- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Roman Türünün Özellikleri
Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri

romanİnsan ya da insan topluluklarının başlarından geçmiş ya da geçmesi muhtemel olan sosyal, siyasî, psikolojik, ekonomik, askerî vb. olayların belli bir sisteme bağlı bütünlük içinde anlatıldığı hacimli, olay anlatımına dayalı metinlere roman denir. Masal, hikâye ve efsane gibi geleneksel anlatı türlerinden farklı olarak batılı roman kavramı ilk olarak Tanzimat döneminde görülmeye başlamıştır.

Romanın ayırıcı nitelikleri olarak şunlar söylenebilir:

Roman düzyazıyla yazılmış, uzun, katmanlı kurmaca bir anlatı biçimidir.
Bireyin kendisini kuşatan gerçeklikle –toplumsalve maddi gerçeklik– ilişkilerini anlatan, irdeleyen, sorgulayan bir içeriğe sahiptir. Gerçekliğin türlü görünüş biçimlerini kendi iç gerçekliğini kurarak yansıtır.
Roman farklı söylemleri bir araya, karşı karşıya getirerek toplumsal hiyerarşiyi kırdığı gibi, farklı türlere bünyesinde yer açarak türler arasındaki hiyerarşiyi de kırar.
Roman, modernitenin, yani Batı’nın bireyci, akılcı, laik dünya görüşünün ifadesi olmuştur.
Yine roman, modernitenin gereği olarak kendini eleştirmiş ve bu bireyci, akılcı, laik dünya görüşünün karşısına çıkabilmiştir.
Romanın bireyin, toplumun ve çevrenin değişim ve dönüşümlerine kendini uyduracak esnek yapısı, değişmez kurallara bağlı kalmaması, kendini sürekli değiştirmeye yatkınlığıyla kazandığı çok biçimlilik onun en temel türsel niteliğidir.



Roman 19. yüzyıldan itibaren farklı içerik, biçim ve yöntemlerle ortaya çıkarak birçok alt tür kategorilerine ayrılmıştır. Romanı kendi içinde türlere ayırma girişimleri hep farklı bakış açılarından olduğu için bir birlikten söz etmek mümkün değildir. Örneğin içerik yönünden roman: tarihi roman, gotik roman, macera romanı, töre romanı, psikolojik roman, biyografik, polisiye roman vb.; üslup yönünden: romantik roman, gerçekçi roman, natüralist roman, izlenimci roman, yeni roman vb. ayrılabilir. Bu kategori tabloları kişilere, bakış açılarına göre sık sık değişir. Diğer yandan, postmodern romanlarda tarih, fantastik, polisiye gibi konular ve çeşitli teknikler iç içe geçerek bu tür ayrımını da bir bakıma kırmıştır.

Türk romanı Tanzimattan günümüze kadar düzyazı dili ve üslûbu bakımından başlıca iki ana kola ayrılmıştır:

a. Namık Kemal‘in öncülüğünü yaptığı, Halit Ziya, Yakup Kadri, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay gibi yazarların sürdürdüğü sanatkârane üslûp çığırı. Bu tarzda yazılmış romanlar, belli bir eğitim ve kültür düzeyine sahip okuyuculara hitap ederler. Ayrıca dil ve üslûbu derinlikli fikir, duygu ve hayallerin ifade aracıdırlar. Bazı bakımlardan bu romanları süslü nesir türüne sokabiliriz. Anı Mektup Biyografi Günlük Roman Tiyatro Fıkra Röportaj Makale Eleştiri Haber Yazısı Deneme Gezi Yazısı Söyleşi

b. Ahmet Mithat‘ın başlattığı, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim, Ercüment Ekrem, Güzide Sabri, Cahit Uçuk, Turhan Tan, Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ahmed Günbay Yıldız gibi yazarların devam ettirdiği popüler roman çığırı. Bu tür romanlar genellikle sade düzyazı üslûbuyla yazılmış olup, geniş halk kitlelerinin kolayca okuyup anlayabileceği türden eserlerdir.

Türk edebiyatında ilk Türk roman örneği; Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’un “TALEMAK” olarak çevrilişidir. Roman türünün ilk örneğini XVI. Yüzyılda İspanyol yazar Miguel de Cervontes (Mişel dö Servantes) Don Kişot adlı esriyle vermiştir.

Edebiyatımızda roman türünün ilk örnekleri olarak,  Namık Kemal İntibah adlı eseriyle ilk edebi roman örneğini Halit Ziya Uşaklıgil, ”Mai ve SİYAH’la ilk modern roman örneğini vermişlerdir. Bunları Araba Sevdası adlı romanıyla Recaizade Mahmut Ekrem ,Eylül adlı romanıyla Mehmet Rauf takip eder .

Türk Edebiyatında daha önceleri bu türün yerini tutan ‘MESNEVİLER’ vardı. Bizde ilk yerli romanı Şemsettin Sami Taaşşuk-u Talat ve Fitnat adlı eseriyle vermiştir.

“Roman” sayfasına dön! «|