- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Türk Harf İnkılabı

yeni türk harflerinin kabulüOsmanlı Türkçesi, yüzyıllardan beri, yabancı dillerden alınan kelime ve kuralların etkisi altında çok şey kaybetmiştir. Bu dilin anlaşılabilmesi için Arap ve Fars dillerinin dilbilgilerinin ve birleşimlerinin bilinmesi gerektir. Bu da Türkçenin millî bir dil olmasına engel olmaktadır. Büyük halk kitlelerinin konuştuğu dil ile aydınların dili arasında büyük bir uçurum vardı. Atatürk zamanına kadar olan dili sadeleştirme çabaları başarılı olamamıştı.

Harf İnkılâbı’nın olumlu sonuçları alınmaya başlanmış olduğundan Atatürk dil çalışmaları ile uğraşmak için 12 Temmuz 1932’de, Türk Tarih Cemiyeti’ne kardeş olarak Türk Dili Tedkik Cemiyeti’ni kurdu. Cemiyetin amacı, Türkçenin sözlük, terim, dilbilgisi, cümle bilgisi, etimoloji konularını incelemek ve Türkçenin gelişmesine, dilimizin dünya dilleri arasındaki yerini belirtmeye çalışmaktadır. Dil konusuna titizlikle eğilen Mustafa Kemal, 1929 Eylül’ünde Ertuğrul yatı ile İstanbul’dan Zonguldak’a giderken bir telsiz haberinin eski yazılarla kendisine verilmesine çok sinirlenmişti.

Atatürk’ün direktiflerine göre, önce bir Dil Kurultayı toplanacak, Türk Dili Tetkik Cemiyet’in tezi orada Kurultay’a katılan uzmanların, yazarların, ozanların, basın yetkililerinin ve öğretmenlerin önünde açıklanacak ve onların düşüncesi de alınmak suretiyle dil işi ile olan ilgi genelleştirilecekti.

I. Türk Dili Kurultayı, 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayı’nda toplandı. Amerika Genelkurmay Başkanı General Mac Arthur, Atatürk’ü ziyaret anında Kurultay’daki tezleri, konferansları ilgiyle dinlemişti. Bu ilk kurultayda, Kurum Başkanı Samih Rifat, amacı “Türk dilinin kendi millî kudretleri içerisinde inkişâfını aramak” olarak nitelemişti. Çalışmaların sonunda, bir tüzük düzenlendi. Bunun 20. maddesinde “Türk Dili I. Kurultayı’nın toplandığı 26 Eylül Türk Dili Tetkik Cemiyeti azalarınca Dil Bayramı olarak her yıl kutlanır” denilmekteydi.



26 Eylül’de başlayan Kurultay 1 Ekim’e kadar sürmüştü. Atatürk, Kurultayın ortaya koyduğu sonuçlardan çok memnun oldu. 1 Kasım 1932’de Büyük Millet Meclisi’ndeki açış nutkunda “Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileği olarak temin edeceğiz. Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilâtımızın dikkatli, alâkalı olmasını isteriz” demekteydi.

Türk Dili Cemiyeti daha sonra da Atatürk’ün koruyuculuğunda çalışmalarına devam etti. Bu devrede Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçeden tasfiye edilmesi fikrinden vazgeçen Atatürk bizzat kendi yazıları ve beyanlarıyla da bunu açıkça ifadeden çekinmemiştir. Atatürk, 18 Ağustos 1934’te II. ve 24 Ağustos 1936’da III. Dil Kurultaylarında hazır bulunmuş ve kurultayları izlemiştir. Daha sonra, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde, 1942, 1945, 1949, 1951, 1954, 1957, 1960 ve daha sonraki tarihlerde yapılan toplantılarda Dil Kurultayı çalışmalarına devam etmiştir.

Bu yazı ile alakalı olmak üzere; “Osmanlıca Nedir?” yazısı ile 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan dilin ne kadar gereksiz biçimde yabancılaştırıldığını ve Türkçenin adının dâhi kalmadığını görebilir, “Dil Devrimi” başlığı altında yayımlanan yazılar ile Atatürk’ün öncülüğünde başlayan dilde sadeleşme ve iyileşme hareketini tüm yönleriyle öğrenebilir ve “Türk (Latin) Alfabesi” konumuz ile kabul ettiğimiz yeni Türk alfabesinin tüm özelliklerine ulaşabilirsiniz.

|» Dil Devrimi Sayfasına Dön! «|