- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Orta Asya’nın Türkler Tarafından Fethedilmesi

orta asyayı türklerin fethiTam da bu dönemde Türklerin batıdaki aktif askeri seferleri, Juan-Juanlar ve Eftalitlere karşı tam anlamıyla başlamış oldu. Yaklaşık 552-553 yıllarında “orduların on tümeni”nin lideri olarak İstemi, Yedi Irmak Bölgesi Türkleri ve Eftalitlerin bozgunuyla sona eren Bumin Kağan’ın seferlerinden biri esnasında ona eşlik etti ve Altay bölgesine yerleşerek kendini “On boy sahibi” ismiyle kağan ilan etti.

Batıya bir sonraki sefer 555’te devam etti. Eldeki mevcut bilgi kaynaklarına göre, Türk ordularının ilerlemelerinin batı sınırı, Orta Sir-i Derya boyunca (Taşkent Vahasının kuzeyine) ve Aral Gölünün yukarısına doğru çizilebilir. Yazılı kaynaklarda 555’te İstemi’nin Türk ordularının aşırı ilerlemesi, Sogdina’dan Toharistan’a geçen dağın Orta Çağ ismi olan Temir-kapig (Demir Kapılar) diye tanımlandılar ve bu ordular Basun dağlarına yerleştirildiler. İlk akınlarda bile Türkler, Orta Asya’nın büyük bölümünü kapsayan Eftalitlerle çarpıştılar.

5. yüzyılın sonunda Peroz’un ordularının yenilgisinden sonra Eftalitlere çok büyük vergi vermek zorunda bırakan Orta Asya’nın fethine, Sasani İran’ın diplomatik desteği altyapı olmuştu. 1. Hüsrev Anuşirvan’ın hükümdarlığı zamanında (531-579) reformlar sonucunda İran güçlendi ve Eftalitlere vergi vermeyi reddedecek kadar bir askeri güce ulaştı. I. Hüsrev, Türklerle birleşerek Eftalitlerle çarpışmayı düşündü. Dinavery’e göre olaylar şöyle gerçekleşti:

I. Hüsrev Eftalitlere karşı ordular gönderdi ve Toharistan, Zabulistan, Kabulistan ve Çaganiyan. Daha sonra Türklerin hükümdarı halkını topladı ve Horasan’a doğru yola çıktı. Çaç, Fergana, Semarkand, Keş prensliklerini fethetti ve Nesef ve Buhara’ya ulaştı. Birçok araştırmacı Türklerin Eftalitleri 560 ve 567 Arasında bozguna uğrattığını kabul eder. Öncelikle, askeri anlaşmaların sonucunda nüfus etkilendi: “Çaç, Terek, (örneğin Parak), Semarkand ve Sogdiana’da birçok yer harabe haline getirildi ve baykuşların mekanı haline geldi. Çaganiyan, Bamian, Hutlan ve Balh’ta yaşayanların hepsi için zor zamanlar başladı.



Eftalit Devleti’nin bozgunundan hemen sonra fethedilen bölgeler, itaat ve kontrol altına alındı. Anlaşmayla Türkler Amu Derya’nın kuzeyindeki alanlara sahip olurken, güney bölgeler ise İran’ın oldu. Bununla beraber Türkler sınır ihlallerine devam ettiler ve neticede Toharistan’ı ele geçirdiler. Firdevsi ve Arap tarihçilerine göre 588’de Amu Derya’yı geçerek, tüm Toharistan’a hakim oldular ve Herat’ın batı bölgelerine kadar ilerlediler. 7. yüzyılın başlarında İran, Türkleri ve Toharistan’ın sağ tarafındaki Eftalitleri bozguna uğratmak için büyük çaba gösterdi. İran kumandanı Simbat Bagratuni bir zafer kazandıysa da, bu bölgeler İran’ın yönetimi altında uzun süre kalmadılar. Daha sonra bu bölgeden sürüldüler, böylece Türkler kolayca Toharistan’a yerleşmiş oldular.

Eftalitlerin bozgunundan sonra müttefikler arasında anlaşmazlıklar baş gösterdi. Buna onların ekonomik çıkarları sebep oluyordu, bilhassa en önemli sürtüşme nedeni, en eski zamanlardan beri Çin’den Bizans’a doğru uzanan ve Orta Asya’dan geçen İpek Yolu üzerinde, hakimiyet kavgasına yol açıyordu. Sogdina’dan Bizans’a giden ipeğin taşımacılığı konusunda bir anlaşma yapmak için Türk Kağanlığı İran’la müttefik olduğu bir zamanda İran’a bir kervan gönderdi. Sogdian tüccar Maniah kervanın başındaydı. Bu görev tam bir yıkımla sonuçlandı. Satın alınmış ipek, elçilerin gözü önünde yakıldı. Sadece Türklerin olduğu ikinci kervan da dağılınca müttefikler İran ve Türk Kağanlığı arasında askeri çatışmalarla sonuçlanan bir kriz ortaya çıktı.

