- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Karamanlı Nizami

karamanlı nizamiFâtih devrinin kasîde ve gazel şairlerinden olan Nizamî Karaman’da yetiş­miş, iyi öğrenim görüp özellikle Farsçayı iyi öğrenmiştir. Güzel, yakışıklı, atak tabiatlı, eğlenceye düşkün bir genç olan Nizamî şiirlerinde daha çok dış görünü­şe önem vermiştir. Bundan dolayı fikir noksanlığı ve anlam eksikliği şiirinin özelliklerinden biri olarak görülmektedir. Çok defa cinaslar, çeşitli benzetmeler ve kelime oyunları ile şiirindeki boşluğu örtmüştür. Bununla beraber Nizamînin şiirleri dış mükemmelliği bakımından XV. asrın en düzgün söyleyişlerine sahip­tir.

Aruz veznine hâkimiyeti, hece tekrarları ve dolgun rediflerin yardımı ile şiir­de bir ahenk oluşturduğu da görülmektedir Nizâmî’nin bilinen tek eseri divanı­dır. Bu divanda Farsça gazel ve rubailer varsa da Türkçe şiirlerinin sayısı fazla­dır. Nizâmî’nin mürettep olan divanının başında kasîdeler, sonra gazeller yer al­maktadır. Daha sonra murabba, muhammes, kıt’a, rubaî ve müfredler gelir. So­nunda da Farsça şiirler yer almaktadır.

Nizâmî’nin divanında 11 kasîde bulunmaktadır. Bunlardan ilki bir na’ttir. Diğerleri Karaman beyi İbrahim Bey, kardeşi Kasım Bey ve oğlu Pîr Ahmed Bey için yazılmıştır. Fâtih Sultan Mehmed için yazılmış “nergis” redifli bir kasidesi bulunmaktadır. Yine bu sultan için yazıldığı söylenen “kasr” kasîdesi ise, Pîr Mehmed Bey için yazılmıştır. Nizâmî’nin asıl şairliği gazellerinde görülür. Tezkire yazarları da şairin özellikle gazellerini beğenmiş ve övmüşlerdir. Şeyhî ile Nizami‘yi karşılaştırmaları ve onu diğerlerinden üstün tutmalada gazelleri sebebiyledir.



Gazellerinin sayısı 124’tür. Konularını sevgiliden ve aşktan alan, şekil bakımından kusursuz, fikir bakımından sathî olan, basit teşbihler mecazlar, kelime ve mantık oyunları ile süslenen bu şiirlerde, yer yer şairin kendi hayatına ve devrin yaşayışına ait bazı ipuçları verilmiştir. Genellikle yedi beyitten oluşan gazelleri, kasidelerine nazaran daha sade bir üslûp ve dille yazıl­mıştır. Ancak oldukça güzel gazelleri de vardır. Bunlar, klâsik edebiyatın mantı­sına tamamen uygun, söylenişi kusursuz, mazmunların ve edebî sanatların başa­rıyla kullanıldığı şiirler olarak görülmektedir.

Nizâmî‘nin dikkat çeken taraflarından biri de aynı zamanda nazire şairi olu­şudur. Ahmedî, Nesîmî, Kadı Burhaneddin, Şeyhî. Ahmed Paşa, Adnî, Edir­neli Hufî, Mehdî, Ulvî ve Atâ’î’nin şiirlerini tanzir etmiş, özellikle Ahmed Paşa’yı kendisine üstat olarak kabul etmiştir. Bu, nazireciliğine rağmen; taklitçi bir şair olmadığını da ispat etmiştir. Nitekim yazdığı nazirelere kendi kişiliğinin dam­gasını vurmuş ve çoğu kere tanzir ettiği şairlerin şiirlerinden daha güzellerini yaz­mayı başarmıştır. Bundan dolayı onun şiirlerine de pek çok nazireler yazılmıştır. Nitekim Mecmau’n-nezâ’ir’de bulunan 19 zemin şiirine aralarında dönemlerinin önde gelen Necâtî, Lâmi’î, Hayalî, Muhibbî, Hilâlî-i Kazzâz, İshak Çelebi, Nazmî, Zatî gibi şairler tarafından 299 tane nazire söylenmiştir.

Nizâmî’nin diva­nının on nüsha üzerinden karşılaştırmalı metni Halûk İpekten tarafından neşredil­miştir (Karamanlı Nizami Hayatı. Edebi Kişiliği ve Divanı. Ankara 1974).

Kim Kimdir? sayfasına dön! «|