- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Türkçe İngilizceye Sözcük Vermiş midir?

ingilizce kelime bulutu1250 yılında Memluk Sultanı Aybek’in iktidara gelmesiyle, Kıpçak dili Mısır’ın resmi dili olmuştur. 1517 yılında Memluk Devleti’nin Osmanlılar tarafından fethedilmesine kadar, Mısır’da; Altınordu Dönemi’ndeki Tatar dilinin benzeri bir dil olan Kıpçak-Oğuz dilinin kullanıldığı edebiyat alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Kıpçaklar; Arap edebiyatını ve Mısır Arapçasındaki kelime ve dilbilgisini büyük ölçüde etkilemişlerdir.

Türk dilleri; Farsçada da, başta sözcük dağarcığı olmak üzere pek çok alanı önemli ölçüde etkilemişlerdir. 10-16. yy.’larda İran, Orta Asya ve Hindistan’da kurulan Türk-İran devletlerinde, diğer devletlerde görülmeyen benzersiz bir dilbilimsel durum söz konusu olmuştur: Buna göre, bu devletlerde; bilim ve din konularında Arapça kullanılırken, edebiyat ve yazı işlerinde Farsça, Şah ve Sultanların başkanlık ettiği mahkemeler ve orduda ise Türkçe kullanılmıştır.

Persler ve Hintliler, birkaç yüzyılda, İran ve Hindistan’da yaşayan Türklerin büyük çoğunluğunu özümsemişlerdir. Bu nedenle, doğal olarak, pek çok Türkçe kökenli sözcük de Farsça ve Hint dillerine yerleşmiştir. Azeriler ve Türkmenlerin dışında, söz konusu tecrit içinde Türk dilini muhafaza edebilen çok az kavim kalmıştır.

Bedreddin İbrahim tarafından hazırlanan 16. yy. Delhi Sultanlığı Türkçe Sözlüğü’nden elde edilen veriler; Kuzey Hindistan’da konuşulan bu dilin, Kıpçak dilinden geldiğini açıkça göstermektedir. Bu nedenledir ki, ünlü bir Rus gezgini olan ve Rus prenslerinin hizmetindeki Tatarların dili olan Kıpçak dilini çok iyi bilen Aphanasy Nikitin, Müslüman geleneklerini gözetleyerek ilk önce İran’da özgürce yaşamış, sonra da adını Hoca Yusuf Horasani olarak değiştirdiği Hindistan’a yerleşmiştir. Aphanasy Nikitin, bu yerlerde yerel dilleri öğrenmeye gereksinim duymamıştır. Zira, Nikitin’in İran ve Hindistan’da bulunduğu dönemlerde, her yerde Türkçe konuşulabiliyordu.15



Aralarında Türkçe kökenli kelimelerin de bulunduğu Hindu kelimelerinin kabulü, Türkçe kökenli pek çok kelimenin İngilizceye yerleşmesine zemin hazırlayan bir diğer etkendir. Hint dilindeki kelimelerin doğrudan İngilizceye geçmesi, ilk İngiliz fabrikalarının Hindistan’da kurulduğu döneme yani 16. yy.’a kadar uzanmaktadır.

Hindistan’ın İngiltere Krallığının bir parçası haline geldiği 19. yy.; aynı zamanda, pek çok Hint kökenli sözcüğün İngilizceye yerleştiği dönemdir. İngiliz dili farklı Hint dillerinden yaklaşık 900 kelime almıştır ve bu kelimelerin 40 tanesi Türkçe kökenlidir. Bunlara örnek olarak “beebee, begum, burka, cotwal, kajawah, khanum, soorme, topchee ve Urdu” kelimeleri gösterilebilir.

İngilizceye giren Türkçe kökenli kelimelerin 60’dan fazlası Rusça vasıtasıyla bu dile taşınmıştır. Bunlar arasında: astrahan, ataman, hurrah, kefir, koumiss, mammoth, irbis, şaşlik17 vb. bulunmaktadır.

Hetman, horde, uhlan” gibi kelimeler ise İngilizceye Lehçeden gelmiştir. İngilizce Etimoloji Sözlükleri hatalı bir şekilde “uhlan” kelimesini Türkçede “genç adam” anlamına gelen “oglan” kelimesine dayandırmaktadır. Altınordu Dönemi’nde Tatar dilinde kullanılan “uglan” kelimesi ise yalnızca “çocuk, genç adam” anlamında değil aynı zamanda “asil savaşçı” anlamında da kullanılmaktaydı. Bu kelime, sonrasında, “Kaan’ın muhafızları” için de kullanılmıştır.

1313’te Tatarlar, Büyük Litvanya Dükü Hediminas’a Alman Haçlılarından kurtulmasında yardımcı olmuşlardır. 1397’de, Altınordu’nun, Timur’a yenilmesinden sonra Büyük Litvanya Dükü Vitautas, Tatarları, emrine girmelerini ve devamlı olarak o bölgeye yerleşmeleri için ülkesine davet etmiştir. İşte bu Tatar grubu, Alman Şövalyelerinin Grunwald Savaşı’nda yenilmelerinde önemli bir rol oynamıştır. Bu zaferin onuruna, Kaunas’ta, Tatar halkından 1940 alınan büyük bir Cami inşa edilmiştir. Tatarların Polonya ve Litvanya’da yaklaşık 600 yıl yaşadıkları göz önünde bulundurulursa, Lehçeye Türkçeden giren kelimelerin tek kaynağının Türkçe sözcük dağarcığı olduğunu düşünmek için herhangi bir neden kalmamaktadır.

