1. Ünlü daralması görülen Türkçe kelimeler:
Örnek: söyle-yor>söylüyor,
anla-yor>anlıyor,
yaşa-yor>yaşıyor,
de-yor>diyor
de-e>diye
de-en>diyen,
de-e-lim>diyelim,
ye-en>yiyen,
ye-ince>yiyince,
ye-ecek>yiyecek,
kork-ma-yor>korkmuyor,
gel-me-yor>gelmiyor…
NOT: Birden çok heceli olan kelimelerde de sadece söyleyişte daralma vardır:
Örnek: atlayarak (>atlıyarak), başlayan (>başlıyan), yaşayacak (>yaşıyacak), atlamayalım (>atlamıyalım), gelmeyen (>gelmiyen), gizleyeli (>gizliyeli)…
2. Ünlü düşmesi olan kelimeler:
Örnek: ağız>ağzı, burun>burnu, koyun (bağır, döş)>koynuna, alın>alnı, oğul>oğlu, gönül>gönlüm, beniz,>benzi, ömür>ömrüm, cürüm>cürmü,
hüküm>hükmü, fikir>fikri…
Örnek: ileri-le-mek>ilerlemek, koku-la-mak>koklamak, kavuş-ak>kavşak, uyu>uyku, devir->devril-…
Örnek: nerede>nerde, burada>burda, şurada>şurda…
Örnek: kayıp>kaybolmak, emir>emretmek, keşif>keşfetmek, sabır>sabretmek…
NOT: Gönülden gönüle, ağıza, buruna, babadan oğula örneklerindeki gibi ekte geniş ünlü varsa hece düşmesi olmayabilir.
NOT: oyunu, koyunu vb. hece düşmesi olmayan kelimelerdir.
NOT: Özel isimlerde -hâliyle- hece düşmesi olmaz:
Örnek: Gönül’e, Ömür’ü…
3. Ünsüz türemesi görülen kelimeler:
Örnek: aff>af>affetmek, affı
hiss>his>hissetmek, hissi
zann>zan>zannetmek ,zannı
redd>ret>reddetmek, reddi
şıkk>şık>şıkkı,
zemm>zem>zemmetmek,
hall>hal>halli, halletmek…
Örnek: fiat>fiyat, faide>fayda, zaif>zayıf,
repertuar>repertuvar, lâboratuar>lâboratuvar,
konservatuar>konservatuvar, tual>tuval, tualet>tuvalet…
NOT: Bu kelimelere benzeyip de ünsüz türemesi görülmeyen kelimeler:
Örnek: Duayen, fail, faiz, fuar, fuaye, kuaför, lâik, puan, suare…
4. Ünsüz düşmesi görülen kelimeler:
Türkçede ikiz ünsüz bulunmaz. Bu yüzden Arapçadan dilimize geçmiş olan ve sonunda ikiz ünsüz bulunduran kelimeler yalın durumunda kullanıldığında ünsüzlerden biri düşer.
Örnek: hakk>hak, redd>ret, hiss>his, zann>zan, zemm>zem, hall>hal, şıkk>şık, afv>af…
Alıntı kelimelerden ft, st ünsüz çiftleriyle bitenlerin bir kısmında t sesi söyleyişte düşme eğilimi gösterse de yazıda korunur.
Örnek: çift, rast, serbest…
Farsça “hane” kelimesiyle yapılan birleşik kelimelerde “ha” hecesi korunmalıdır.
Örnek: Hastahane, pastahane, postahane, muayenehane, yazıhane, sarphane, dökümhane, yatakhane, yemekhane, dershane, eczahane…
Fransızca’dan dilimize girmiş olan sürpriz kelimesindeki r, yazıda da konuşmada da korunur.
5. n>m değişimi görülen kelimeler:
Türkçe veya yabancı kelimelerde b’den önce gelen n sesi m’ye dönüşebilmektedir.
Örnek: saklanbaç>saklambaç, dolanbaç>dolambaç, anbar>ambar, canbaz>cambaz, anber>amber, çeharşenbe>çarşamba, pencşenbe>perşembe, çenber>çember, sünbül>sümbül, penbe>pembe, tenbel>tembel, menba>memba…
İstanbul, Safranbolu, Zeytinburnu, düzenbaz, sonbahar, bin bir, binbaşı, onbaşı gibi kelimelerde söyleyişte m’ye doğru bir kayma olmasına rağmen yazda yine “n” olarak korunur.
6. i>ı dönüşümü görülen bazı Arapça kelimeler.
Bunlarda “k” sesi daima kalın okunur.
Örnek: inkılâp, inkıyat…
7. b>p değişmesine uğratılan Arapça kelimeler:
“s”den sonra gelen “b”, “p”ye dönüşür.
Örnek: nispet, ispat, kispet, müspet, naspetmek, tespit, tespih…
“s”den sonra gelmeyen “b”ler ise olduğu gibi kalır.
Örnek: Makbul, ikbal, tatbik, teşbih…
8. c>ç değişmesi görülen ve görülmeyen Arapça kelimeler:
Örnek: eçhel, içtihat, içtimaî, meçhul…
mescit, tescil, teşci…
9. d>t değişmesi görülen yabancı kelimeler:
Farsça “-dar” soneki bulunduran kelimelerde d, t’ye dönüşür.
Örnek: emektar, minnettar, silâhtar, taraftar…
Bazı Arapça kelimeler:
Örnek: metfun, methal, methiye, tetkik…
Bazı Arapça kelimelerde “d” korunmuştur:
Örnek: takdim, takdir (taktir farklı anlamdadır), takdis, tasdik, tekdir…
10. “din” kelimesiyle kurulmuş Arapça isimler:
Örnek: Seyfettin, Necmettin, Hayrettin…
11. “abd” kelimesiyle kurulmuş olan ve “u”lu veya “ü”lü kullanılan Arapça isimler:
Örnek: Abdullah, Abdurrahman…
Abdülkadir, Abdülkerim, Abdülaziz, Abdülhamit, Abdüsselâm…