- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Kafiye Örgüsü / Uyak Şeması

uyak, kafiye, ölçü, vezin1. Çapraz Uyak (Kafiye):

Bir dörtlükte birinci dize ile üçüncü dizenin, ikinci dize ile de dördüncü dizenin kendi arasında kafiyeli olmasına ‘’çapraz uyak (kafiye)” denir. Çapraz uyak, “abab” şeklinde gösterilir.

Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün a
Gelin, gelin, onu açın geceler b
Beni yâd edermiş gibi bütün gün a
Ötün kulağımda çın çın geceler b
(Necip Fazıl)

Gördüler: “Aynada bir gizli cihan…
Ufku çepçevre ölüm servileri…”
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlü, uzun saçlı peri.
(Yahya Kemal Beyatlı)

Şu bakır zirvelerin ardından
Bir süvari geliyor kan rengi.
Başlıyor şimdi melûl akşamdan
Son ışıklarla bulutlar cengi…
(Ahmet Haşim)

Kara gözlüm, efkârlanma gül gayrı,
İbibikler öter ötmez ordayım…
Mektubunda diyorsun ki “Gel gayrı!”
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım…
(Bekir Sıtkı Erdoğan)



2. Düz Uyak (Kafiye):

Bir dörtlükte birinci dize ile ikinci dizenin kendi arasında, üçüncü dize ile de dördüncü dizenin kendi arasında kafiyeli olmasına “düz uyak (kafiye)” denir. Şiir beyitlerden oluşuyorsa her beytin kendi arasında kafiyeli olmasına “düz kafiye” denir. Dörtlüklerde “aabb“, beyitlerde ise “aa, bb, cc …” şeklinde gösterilir. Şimdi düz kafiyeye örnek verelim.

Bursa’da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda sakırdayan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar…
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden,
Ovanın yeşili, göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilâhisi.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik,

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafileyle…

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan,
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
(Yahya Kemal)

(a) Gâh odunda vü gâh suda idi
(a) Dün ü gün kahrile kısuda idi
(b) Ol kadar çeker idi yükler ağır
(b) Ki teninde tü komamıştı yağır
(c) Nice tü kalmamıştı et ü deri
(c) Yükler altında kana döndü deri

(a) Kandilli yüzerken uykularda
(a) Mehtabı sürükledik sularda
(b) Bir yoldu parıldayan gümüşten
(b) Gittik… Bahs açmadık dönüşten
(c) Hulyâ tepeler, hayal ağaçlar
(c) Durgun suda dinlenen yamaçlar
(d) Mevsim sonu öyle bir zaman ki
(d) Gaaip bir mûsikiydi sanki.
(Yahya Kemal)

3. Sarma Uyak (Kafiye)

Bir dörtlükteki birinci dize ile dördüncü dizenin kendi arasında, ikinci dize ile de üçüncü dizenin kendi arasında kafiyeli olmasına “sarma uyak (kafiye)” denir. Sarma kafiye “abba” şeklinde gösterilir.

Her şey yerli yerinde; havuz başında servi a
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan, b
Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan, b
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi. a

Tuna’yı görmedim, fakat, tanırım,
Bir ümit önünde koştuğum zaman,
Geçmişi anarak coştuğum zaman
Kendimi Budin’in beyi sanırım.
(Arif Nihat Asya)

Seni sevmek mor denizlerdi biraz
Ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
Umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen
Seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz
(Afşar Timuçin)

Perdemiz üstünde uçan leylekler
Şimdi ay vurunca yabancı, uzak
Mavi bir iklimden kanat çırparak
Geçen leyleklere benzeyecekler
(Ali Mümtaz Arolat)


İkinci Kaynak

1- Düz Kafiye: Birinci mısra ile ikinci mısraın; üçüncü mısra ile dördüncü mısraın birbiriyle kafiyeli olmasıdır aaaa, aabb, aaab. Mesnevi tarzı kafiye de denilir.

a- İftardan önce gittim Atik-Vâlde semtine,
a- Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
b- Sessizdiler. Fakat Ramazan maneviyyeti,
b- Bir tatlı intizara çevirmiş sükûneti.

a- Gökyüzünde tüten olsam,
a- Yeryüzünde biten olsam,
b- Al benekli keten olsam,
b- Yar boynuna sarsa beni.

2- Çapraz Kafiye: Bir dörtlükte; birinci mısra ile üçüncü mısraın, ikinci mısra ile de dördüncü mısraın kafiyeli olmasıdır. abab şeklinde gösterilir.
a- Hayran olarak bakarsınız da,
b- Hûlyanızı fetheder bu hâli.
a- Beş yüz sene sonra karşınızda,
b- İstanbul Fethi’nin hayâli.

a- Bir hayalet gibi dünya güzeli,
b- Girdiğinden beri rüyâlarına.
a- Hepsi meshûr, o muamma güzeli,
b- Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

3- Sarma (l) Kafiye: Bir dörtlükte; birinci mısra ile dördüncü mısranın ve ikinci mısra ile de üçüncü mısraın kafiyeli olmasıdır. abba şeklinde gösterilir.

a- İhtiyar elini bağrına soktu,
b- Dedi ki, “İstanbul Muhasarası.
b- Başlarken aldığım gaza yarası,
a- İçinden çektiğim bu oktu!

b- Bir sonbahar akşamı… sahillerdeyim,
a- Gamlı bir heykel gibi kayalarla ben.
b- Dağınık saçlarımdan pervasız esen,
a- Rüzgârların elinde bir kırık neyim.

Uyak ve Ölçü sayfasına dön! «|