Daha sonra Kağanlığın yönetimi İran’ın rakibi olan Bizans İmparatorluğu ile politik ilişkiler kurmaya karar verdi. 558’de Maniah yönetimindeki kervan Hazar Denizi’nin kuzey kıyılarından Bizans tarafına, Kafkasya’ya doğru yol aldı. Bu, İran’a karşı bir askeri anlaşmayla sonuçlandı. Aynı yıl kervan geri döndü ve Zemarh yönetimindeki Bizans’ın kervanı, karşılık olarak bir ziyaret yaptı. Bizans-Türk ilişkileri sürekli hale geldi ve ilk kervanı diğerleri takip etti.

Böylece 6. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk Kağanlığı Orta Asya’da politik üstünlük haline geldi. Mançurya’daki Kidany, Yenisey’deki Kırgızlar bölgeleri fethedildi ve Orta Asya’da Eftalitler bozguna uğratıldı. 576’da Türkler Kerç’i zaptettiler. Doğuda Kore körfezinden batıda Hazar Denizi’ne, güneyde Gobi Çölü’nden kuzeyde Baykal Gölü’ne kadar dev bir göçebe imparatorluk, Kağanlık, bu zamanın en büyük devletlerinin (Bizans, Sasani, İran ve Çin) politik ve ekonomik ilişki sistemlerine katıldı ve İpek Yolu’nun kontrolü için onlarla mücadele etti.

Türk Kağanlığı’nın tüm tarihi, 581 ve 603 arasında Kağanlığın, Doğu Türk Kağanlığı ve Batı Türk Kağanlığı diye ikiye bölünmesiyle sonuçlanan iç anlaşmazlıklar ve sürekli savaşlarla doludur.

Doğu Türkistan vahaları ve Orta Asya, Batı Türk Kağanlığı’nın hakimiyeti altındaydı. 630-682’de parçalanmadan hemen sonra Doğu Türk Kağanlığı hızla zayıflayarak Çin İmparatorluğu tarafından yenilgiye uğratıldı ve siyasi varlığını kaybetti. Aynı dönemde Batı Türkleri daha başarılıydılar. Tarduş Kağan (Datou) hükümdarlığı zamanında Türkler Orta Asya’daki durumlarını iyice sağlamlaştırdılar ve doğuda Telo ve Seniato boylarına karşı aktif askeri harekatlar yürüttüler.

Batı Türkleri en sonunda bu boyları 615-619’da fethetti. Aktif dış politika batı sınırında sürdürüldü; 627’de Maveraünnehir’de Türk orduları, Bizans ve İran arasındaki savaşa Bizans taraftarı olarak katıldılar. 630-651 yılları, kağanlık içindeki mücadelelerle lekelendi. 651’de Aşin Halu tarafından yönetilen Batı Türkleri ana kuvvetleri Çin ordularınca ezildi. Çin, Batı Türk Kağanlığı’nın arazisini Türk kökenli Çin memurları tarafından yönetilen prensliklere böldü. Bununla beraber, bu prenslikler 7. yy.’ın 70’li yıllarında hızla güçlenen Tibet gibi Çin’e sözde bağlıydı ve açıkçası, Çin’i Orta Asya’dan ayırmaya yarıyorlardı. Türgeş Kağanlığı (702-756), Batı Türk Kağanlığı’nın yerine geçti.

Bununla beraber Türk boyları özgürlüğün kaybını sindiremediler. 682’de hanedan soy olan Aşin’den Kağan İlteres (Çin kaynaklarına göre Gudulu) yönetiminde birtakım isyancılar İkinci Türk Kağanlığı’nı kurdu. İlteres’in kardeşi Maçyo (Türk kayıtlarında Kapagan Kağan) hükümdarlığı zamanında Türkler ve Moğalistan’da yaşayan Telo boyu Tan İmparatorluğu’ndan ayrılarak bağımsız oldu. İkinci Kağanlığın ana arazisi Gobi Çölü’nden kuzeye yayıldı. Kağanın karargahı Orhun ırmağı bölgesinde dağlık ve ormanlık Ötüken Yöresi’ndeydi, güney sınırı da Kuzey Moğolistan’daydı ve uzaktaki kuzey alanları Altay ve Tuva’daydı.

Orta Asya ‘daki yeni askeri seferler Kapagan Kağan’ın ismiyle ilişkilidir. 711’de Kapagan Kağan, Yedi Irmak Bölgesi’ndeki Türgeşlere karşı ilerlemeye başladı ve bunları 712’de bozguna uğrattı, daha sonra, Araplar tarafından fethedilmiş Semerkand’a dayandı. Ama yenildikleri için geri dönmek zorunda kaldılar. Kapagan Kağan’ın ölümünden ve takipçisi Bilge (Mogilyan) Kağan’ın hükümdarlığından sonra, iç çekişmeler sonucu kağanlık zayıflamayla ve sonunda 744’te çöktü.9 Araplar arasında “Abu Müzahim”-“Fil”10 lakaplarıyla bilinen Kağan Sulu tarafından yönetilen Türgişler Orta Asyalı yöneticilerin Arap fetihlerine karşı mücadelelerinde en büyük müttefikleri oldular.

En Eski Türk Tarihi sayfasına dön! «|