Horde” kelimesi; Türkçedeki “merkez, bir şeyin ortası” anlamına gelen “urda” (orta, urta) kelimesinden gelmektedir. Bu kelime, sonradan “Kaan’ın merkezi, kampı” anlamında kullanılırken, daha sonraları “ordu”  kelimesinin yerine geçmiştir. “Orta” kelimesi Modern Türkçede “birlik, tabur” anlamında kullanılmaya da başlamıştır. Arapçada “urta” “tabur, süvari birliği” anla

mında kullanılmaya başlamıştır. “Ordu” kelimesi ise Arapçada “müfreze, kolordu” anlamlarında kullanılmaktadır.

Türkçe kökenli “Coach, haiduk, kivasz, vampire” kelimeleri ise İngilizceye, Almanca ve Fransızcadan Macarca’ya geçtikten sonra girmiştir.

İngilizcedeki Türkçe kökenli sözcüklerin en sık kullanılanlarından biri olan “Coach” kelimesi, Türkçeden orijinal anlamıyla birlikte alınmıştır: geniş ve üstü örtülü vagon. Bu kelimenin pek çok farklı anlamı daha vardır: “karavan, otomobil, antrenör ve eğitmen” vb. Etimoloji sözcüklerinin çoğu, bu kelimenin kökünün; büyük ve üstü örtülü vagonun ilk defa yapıldığı yer olduğu varsayılan Macaristan’daki Koc kaviminin köylerinin adına dayandığını söylemektedir. Fakat Eski Rusçadaki Türkçe kökenli bir sözcük olan “koç”; “göçebelikte kullanılan üstü örtülü geniş vagon” anlamında kullanılmış, daha sonra bu sözcük yerini aynı anlama gelen “kibitka” sözcüğüne bırakmıştır.18

Türkçe kökenli bir sözcük olan ve “göçmek, taşınmak, değiştirmek” anlamında kullanılan “kuç” kelimesinden farklı dillerde pek çok türetme yapılmıştır. Rusçadaki “koçevat, koçevnik, koş, koşevoy, koşey, kuça” gibi sözcükler “kuch” kökünden türetilmiştir. Rusçaya Fransızcadan giren ancak kökü Türkçe olan bir başka sözcük ise “kucher”dir.

Coach” kelimesinin İngilizceye geçmesinde, halihazırda 800 Türkçe kökenli kelimeyi barındıran Macarcanın da katkısı göz ardı edilmemelidir. Macarların Pannonia bölgesindeki Avar topraklarına geldikleri dönemde, Eski Rusçanın, halihazırda “koç” kelimesini anlamıyla birlikte barındırdığı düşünülürse, gerek Macarların gerekse Rusların ve Almanların bu kelimeyi, temasta oldukları Türk kavimlerinin birinden ya da Modern Macaristan’da yaşayan ve Şarlman tarafından büyük bir yenilgiye uğratılan Avar Türklerinden ya da çok daha öncesinde yaşamış bir kavim ve Avar Türklerinin ataları olan Hunlardan aldıklarını düşünmek yanlış olmayacaktır. Bu kelimeyi kullanan dillere İspanyolcayı da ekleyebiliriz. İspanyolcadaki “araba, karavan” anlamına gelen Türkçe kökenli “coche” kelimesinin pek çok anlamı ve kök olarak kullanıldığı pek çok türemiş sözcüğü vardır.

Türkçe kökenli sözcüklerin İngilizceye yerleşmesinde pek çok dilin katkısı olmuştur. Örneğin Almancadan geçen Türkçe kökenli sözcüklere “shabrack, trabant”; İspanyolca’dan geçen Türkçe kökenli sözcükler arasında “bocasin, lackey”; Latince’den: “janissary, sable”; ve İtalyancada: “kiosk” kelimeleri bunlara örnek gösterilebilir. Bunların pek çoğu İngilizceye Fransızcadan gelmiştir: “badian, caique, caviare, odalisque, sabot, turquoise” vb. Türkçe kökenli kelimelerin İngilizceye geçmesini sağlayan en son dil genelde Fransızca olmuştur.

Fransızların Türklerle temasa geçmesi haçlı döneminde başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselme Devri’nde (14-16. yy.) pek çok Fransız, İspanyol ve İtalyan Türklerin egemenliği altına girmiştir. 1536 yılında, Fransa ve Türkiye, bir Birlik Anlaşması imzalamışlardır. Fransızlara, bu anlaşmayla, ticari, konsüller ve mahkemelerde imtiyazlar tanınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun lüksüne ve zenginliğe olan Fransız düşkünlüğü Türk severlik olgusunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. 14-16. yy.’da, dini baskı ve feodal lordların baskısı altında ezilen Avrupalılar için, Türkiye; dini tolerans, adalet ve zenginliğin bol olduğu bir ülke olmuştur. Bu dönemde, Türkiye’ye yönelik ilgi o kadar yoğundur ki, yalnızca 16. yy.’ın ilk yarısında bile Türkiye hakkında 900’den fazla bilimsel eser yazılmıştır. Bunun bir uzantısı olarak da, pek çok Türkçe sözcük, Fransızca ve diğer dillere alınmıştır.

Önceki Sayfa «| Sonraki Sayfa »|