- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Özne

özne konu anlatımıCümlenin yüklemi oluş veya durum bildiriyorsa özne (Ö), olan (isim cümlesi); yüklem, hareket, devinim, değişim bildiriyorsa özne, yapan /eden öge (fiil cümlesi) durumundadır. Kısaca özne, işi oluşu hareketi başlatan, oluşturan, yapan, eden, devam ettiren veya bitiren öğedir. Türkçede doğal yeri itibariyle özne, kurallı bir cümlede en başta bulunur. Cümlede etkisi ileriye doğrudur. Yüklem ile doğrudan bağlantı kurar. Aşağıda altı çizili kelimeler cümlenin öznesidir.

Cümlede yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da oluş içinde bulunan öğedir. Cümlenin temel öğesidir. Ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir. Cümlede özneyi bulmak için yükleme “kim” ve “ne” sorularını sorarız. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, biz özne sorusunu yükleme değişik biçimde sorarız.

Öğretmen ders anlatıyor. Çiçek elimde soldu. Araba kaza yaptı. Cam kırıldı. Çocuk hastaydı.” Özne, bazı kaynaklarda fiilden sonra cümlenin en önemli unsuru olarak kaydedilir. Aslında, öznesiz bir hareket veya oluş olamayacağından özne, fiil ile birlikte cümlenin asıl unsuru sayılmalıdır. Cümle içerisinde bazen kullanılmasa da Türkçe çekimli bir yüklem yapısına sahip olduğu için çekimli yüklemde/fiilde varlığını her zaman hissettirir. Türkçe, özne-yüklem uyumuna tam bağlı bir dil olduğu için öznenin yerini boş bırakarak yüklemdeki kişi eki ile özneyi işaretleyen bir dildir.



Ders anlatıyor. < Öğretmen ders anlatıyor.
Elimde soldu. < Çiçek elimde soldu.
Kaza yaptı. < Araba kaza yaptı.
Kırıldı. < Cam kırıldı.
Hastaydı. < Çocuk hastaydı.

Öznenin kendine has özel bir kullanım alanı vardır. Bu kullanımı anlayabilmek için derin yapı ve yüzey yapı kavramlarını açıklamak gerekir.

Amerikalı dilbilimci Noam Chomsky bir dili iki düzlemden oluşan bir yapı olarak tanımlar. Ona göre dilin bir soyut yapısı bir de somut yapısı vardır. Soyut yapı, derin yapıdır ve dillerin bütün dil bilgisi kuralları bu düzlemde işlemektedir. Konuşucu kişi, konuşurken kullandığı cümleleri bu düzlemden ödünçlediği yapılarla oluşturur. Dilin somut yapısı ise yüzey yapıdır. Günlük konuşmalarda kullanılan cümleler, dönüşüm (öğelerin yer değiştirmesi) sonucu ortaya çıkan bu yüzey yapıda gerçekleşir. Bu yapı, dil bilgisi kurallarının hem uygulandığı hem de geçici olarak ihlal edildiği yapıdır.

Yukarıda, bir cümle öznesiz olamaz demiştik, oysa görüldüğü gibi günlük konuşmalarda öznesiz cümle kurabilmekteyiz. Dilin bütün kurallarının eksiksiz işlediği derin yapıda özneli olan cümleyi, biz sadece günlük kullanımda (yüzey yapıda) öznesiz kullanmaktayız. Oysa biz özneyi günlük dilde kullanmıyoruz diye özne hiçbir zaman yok olmamaktadır. Buna göre derin yapıda.

Ben kitap okudum.” cümlesi, dönüşüm neticesinde yüzey yapıda, “Kitabı okudum.” şeklinde kullanılmaktadır. Benzer şekilde edilgen çatılı cümlelerde de gerçek özne silinir ve cümlenin nesnesi yerini değiştirerek özne pozisyonuna yükselir. Nesnenin özne pozisyonuna yükseldiği düzlem yüzey yapıdır. Örneğin, “Adam ağacı kesti” (derin aktif yapı) cümlesi edilgen yapıya dönüştürülürken cümlenin gerçek öznesi (adam) silinir ve cümlenin nesnesi olan ağaç, özne pozisyonuna yükselir. Böylece bu cümle yüzey yapıda edilgen olur.

