- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Kemal Tahir

kemal tahirHikâyeci, romancı olarak tanınan Kemal Tahir, marksist düşünürler içinde, Türkiye’de önemli bir yer işgal eder. Kemal Tahir, marksist düşüncede “Asya tipi üretim tarzı”nı benimseyenlerdendir. Bu ifade Marx’ın üç üretim tarzı ayırımından biridir. Bu üretim tarzında toplumlar, kapalı köy ekonomisi halinde yaşar. Köy birimi içinde tarım ve küçük sanayi işkolu oldukça gelişmiştir. ATÜT, hem tarihsel hem tarihsiz kabul edilmektedir. Asya toplumlarının uzak tarihlerinde yaşandığı ve başlangıcının ve sonun bilinmediği için böyle nitelenmiştir. ATÜT’te toplumlar sınıfsız değildir.

ATÜT modelini Osmanlı toplum yapısına uydurmaya çalışarak sosyalizme ve soslist duruma kendi tarihimizden bir alt yapı ve temele oturtmak isteyenler Sencer Divitçioğlu, Muzaffer Sencer, İdris Küçükömer, Kemal Tahir ve Niyazi Berkes’tir. ATÜT modeli, Muzaffer Sencer tarafından Orta Asya Türk toplumları tarihine uygulanmaya çalışılmıştır. Ayrıca konunun Moğollarla İslâmiyet’le ve Selçuklularla da bağlantısı kurulmuştur.

ATÜT modelini Osmanlı’ya uygularken, Marx’ın ilkelerine uygun olarak Osmanlı’nın sınıflı bir toplum olduğu, bunun da devlet-reaya şeklinde belirdiği söylenmiştir. Fakat Osmanlı’da sınıflar arasında Batı’da olduğu gibi aşılmaz duvarlar olmadığı, sistemin uydurulması açısından belirtilmiştir. Sencer Divitçioğlu, ATÜT’e uygun olarak Osmanlı’nın iktisadî yapısı ile Avrupa’nın feodal yapısını karşılaştırır ve Osmanlı’nın asla feodal bir yapıya sahip olmadığını beyan eder. Asya tipi üretim tarzı, (ATÜT) onlara göre, az gelişmiş toplumlara uygun bir modeldir.

Asya tipi üretim tarzını, Türk toplumunun ve tarihinin gerçeklerini anlamak için benimseyen Kemal Tahir, bu modeli bir araç olarak kullanmıştır. O, toplumlar üzerinde düşünürken her konuyu Doğu-Batı mücadelelesi tarzında ele almıştır. O, Osmanlı toplumunu, “Devlet Ana” gibi romanlarında yorumlarken Türk toplumunun ve insanının somut gerçeklerini, hareket noktası olarak almıştır. Onun Osmanlı tarihine bakışı hem kuramsal hem de somut ve pratik açıdandır. Çünkü o, tarihe bütüncü bir açıdan bakmayı uygun görmüştür. Kemal Tahir bu ikili bakış tarzında ve sadece kurama ne de olgu gerçekliğine bağlanmıştı ama bunların karşılıklı etkileşimini esas almıştır.



O, Marksizmin toplumumuzun gerçeklerine uydurulmasını kuramın değişmesini hedefler. Toplumumuzu yarım yamalak bilinen Marksizme uydurulmaya çalışılmasına karşı çıkar. Dolayısıyla kuramın, bize has somut gerçeklikler karşısında yeniden üretilmesine taraftardır. Kemal Tahir, Batılılaşma serüvenine girdiğinden beri Türk toplumunun çift gerçekli bir toplum haline geldiğini söyler. O, millî kültürün bütüncü olarak belirlenmesini Türk gerçekliğinin kendine has özellikleri ile kavranması şartına bağlar. Kemal Tahir, Batılılaşmaya karşı çıkarken, devletin gerçekliğini, batılı kavramlara göre yeniden üretmeye çalışmasını doğru bulmamasına dayanır. O, Doğu toplumlarının, bireysel hürriyete, Batı’dan çok daha önce ve farklı şartlarda ulaşmış olduğuna inanır. atatürkün kısaca hayatı

Kemal Tahir’e göre, Osmanlı’nın ve Cumhuriyet’in en büyük yanlışı Batılalaşmak istemesidir. O, “Osmanlı için Batı’ya benzemek cezanın en büyüğü idi” der. Bunu da Kur’an’da bazı toplumların Tanrı buyruklarına karşı geldikleri için cezalandırılmış olmalarını bildiren ifadelere dayandırır. O, “Bizi ters çevirdikleri zaman Batı, Batı’yı ters çevirdikleri zaman biz çıkarız” der. Kemal Tahir, “İstiklâl Savaşı’nın, antiemperyalist olmadığını emperyalizmin ülkedeki durumunu meşrulaştırdığını iddia eder. Kemalizm’i gericilik sayar, Öz Türkçeliği vatan hainliği kabul eder. Nüfus plânlamasına karşı çıkar.

Harf devriminin bizi mazimizden ayırdığını ileri sürer. Padişahlık kurumunun Doğu toplumlarında dış sömürüye karşı “çok özel bir güven barajı” olduğunu söyler. Kemal Tahir’in fikirlerinin etkisi çok geniş olmuştur ve bu etki günümüzde de devam etmektedir.

Kim Kimdir? sayfasına dön! «|