latinceden ayrılarak oluşmuş dillerdir. Bu nedenle İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca gibi diller “ana dil” sayılmamaktadır. Çünkü bu diller, farklı dil veya lehçeler doğuran köklü diller değildir. Türkçe ise bugün yaşayan Çuvaşça ve Yakutça gibi ayrı dil sayılabilecek diller ile Türkmen ve Kırgız Türkçeleri gibi lehçeleri doğurmuş bir ana dildir.

Ulusların savaş, göç, din değişiklikleri, komşuluk gibi ilişkileri sonucunda iletişim kurmalarıyla, bu uluslara ait diller de birbirini etkilemeye başlamıştır. Cezayir’in Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle bu ülkede Fransızca resmi dil olacak kadar yaygınlaşmıştır. Türklerin Müslüman olmaları sonucunda Arapça ve Farsça sözcüklerin hızla Türkçenin söz varlığına eklenmesi de yine bu etkileşimin sonucundadır.

Dil bildirişim ihtiyacından doğmuştur. Dil ile ilgili her olguyu ve durumu bu ihtiyaç kavramı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Ancak bazen sosyo-psikolojik sebeplerle, diller arası ilişkide “moda ve özenti”ye dayalı alışverişler de olmaktadır. Bu esaslar çerçevesinde diller arası alışverişleri “ihtiyaç / bilgi” alıntıları ve “moda / özenti” alıntıları biçiminde ele almak mümkündür” (Buran, 2006a: 270). Buradan hareketle bir dile özenti veya gereksinim sonucunda yabancı sözcüklerin girebileceğini söylemek mümkündür. Örneğin Türkçede “hoşça kal, Allah’a ısmarladık, görüşmek üzere” gibi karşılıkları bulunmasına rağmen “bye bye” sözcüğünün kullanılması özenti alıntısıdır. Fakat teknolojinin yaşamımıza kattığı önemli bir medya aracı olan “televizyon” sözcüğü, ihtiyaç alıntısıdır.

Yabancı Sözcüklere Türkçe Karşılıklar
sayfamızı gördünüz ?



Türklerin yaşam, inanç ve düşünce boyutunda değişiklikler yaşaması, Türk diline de dolaylı olarak yansımıştır. Yerleşik yaşama geçtiğinde karşısına yeni kavramlar çıkan Türk ulusu, bu kavramları bazen çevresindeki toplumların kullandığı hazır sözcüklerle karşılamıştır. Din dairesindeki değişiklikler, Türkçenin Arapça ve Farsça sözcükler ile dolup taşmasına neden olmuştur. Doğu dillerinden çokça etkilenen Türkçe, Batılılaşma adına kendi söz varlığına yabancılaşmıştır. Bu nedenle sürekli bir değişim gösteren söz varlığı, her yüzyılda bir nedenle özünden uzaklaşmış, yabancı dillerin etkisi altına girmiştir.

Türkçenin yabancı dillere verdiği sözcükler içinde ordu ve askerlik terimlerinin fazla olmasına karşın; Eski Türkçede “asker” anlamına gelen “” (BK-D: 3) ve “çeri” (TM-I: 8) sözcükleriyle “düşman” anlamına gelen “yaġı” (KT-D: 2) gibi terimler terk edilerek, yerlerine Arapça ve Farsçadan alınan sözcükler kullanılmıştır. Hâlbuki bu sözcükler, “süle-” (TY-1-D: 3; ordu göndermek) ve “yaġısız” (BK-D: 24; düşmansız) örneklerindeki gibi türetilmiş sözcüklerde veya “yaġı bol-” (BK-K: 4; düşman olmak) gibi birleşik fiillerde kullanılan ve Türkçenin temel söz varlığında bulunan önemli ögelerdir.

Yavuz TANYERİ

Söz Varlığısayfasına dön! «|