Ağaç kesildi. < Ağaç adam tarafından kesildi < Adam ağacı kesti.

Nesne olan ağaç kelimesinin özne pozisyonuna yükseldiğini almış olduğu hal ekinden de anlarız. Cümle öğelerinden özne her zaman yalın halde bulunur. Özne, herhangi bir şekilde başka bir hal ekini almaz. Hal ekleri, cümlenin diğer unsurlarını fiile / yükleme bağladıkları için çok önemlidirler ve kelimenin cümledeki görevlerini belirlerler. Buna göre cümlede yalın halde bulunan yegane öge, öznedir. Buna karşın, özne, isim çekim eklerinden çokluk ve iyelik ekini alabilir.

İşaret edildiği gibi bir cümlede birden fazla özne bulunmaz, ancak cümlede iş yapan eden unsur birden fazla olabilir. Bu unsurlar virgül veya bağlaçlarla birbirine bağlanır ve tek bir unsur (özne) olarak kabul görür. Bazı kitaplarda yazıldığı gibi bir cümlede birden fazla özne bulunmaz, ancak özne birden fazla kişi veya varlıktan oluşabilir.

Ahmet ve Mehmet bize geldi, (doğru) özne
Ahmet. Mehmet. Osman ders çalıştı, (doğru) Özne
Ahmet. Mehmet ders Osman çalıştı, (yanlış)

Cümlede özneyi bulmak için yükleme kim, kimler ve ne, neler soruları sorulur, işi kimin veya neyin yaptığını gösteren unsur cümlenin öznesidir.

Ahmet ders çalıştı. (Kim ders çalıştı?)
Ahmet ders çalıştı.
Araba yola çıktı. (Ne yol a çıktı?)
Araba yola çıktı.

Türkçede, özellikle şahıs zamirlerinden oluşan özneler, zamanla kullanımdan düşmüş, yerlerini yüklemde yer alan kişi eklerine bırakmıştır. Konuşucu alışkanlık yaptığı için bu durumda özneyi günlük dilde kullanmaz. Bu da zamanla, zamirden oluşan öznenin, gereksiz bir öge imiş gibi algılanmasına neden olmuştur. Bazı durumlarda, vurgulamak gerektiği zaman özne kullanıma girmektedir.

Ders çalıştım, cümlesi yeterince açık ve anlaşılır bir cümledir. Ancak konuşucu. Ben ders çalıştım dediği zaman özneyi vurgulamak istemiştir. Eğer amaç vurgulamak değilse özne gereksiz bir kullanımmış gibi algılanmaktadır. Ancak bu alışkanlığın unutturduğu bir kullanımdır. Öznenin vurgu amaçlı kullanımı zorunlu olursa bu durumda özne yükleme yakın kullanılır: “Derse ben çalıştım.

Ayrıca bazı cümlelerde özne bir kelime grubundan oluşabilir.

Hasan ‘in oğlu bize geldi. (belirtili isim tamlaması)
Kırmızı araba geldi, (sıfat tamlaması)
Erken vatan erken kalktı, (sıfatfiil grubu)

Cümlede özne yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, açık olarak verilebileceği gibi, yüklemin çekiminden de çıkarılabilir. Cümlede olmayan, yüklemdeki şahıs eklerinden anlaşılan bu tür öznelere “gizli özne” adı verilir. Öznesi bulunmayan bir cümlede, nesnenin özne göreviyle kullanılması durumunda ise bu nesneye “sözde özne” denir.

Sana bu kitabı iki günlüğüne verebilirim.” cümlesinin yüklemi “verebilirim” sözüdür. Özneyi bulmak için “Veren kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı geliyor; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir. Bu özne cümlede var olan öğelerden biri sayılmaz. Yani “Geldim.” cümlesinde öznenin “ben” olduğu görülse bile bu cümle sadece yüklemden oluşmuş sayılır.

Her cümlede özne bulunmaz. Yani eylemi yapan bazen belli değildir. “Kasabaya bu yoldan gidilmez.” cümlesinde “Gidilmeyen ne, gidilmeyen kim?” gibi sorulara cevap alınmaz. Öyleyse cümlenin öznesi yoktur.

“Cümlenin Öğeleri” sayfasına dön! «|